“Gençlerimizin kurtulması demek geleceğimizin kurtulması demektir”
Uzun yıllar kullandığı uyuşturucu illetinden ailesinin ve tedavi merkezlerinin yardımlarıyla kurtulan R.K, yaşadığı sıkıntıları HÜDA PAR Gençlik Kolları heyetine anlattı.
Türkiye'de giderek kullanımı yaygınlaşan uyuşturucu madde bağımlılığı, toplum için ciddi bir tehdit olmaya devam ediyor.
Yapılan araştırmalar, uyuşturucu kullanımının ilkokul seviyesine yani 9 yaşa kadar düştüğünü gösteriyor. Bu durum da tehlikenin geldiği boyutu da gözler önüne seriyor.
Uyuşturucu illetinin tuzağına düşen gençlerin dile getirdiği ortak tehlike, kötü arkadaş çevresi. Kötü arkadaş çevresiyle uyuşturucu bataklığına ilk adımı attıklarını belirten uyuşturucu mağduru R.K, "Her geçen gün bu bataklığa biraz daha saplanarak hem ruhen hem de bedenen eridim. Tutunacak bir dal aradım. Ailemin beni sahiplenmesi ve tedavi merkezinin de yardımıyla çok şükür kurtuldum." dedi.
Uyuşturucu kullandığı 5 yıl içinde 39 kiloya kadar düştüğünü, bıraktıktan sonra ise tekrar toparlandığını belirten R.K, kendisini ziyaret eden HÜDA PAR Diyarbakır Gençlik Kolları heyetine uyuşturucu kullanımına nasıl başladığının ve kurtulma mücadelesinin ibretlik hikâyesini anlattı.
"Uyuşturucu ile mücadelede toplumsal birliktelik gerekiyor"
Ziyaret sonrası değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Diyarbakır İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Fuat Demir ise şöyle konuştu:
“HÜDA PAR İl Gençlik Kolları olarak Türkiye’nin birçok yerinde uyuşturucu ile mücadele kapsamında geniş çaplı bir çalışma yürütmekteyiz. Bu çalışmalarımız içerisinde en önemli bulduğumuz aşamalardan biri de madde bağımlısı gençlerle birebir temas kurup tedavi süreçlerine direkt olarak katkı sağlamaktır. Sosyal duyarlılık oluşturma ve gençlerimizin madde bağımlılığına karşı daha uyanık olmaları için sahada somut çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz. Gençlerimizin kurtulması demek, geleceğimizin kurtulması demektir. Uyuşturucu ile mücadelede toplumsal birliktelik gerekiyor. Herkes üzerine düşen sorumluluğu tekrar hatırlamalı ve bu kapsamda yürüttüğü çalışmalara ağırlık vermelidir.” şeklinde konuştu.
"Madde bağımlısı olduğum dönemlerde ölüden farksızdım"
Uyuşturucu kullanımından nasıl kurtulduğunu HÜDA PAR heyetine anlatan R.K, 5 yıl önce yakın arkadaşlarının aracılığıyla alıştığı madde bağımlılığından ancak 5 yıl sonra, ailesinin çabaları ve ÇAMATEM’deki tedaviden sonra kurtulabildiğini söyledi.
Uyuşturucu kullanımına başladığı andan itibaren ailesiyle sorunlar yaşadığını dile getiren R.K, madde bağımlısı olduğu dönemlerde yaşayan bir ölüden farksız olduğunu söyleyerek, uyuşturucu kullanımına nasıl başladığını ve nasıl kurtulduğunu şöyle anlattı.
"Arkadaş çevrem ve özentiyle uyuşturucuya başladım. Bir sefer alayım bir şey olmaz diye başladım ama daha sonra bağımlı hale gelerek sürekli kullanmaya başladım. Yanımdaki arkadaşların 'Güzeldir, hadi bir tane al' deyip kandırmaya başlıyorlar. Yani ortamdaki arkadaşların alıştırıyor. İlk hapı kullandığında ve etkisi geçtiğinde hoş oluyor. Sonra da yavaş yavaş alışıyorsun. İlk kullanıma başladığımda ücret almadılar. Çünkü ilkinde 'al yut beraberiz' diyorlar. Daha sonra senin yanından gidiyorlar. Günler sonra canım çektiğinde onları köşe başında görüyorsun, fakat artık bedava yok, satın almaya başlıyorsun. Hepsinin yerleri bellidir. Kim gidip istiyorsa küçük büyük fark etmeksizin herkese veriyorlar. 9 yaşındaki çocuklar bile alıp kullanıyor. Çocuk bir kere bulaştığında daha sonra her krize girdiğinde gidip alıyor.”
"Bizleri bu illete bulaştıranlar sadece paranın peşindeler"
Halk arasında ‘Torbacı’ olarak adlandırılan uyuşturucu tacirlerine caydırıcı bir cezanın verilmediğini söyleyen R.K, “Torbacıların tamamı 25-30 yaşlarındadır. Polis onları uzaktan gördüğü halde sadece gidip üstünü arıyor. Üstünde bir şey yoksa bırakıyor. Yani herhangi bir cezai müeyyide uygulanmıyor. Lise, ortaokul ve ergen yaştaki bayanlar da uyuşturucu kullanıyor, ama onlar satıcı değiller. Bizleri bu illete bulaştıranlar sadece paranın peşindeler. İlk olarak bize verilen madde 20 TL'lik. Daha sonra ise 50 TL’lik uyuşturucu veriyorlar. Eroin ve kristal… Bu iki madde de kriz getiriyor. İlkinde içen kişinin keyfi yerinde olur ama daha sonra her kes ona düşman gibi görünür. Biri ona nasihat verdiğinde düşman gibi görür. Eve gitmek istemiyor, çok yalan söylüyor, hırsızlık yapıyor. Buna benzer birçok olumsuz tavırları ortaya çıkıyor. Bu tür durumlarda onun aklına Allah, İslam, Kur'an gelmiyor. Sadece madde geliyor.” ifadelerini kullandı.
“Uyuşturucu ortadan kalkarsa çok iyi olur”
Uyuşturucu krizine girip intihar eden birçok kişiyi gördüğünü söyleyen R.K, “Uyuşturucu ortadan kalkarsa çok iyi olur. Bu millet kurtulur. Şahsen benim öldüğüm çok gün oldu. O maddeyi kullanıp çok bayıldığım gün oldu, intihar oldu, evden uzaklaşma oldu. Ne olduysa o madde yüzünden oldu. Benim yakın arkadaşlarımdan da bu illete bulaşan çok oldu. Eroin krizine girip intihar eden çok kişi gördüm. Kendini trenin altına atan, farklı şekillerde intihar edenler gördüm. Ölen birini gördüğümde bende de pişmanlık oldu ama kriz geldiğinde yine o maddeyi kullanma ihtiyacı duydum. Madde bağımlısı olan genç, akrabaları tarafından sevgiyle karşılanmıyor. Madde bağımlısı genç okul okumaz, işe gitmez.” dedi.
“Uyuşturucuyu bırakmak asla imkânsız değildir”
Bağımlıyken ailesiyle arasının kötü olduğunu ama bu illeti bıraktığında ailesiyle tekrar arasının düzeldiğini sözlerine ekleyen R.K, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Madde bağımlısı gencin ellerinden tutun. Onu tedavi etseniz kurtulabilir. Ama tedavi gördükten sonra dışarı çıktığında tekrar içmeye gidebilir. Bundan dolayı onu serbest bırakmayın. Ta ki kafada bitirmesi gerekiyor. Ben dört defa tedavi gördüm. Bu son tedavide bıraktım. Bırakmak asla imkânsız değildir. Bu tür madde bağımlısı gençlere tedavi şarttır. Benim ailem, üzerimde çok durdu. İlk aylarda nereye gittiğimi bilmiyorlardı. Sürekli soruyorlardı ama ben her defasında geçiştiriyordum. Zaten ben de bırakmanın peşinde idim. Bıraktıktan sonra ailem ile ilişkilerim düzeldi, güzelleşti. Madde kullandığım zaman ile şimdiki arasında dağlar kadar fark var. Kullandığım zamanlarda babam bana düşmandı, annem düşmandı. Ama şimdi her ikisinin de gözünde çok masum, çok güzel görünüyorum. Uyuşturucu kullandığım zamanlarda yeri geldiğinde babamdan para çalıyordum, cüzdanını bile götürüyordum. Ama onun ruhu bile duymuyordu. Fakat şimdi bana 10 TL verdiğinde onu bile almıyorum. Çünkü o maddeye bir daha bulaşmak istemiyorum.”
“Zorla tedaviye götürmek çare değildir”
Daha önceleri gece yarısından sonra eve gelirken tedaviden sonra akşamları saat 17.00’de evde olduğunu belirten R.K, “Uyuşturucu illeti ile boğuşan arkadaşlarımı gördüğümde onlara, ‘siz de bırakın, gelin bu huzurlu hayatı yaşayın’ dediğimde onlar bana ters ters bakıyorlar. Bundan dolayı yanlarına gitmek istemiyorum. Şimdi madde onlara güzel geliyor. Ben onları anlıyorum. Zorla tedaviye götürmek çare değildir. Sadece birazcık konuşsan geri gelebilirler. Ben, yaklaşık 5 senedir kullanıyordum ama ailem bundan habersizdi. Ailem öğrendiğinde ‘keşke bize ilk başladığında söyleseydin tedavisi daha kolay olurdu’ dediler. Çünkü bu bir bağımlılıktır, hastalık gibi değildir. Düştüğünde bir kişi elinden tutmazsa artık zor kalkarsın." dedi.
"Torbacıların birçoğu uyuşturucu kullanmıyor"
Torbacıların çok iyi korunduğunu ve kendilerine bir şey demenin mümkün olmadığını belirten R.K, onlardan bazıları ise silahlı olduğunu söyledi.
RK, "Seni madde bağımlılığına düşüren torbacının yanına bir dahaki sefer gittiğinde, sanki seni daha önce hiç görmemiş gibi davranıyor. Torbacıların birçoğu uyuşturucu kullanmıyor. Torbacılar bazen değişiyor. Genci var, yaşlısı var, hanımı bile var. Düşünsenize çingene kadınlar bile eroin satıyor. Onlar için sabah akşam fark etmez. Gece yarısına kadar da satıyorlar. Günde aşağı yukarı 5 bin TL para kazanıyorlar. Yani günde bin ya da 2 bin tane hap satıyorlar.” dedi.
“ÇAMATEM gibi tedavi merkezleri de yetersiz kalıyor”
"Buradan ailelere çağrıda bulunuyorum" diyen R.K, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir aile, çocuğunun madde bağımlılığına bulaştığını öğrendiğinde onunla iyi geçinsin. Onunla sert değil yumuşak konuşsun. Onu terslemeden ‘seni bu illetten kurtaracağız’ desinler. Daha sonra tedavi etsinler. Tedaviden çıktıktan sonra onun başından ayrılmasınlar. Bir hafta, bir ay, babası kendisiyle gezdirsin. Zaten 2-3 ay kullanmadığında bir daha içmez. Çünkü aklından gider. Kullanmadıktan sonra çok rahattır. ÇAMATEM gibi tedavi merkezleri de yetersiz kalıyor. Çünkü bu tedavi merkezine sadece 9 kişi girebiliyor. Keşke daha fazla olsaydı. ÇAMATEM’de verilen eğitimler insanın zihnindeki birçok olumsuzluğu gideriyor. Orada krizi kesen bir hap veriliyor. Bir ay boyunca ÇAMATEM de kalındığında yüzde 50 oranında madde bağımlılığı giderilebiliyor.”
“Yeter ki istesinler bir ay içerisinde hepsi biter”
Son olarak devlete seslenen R.K, “Eğer devlet bir ay boyunca mücadele etse eminim ki sokakta hiçbir madde bağımlısı genç kalmaz ya da satıcılar yok olur. Diyarbakır'ı tertemiz edebilirler. Yeter ki istesinler. Bir ay içerisinde hepsi biter.” şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.