Genç yaşta evlilik mağdurları verilen sözlerin tutulmasını istiyor
HÜDA PAR İstanbul İl Başkan Yardımcısı Seyfullah Sivi moderatörlüğünde düzenlenen panele, konuşmacı olarak HÜDA PAR İstanbul İl Kadın Kolaları Başkanı Münevver Aktaş, Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, Avukat Susa Ayyıldız, genç evlilik mağdurlarından Ayşe Sepet, Gamze Soysal ve Merve Tıraş katıldı.
"Bir kanun değil 8 bin kişiyi bir kişiyi dahi mağdur ediyorsa bu kanun düzeltilmelidir"
Düzenlenen panelde ilk sözü alan HÜDA PAR İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Münevver Aktaş, "kanunların mağdur ettiği 8 bin ailenin mağduriyeti giderilmelidir. Bir kanun değil 8 bin kişiyi bir kişiyi dahi mağdur ediyorsa bu kanun düzeltilmelidir." dedi.
Aktaş, evlilik dışı yaşanan ilişkilerin serbest olduğu ve bu tür ilişkilere herhangi bir ceza uygulanmazken helal yoldan yapılan genç evliliklere ceza verilmesinin adil olmadığını söyledi.
"Bize verilen sözlerin tutulmasını, mağduriyetimizin bir an önce giderilmesini istiyoruz"
Aileyi yıkan yasalara tepki gösteren ve yaşadıkları mağduriyetin giderilmesini talep eden mağdurlardan Ayşe Sepet, "Ankara'ya 2 defa gittik. Gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerde mağduriyetimizin giderileceği, eşlerimizin serbest kalacağı, kanunun düzeltileceği söylendi ama maalesef verilen sözler tutulmadı. Biz, bize verilen sözlerin tutulmasını, mağduriyetimizin bir an önce giderilmesini istiyoruz." diye konuştu.
Eşlerine verilen cezanın hukuksuz olduğunu savunan Merve Tıraş, genç evlilere verilen cezaların iptal edilmesi gerektiğini ve yetkililerin verdikleri sözleri yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
"3 yıldır sürekli çeşitli vaatler verildiğini ancak verilen vaatler sonrasında bir adım atılmadı"
Yaşadıkları mağduriyetin birçok basın kuruluşu tarafından gündeme taşınmasına rağmen çözüme yönelik bir adım atılmadığını belirten Gamze Soysal ise, mağduriyetlerini bizzat yetkililere iletmelerine rağmen 3 yıldır sürekli çeşitli vaatler verildiğini ancak verilen vaatler sonrasında bir adım atılmadığını ve her defasında hayal kırıklığı yaşadıklarını ifade etti.
"Sorunlara kökten çözüm bulunmalı"
İstanbul sözleşmesi gibi sözleşmelerin toplumsal değerlerimize uygun olmadığını hatırlatan Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, sorunlara kökten çözüm bulunması gerektiğini vurguladı.
Adaletin bir kısım insandan veya bir kişiden yana olmak değil haktan yana olmak olduğunu söyleyen Dilipak, hukukun herkes için adaleti gözetmesi gerektiğini ifade etti.
"Ailenin korunması için toplumun her kesimine görev düşüyor"
İdeal aile kurumunun oluşması ve ailenin korunması için basına, STK'lara, yazarlara ve toplumun tüm kesimlerine büyük görevler düştüğünü belirten Dilipak, İstanbul Sözleşmesi, CEDAW, Lanzarote Sözleşmesi gibi sözleşmeler ile aileyi yıkan yasaların toplum için tehdit oluşturduğuna dikkat çekti.
"Tarafların rızası olsa bile kanuna dayanılarak ağır cezalar veriliyor"
Genç evliliklerle konuştuklarında yapılan evliklerde herhangi bir şikâyet duymadıklarını, şikâyet olmayan bir konuda ceza verilmesinin doğru olmadığını söyleyen Avukat Susa Ayyıldız, "Şu anda yürürlükte olan TCK'nın 103'üncü maddesine göre 15 yaşını tamamlamamış olan çocuklara karşı işlenmiş her türlü cinsel davranış istismar olarak nitelendiriliyor. Bu eylemler şikâyet olmadan cezalandırılabiliyor. Hem kız hem erkek bu ilişkiye rıza gösterseler hatta aileleri bile rıza gösterse, düğün yapılsa bile maalesef haklarında kamu davası açılıyor ve çok ağır cezalara maruz kalıyorlar." dedi.
"Mağdurlar cinsel istismardan ceza aldıkları için dışarı çıktıklarında iş bulamıyorlar"
Kanuna göre bu tür bir fiilde bulunanlara 8 ile 15 yıl arasında ceza verildiğini, fiilin nitelikli olması halinde 16 yıldan aşağı ceza verilemeyeceğinin kanunen belirlendiğini belirten Ayyıldız, genç evlilik yapanların 16 yıl ile yargılandıklarını ve ceza indirimi almalarına rağmen 10 yıl gibi bir süre ceza aldıklarını, cezaları bitse bile cinsel istismardan ceza aldıkları için dışarı çıktıklarında da iş bulamadıklarını söyledi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.