Genç Kudüs Şurası Başkanı Sinan: Kudüs fethinin gerçekleşebilmesi için ümmetin ittihada ihtiyacı var
Bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek olan "Dünya Kudüs Haftası" etkinlikleri dolayısıyla İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Genç Kudüs Şurası Başkanı Hanefi Sinan, zaferi getirecek gücün, ihtilafların bir kenara bırakılarak Kudüs hedefinde birleşmekle mümkün olabileceğini söyledi.
Kudüs'ün çok kadim bir geçmişe sahip olduğunu ifade eden Sinan, "Kudüs özelde Müslümanların genelde bütün insanlığın merkezlerinden biridir. Kudüs sadece Müslümanların özeline ait bir şehir değildir. Kudüs, içerisindeki harem bölgesi olan Mescid-i Aksa'da Müslümanların içerisinde cami olan bir yer değil. Doğal olarak da hem akademik anlamda hem sosyolojik anlamda hem de fiziki anlamda Türkiye'de ki bütün STK'ların, özelinde Kudüs için bir parantez açmaları gerekiyor. Bunun, süreci daha sağlıklı bir zemine taşıyacağı kanaatindeyim ancak maalesef bugün yeterli bir çalışma yapılmadığını görüyoruz. Öncelikle siyasilerin süreci bence sağlıklı bilmedikleri ve bu çerçevede yönetmedikleri kanaatindeyim. Uluslararası hukuka bakıldığında da yerel hukuka bakıldığında da siyonist işgal rejiminin bölgedeki varlığının karşılığı bir işgal ve bu işgalin de beraberinde getirdiği ciddi bir asimilasyon ve zulüm politikaları var. Bu sürecin az önce ifade ettiğim gibi siyasiler tarafından her yönüyle masaya yatırıldığında ortaya şu sonuçların çıktığını görebiliriz." dedi.
"Kesintisiz her yıl mevcut bölgede işgalcilerin zulmü ve asimilasyonu devam ediyor"
Sinan, "İşgal rejimi ve asimilasyon çalışmaları, ırkçılığa dair saldırıları, bölgedeki Müslümanların ve diğer halkların tecrit edilmesi… bütün bunların yani sıra sürekli ağır silahlarla bölge insanlarına yönelik saldırılar ki bunların her biri savaş suçu olacak şekilde ortaya çıkan sonuçlar. Çok daha net bir şekilde ifade edebiliriz ki her yıl kesintisiz her yıl mevcut bölgede işgalci pozisyonunda olan israilin saldırmaları, öldürmeleri, zulmü ve asimilasyonu devam ediyor. Doğal olarak da milletvekili, kamuyu temsil ve liderler pozisyonunda meseleye sağlıklı bir bakış açısı ortaya konmuş olsa, bu kabul edilemez durumun mutlaka bir çözüme dair ciddi bir efor sarf etmeleri gerekiyor. Bence süreç içerisinde bilgi eksikliği ve bilgisizliğin var oluşu, diğer bir husus bu bilgisizliği gidermemek için de bir gayretin ve çabanın ortada gözüktüğü anlaşılıyor. Siyasilerin bu konuda süreci objektif değerlendirmedikleri ve çok ciddi manada da görevlerini hakiki manada gündeme getirmedikleri kanaatindeyim." ifadelerini kullandı.
"Kudüs'ün özgürleşmesi bütün dünyanın mutluluğunun ve huzurunun anahtarıdır"
Geleceğin, ancak Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın özgürleşmesiyle sağlıklı bir zemine taşınabileceğini dile getiren Sinan, devamında şunları aktardı:
"İnsanın ve insanlığın, özelde ise Müslümanların özgürlüğü, Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın özgürleşmesine bağlı. Bu size çok iddialı bir söz gibi gelebilir ama tarihi sürece baktığımızda Kudüs özgürlüğüne kavuştuğunda bütün dünyadaki toplumların özgür, müreffeh, rahat, adil ve sağlıklı yaşam sürdürdüklerini görüyoruz. Kudüs ve Mescid-i Aksa işgal altında kaldığında o dönemde bütün dünya kan ve gözyaşıyla kuşatılmış durumda ve bunun bedelinin çok ağır bir şekilde özellikle sivil halka ödettirildiği görülüyor. Gelecekle ilgili Türkiye'deki gençler ve Müslüman olsun olmasın fark etmez dünyadaki bütün mazlum gençlerin şunu çok iyi bilmeleri gerekiyor ki medeniyetin en önemli merkezi olan Kudüs'ün özgürleşmesi bütün dünyanın mutluluğunun ve huzurunun anahtarıdır. Bu çerçevede gençlere yönelik ülkemizde yapılan bu çalışmanın yetersiz olduğunu ve bu konuda özel çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyorum. Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili enstitülerin ve üniversitelerde akademik çalışmaların çok yoğun bir şekilde yapılması gerekir. Hemen hemen her alanda bu sürecin desteklenmesi gerekiyor. Hatta Millî Eğitim Bakanlığı müfredatında çok önemli bir başlık olarak sürecin gösterilmesi gerekiyor."
"Büyük fetihlerin gerçekleşebilmesi için de ittihadın ve ittifakın mutlaka gerçekleşmesi gerekir"
Son olarak Müslümanların ihtiyacı olan ittihad konusuna parantez açan Sinan, "Elbette fetihler hiçbir dönemde durmamıştır. Bu dönemde de fetihler devam ediyor. Kimi zaman fetihler gözle görülür bir büyüklükte olmadığı için yok sayılmış ama fetihler hiçbir dönemde durmamıştır. Büyük fetihlerin gerçekleşebilmesi için de ittihadın ve ittifakın mutlaka gerçekleşmesi gerekiyor. Bu da ümmet coğrafyasının ittihadı ve ittifakında geçecek bir süreç. Bunun çok uzun bir zamanı kapsayacağını düşünmüyorum. Bir fetret dönemi yaşadı Müslümanlar. Bu yeni dönemde Müslümanların kendi aralarıyla hem bireysel hem toplumsal anlamdaki ilişkilerinin belli bir çıtanın üstüne çıktığı kanaatindeyim. Bu siyasal ve ekonomik anlamda da bu ilişkiler belli bir çıtanın üstüne çıktıktan sonra ve bu ittifaklar sağlandıktan sonra elbette yeniden Kudüs özgürlüğüne kavuşacaktır. Bunda hiç şüphemiz yok biiznillah." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.