Fıstığın başkentinde hasat dönemi
Gaziantep'in dünyaca ünlü ve kentin en önemli geçim kaynaklarından olan kabuklu taze yaş Antep fıstığının hasadı başladı.
Bölgenin ve Gaziantep'in dünyaca ünlü Antep fıstığı hasadı başladı. Türkiye’nin yanı sıra dünyanın da dört bir yanına ihraç edilen Antep fıstığındaki rekolte yüksekliği yüzleri güldürüyor. Gaziantep’in "yeşil altını" olarak bilinen Antep fıstığının hasadı başlarken, fıstık bahçelerinde hummalı bir çalışma var.
Gastronomi şehri Gaziantep'te fıstık yetiştiricilerinin bin bir zahmetle yetiştirdikleri Antep fıstığında baklavalık “boz fıstık” hasat dönemi sona erdi. Kentin önemli geçim kaynaklarından olan Antep fıstığı hasadı “kırmızı ben” hasadı ile devam ediyor.
Gaziantep ve çevresinde yaygın olarak yetiştirilen ve kentte "yeşil altın" olarak da nitelendirilen Antep fıstığının fiyatı hasat döneminin başlamasıyla yüzde 50 oranında ciddi bir düşüşe geçti. Gaziantep’teki çiftçilerin en büyük gelir kaynaklarından olan kabuklu taze yaş Antep fıstığının kilosu, fıstık halinde 19 liradan satılıyor.
Türkiye'de Antep fıstığı üretiminin büyük bir bölümünün karşılandığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ve fıstığın “anavatanı” olarak bilinen Gaziantep’te kabuklu taze yaş Antep fıstığında hasat heyecanı yaşıyor.
Sabahın erken saatlerinde başlayan fıstık hasadında işçiler, 42 derece sıcaklıkta günde yaklaşık 12 saat çalışıyor. Kadın, erkek, çocuk ve yaşlı her kesimden işçinin çalıştığı fıstık bahçelerinde işçiler 60-70 lira yevmiye karşılığında çalışıyor.
Çiftçinin sabahın erken saatlerinde tarlasına gitmesiyle başlayan fıstık hasadı, ağaçların altlarına yaygı serilmesi ile devam ediyor. Ardından ağaçların üstlerine çıkan işçiler, fıstık salkımlarını tek tek kırarak yaygıların üzerine atıyorlar. Yaygılarda biriken fıstıklar, elendikten ve yaprakları ayıklandıktan sonra çuvallara doldurulup, araçlarla fıstık haline götürülüyor.
Antep fıstığının 2 ayrı dönemde hasat edildiğini belirten Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Kenan Seçkin, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, geçtiğimiz hafta başlayan hasadın eylül ayının ortasına kadar devam edeceğini söyledi.
Antep fıstığının kullanım amacına göre farklı dönemlerde hasat edildiğini söyleyen Seçkin, “Biz Antep fıstığını iki dönemde hasat ediyoruz. Birincisi boz olarak ikincisi kırmızı kabuklu olarak hasat ediyoruz. ‘Boz’ dediğimiz Antep fıstığı genellikle baklava ve şekerleme sanayisinde kullanılıyor. Kırmızı kabuklu yani ‘Ben’ dediğimiz Antep fıstığı ise sofralık tüketimde kullanılır. Antep fıstığında boz hasadı bitti. Bu hafta başından itibaren taze yaş kabuklu ‘Kırmızı ben’ hasadı başladı.”dedi.
“Bu yıl Antep fıstığında 150-160 bin ton civarında rekolte bekleniyor”
Fıstık fiyatlarının bu yıl herkesi memnun ettiğini belirten Seçkin, “Fiyatlar normal çok yüksek değil. Bu fiyatlar çiftçiyi de üreticiyi de sektörü de mutlu ediyor. Çünkü bu sene Antep fıstığını biliyorsunuz bir yıl ‘var’ yılı, bir yıl ‘yok’ yılıdır. Bu yıl Antep fıstığında ‘var’ yılıdır. Bu sene 150-160 bin ton civarında bir rekolte bekleniyor. Bu rekolteyi yüksek açıklayanlarda oldu. Çünkü spekülatif yapıyorlar. Antep fıstığı çok fazla ve fiyatlar düşecek, kendileri de onu yaptıktan sonra, kendi ihtiyacını gördükten sonra fiyatı tekrardan fiyatı yükseltme çabası vardı. Ama Antep esnafı ve üreticisi bu konuda çok duyarlı davrandı. Hep birlikte ortak hareket ettiler. Hatta fiyatlar düşük olduğu gün ürünlerini satmadılar ve bu şekilde Antep fıstığının fiyatını çok aşağı düşmesini engellediler. Fiyatlar çok yüksek değil. Tarımsal girdileri de hesapladığımızda şu anda Antep fıstığı fiyatı makuldur.”ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin yıllık 120-130 bin ton Antep fıstığı ihtiyacı var”
Kurban Bayramı’ndan önce ağırlıklı olarak baklava üretiminde kullanılan “Boz” Antep fıstığının hasat edildiğini ve birkaç gündür de “Kırmızı ben” hasadının başladığını anımsatan Seçkin, “Bu sene Antep fıstığında bereketli bir yıl yaşıyoruz. Çünkü bu yıl ‘var’ yılı. Periyodik olarak 25-30 köyümüzde özellikle Oğuzeli ve Karkamış’ın sınır köylerinde her ne kadar dolu zararı olmuş olsa da Antep fıstığı rekoltesine baktığımızda düşük bir rakam var. Yüzde 5-10 gibi bir rekolte kaybımız var. Normalde 160-170 bin ton rekolte bekleniyordu. Fakat 150-160 bin ton arasında rekolte değişir. Önümüzdeki yıl Antep fıstığının rekoltesi, çünkü önümüzdeki yıl ‘yok’ yılı rekolte biraz daha düşecektir. Zaten bizim normal üretimde fazlalılığımız var. Bizim kendi yaptığımız çalışmalarımızda ihracatçı birliklerinden aldığımız rakamlara ve yaptığımız çalışmalara göre Türkiye’nin yıllık üretimimiz 120-130 bin ton Antep fıstığı ihtiyacı var. Baklava, şekerleme, kuruyemiş, sektörü ve ihracatımız olsun bizim Antep fıstığı ihtiyacımız 120-130 bin ton civarındadır. 30-40 bin ton fazlalığımız var. Seneye ise rekolte düştüğünde bu fazlalılığımızı gelecek seneye aktardığımızda önümüzdeki yıl Antep fıstığı açığımız olmayacak. Şu an var olan ürün bizim iç piyasamızı karşılayacak seviyededir.”şeklinde konuştu.
Fıstık hasadının bir ay devam edeceğini ve 300 binin üzerinde kişinin de Antep fıstığından geçimini sağladığına işaret eden Seçkin, fiyatların ise 17-18 liradan başladığını belirtti.
“Antep fıstığının en büyük sorunu sulamadır”
Gaziantep’in tarımda önemli kaynaklarından olan ve iç piyasayla birlikte dünyanın dört bir tarafına da ihraç edilen Antep fıstığında rekoltenin artırılması için bir an önce sulu tarıma geçilmesi gerektiğini belirten Seçkin, şunları söyledi:
“İran ve Amerika ‘var’ ve ‘yok’ yılını sulama ile azalttı. Çeşitlerini aynı şekilde artırdı. Bizim ülkemizde daha yeni sulu tarıma geçiliyor. Antep fıstığının en büyük sorunu sulamadır. Antep fıstığındaki sulama sorununu çözdüğümüzde ‘yok’ yılını yüzde 60-70 azaltırız. O zaman ‘var’ yılı ‘yok’ yılı demeyeceğiz. O zaman rekoltemizin çok üstüne çıkacağız. Yok yılında ise yüzde 70-80 daha fazla figür edeceğiz. Dolayısıyla hem Antep fıstığı üretimimiz artacak hem çiftçi hem üretici sevinecek hem de ihracatımız artacak.” (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.