Filistinli Yazar Muin Naim: Filistin halkı baskılara sessiz kalamaz
Siyonist işgalcilerin Filistin halkına yönelik baskıları, Mescid-i Aksa'ya yaptıkları baskınlar ve en son yapılan bireysel direniş eylemiyle 8 siyonist askerin öldürülmesi olayına ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, İslam dünyasının yaşananlara yeterince tepki göstermediğini, yapılan bireysel direniş eylemlerinin kimileri tarafından terör eylemi olarak nitelendirilmesini eleştirerek, saldırılara karşı tepki gösterilmesinin Filistinlilerin en doğal hakkı olduğunu ifade etti.
"Ariel Şaron hükümeti nasıl ki 100 günde kaybettiğini ilan ettiyse yeni hükümet de aynı şekilde kaybettiğini ilan edecek"
Son kurulan işgal hükümetinin dünyaca bilinen faşist bir hükümet olduğunu söyleyen Naim, " Başta Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich gibi isimlerin bu hükümette yer alması nasıl terörist bir hükümet olduğunu göstermektedir. Çünkü ikisi de işgal devletinin yasalarını dahi çiğneyen ve terör eylemleri yapan örgütlerin kurucu ve üyeleridir. Bu hükümet kurulduktan sonra daha önce fikir babaları Ariel Şaron'dan öğrendiklerini uygulamaya kakıştılar. Filistin direnişini bir şekilde bastırmaya çalıştılar. Diğer taraftan da Filistinlilere baskı uygulayarak direnenleri, haklarını savunanları haklarını aramaktan vazgeçirmeye çalıştılar. Nasıl ki Ariel Şaron hükümeti 100 günde kaybettiğini ilan ettiyse bunlar da aynı şekilde ilan edecekler. Ancak bugüne kadar yapılanların tepki almaması, ses getirmemesi önemlidir. Çünkü bu Filistinliler için 'acınız artık kimsenin umurunda değil' gibi bir mesaj olarak algılanmıştır." dedi.
"Filistin'de ateş küresi giderek büyüyor"
Naim, "Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırılarda Itamar Ben-Gvir bir bakan olarak işgal devletinin tembihlerine rağmen ısrarla Mescid-i Aksa'ya saldırması 'artık Müslümanların, İslam dünyasının ve Filistinlilerin hakkını hiçe sayıyoruz. İstediğimiz yere istediğimiz zaman girebiliriz.' Şeklinde bir mesajdır. 4 gün önce Cenin Kampı'na yapılan saldırı kadınları, çocukları, sivilleri öldürmesi ve hiçbir şey olmamış gibi 'kendimizi savunuyoruz' demesi Filistinlilerin direnişte daha çok ısrarcı olmalarına sebep olmuştur. Nitekim ertesi gün Filistinli direnişçilerden birisi bireysel bir eylem gerçekleştirerek 8 siyonisti öldürüp şehid oldu. Kanaatimce bu başlangıçtır. Filistin'de ateş küresi gittikçe büyümektedir. Filistin direniş hareketi Hamas başta olmak üzere Kassam Tugayları ve diğer direniş örgütleri bugün de tehdit ettiler. Çünkü dün akşam Filistinli esirlerin ekmek atölyelerini kapatan işgal devleti bu sabah esir kadınların koğuşlarına saldırarak hem fiziksel şiddet uyguladılar hem de birçok kişiyi tecrit altına aldı. En son gelen bilgilere göre tüm Filistin direniş grupları teyakkuz halinde olunması çağrısı yaptı. Eğer bu baskılar devam ederse işin bireysel eylemlerden öteye geçeceği ve ciddi tepki verileceği belirtildi." diye konuştu.
"Hiç kimse bakılara karşılık yapılan eylemlere terör demesin"
Özellikle Kudüs'e gerçekleştirilen eyleme terör eylemi diyenlere bir çağrı yapan Naim, "Filistinli esirlerin dünyanın tüm yasalarına göre direniş hakları olmasına, kötü şartlar altında tutuklu bulunmalarına rağmen saldırıya, tecride maruz kalmalarının ardından tepki göstermemelerini beklemesinler. Filistinliler bu baskılara karşı tepki gösterdiklerinde 'terör eylemi veya şiddet eylemi yapıyorlar' demesinler. Bundan sonra Filistin'de kimse tepkilere kulak asmayacak. Hiç kimsenin tepkisi umurumuzda değil. Filistinliler kendi haklarını savunmak zorundalar. Haklarını kendi elleriyle almaya çalışacaklar. Dünyadan olumlu veya olumsuz tepki gelmesini pek fazla önemsemeyecekler." şeklinde konuştu.
"İslam dünyası iki tarafı suçlamayı bırakıp Filistin direnişine tam destek vermeli"
Filistin halkının maruz kaldığı saldırılara karşı İslam dünyasını, Müslümanların Filistinlilerin yanında olduklarını en azından sözlü olarak beyan etmeleri gerektiğini belirten Naim, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Bir Filistinlinin israillilerin işgal ettiği topraklarda bir direniş eylemi yaptığında en azından dünyanın işgalcilere 'bu işgali bir ki Filistinliler de bu eylemleri yapmasınlar' demesi gerekir. Ancak kalkıp da Filistinliler katledilirken verilen tepkilere karşı tepki gösterilmesi bizi gerçekten ciddi bir şekilde yaralıyor. Çünkü Filistinliler sadece kendi adlarına değil tüm İslam âlemi adına canlarıyla, mallarıyla bir İslam toprağını savunmaya çalışıyorlar. Sadece son bir haftada Filistinlilere ait 15'ten fazla ev türlü bahanelerle sebepsiz yere yıkıldı. Bu evlerden kimisi işgal devleti kurulmadan önce var olan evlerdi. Evler yıkılıyor, Cenin Kampı'nda Müslümanlar şehid ediliyor ama dünyadan pek tepki gelmiyor. Filistinli, esirlere büyük saldırılar yapılıyor, ciddi mahrumiyetler yaşanıyor ama kimse tepki göstermiyor. Ardından da Filistinlilerden sakin olmaları bekleniyor. Aslında İslam âleminin 'Filistinliler vermemiz gereken tepkiyi veriyor ve bunu desteklemeliyiz. Çünkü işgal bitmeli ve işgal altındaki halkın direniş hakkı uluslararası yasalara göre korunmuştur. Bu eylemler tabi haklarıdır' demesi gerekir. İki tarafı suçlamayı bırakıp Filistin'e tam destek vermeleri gerekir. Bu sadece dini bir vecibe değil aynı zamanda hukuki bir gerekliliktir. Çünkü işgal edilen bir toprakta işgal altında olanların direnmesinden daha tabi bir şey yoktur." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.