"Hayata Kur'an gözüyle bakmalıyız"
Üç aylar ile ilgili İlke Haber Ajansına (İLKHA) değerlendirmede bulunan Adıyaman İl Müftü Yardımcısı Mustafa Altun, Recep, Şaban ve Ramazan ayı ile Müslümanlar için çok büyük manevi değerler olduğunu vurgulayarak, bu ayların fırsata çevrilmesi gerektiğini ifade etti.
Hz Muhammed'in (sav), "Recep Allah'ın, Şaban benim Ramazan ise ümmetimin ayıdır." Hadis-i Şerifini hatırlatan Altun, Üç ayların Müslümanlar için manevi iklim olduğunu söyleyerek, "Yarabbi bize Recep ve Şaban'ı mübarek kıl ve bizi Ramazan'a kavuştur." Hadis-i Şerifini aktardı.
Mübarek üç aylar içerisinde yer alan kandillerin geçmişe dönük hata ve kusurların affedilmesi için birer fırsat olduğunu ve bu fıırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Altun,
"Üç ayları süsleyen, tezyin eden en önemli hususlardan biri de bu aylarda 5 tane kandil gecemizin olmasıdır. Manevi hayatımızda mana âleminde bir kazanım elde eder, bizim için önemli bir zaman dilimi olan bu aylardan inşallah istifade ederiz. Miraç Kandil’inin Recep ayında olması Recep ayına ayrıca bir güzellik katmaktadır. Ramazan ayına hazırlık yapacaksak Recep ayından başlamamız gerekir. Peygamber Efendimiz de bu güzel ayda çok oruç tutmuştur. İkinci ayımız da Şaban ayıdır. Şaban ayında bir kandilimiz vardır. Ayın 14'ünü 15'ine bağlayan gece olan mübarek Berat Kandilidir. Rabbimiz o gece ile ilgili Kutsi Hadiste şöyle buyuruyor: 'Benden bağışlanma yok mu isteyen onu bağışlayayım. Hastası olan yok mu ona şifa vereyim. Derdi olana derman vereyim." dedi.
Kandillerin Müslümanlar için öneminin ne kadar büyük olduğunu dile getiren Altun, Yüce Allah’ın Berat Gecesinde kulları için rahmet kapılarını sonuna kadar açtığını sözlerine ekledi.
"Anayasamız olan Kur’an bu ayda indirildi"
Ramazan ayının ümmet için değer olduğunu ve içerisinde Kadir Gecesini barındırdığı için çok önemli olduğunu dile getiren Altun konuşmasının devamında şunları kaydetti:
"Peygamber Efendimiz (sav) ümmetimin ayı diye nitelendirdiği Ramazan ayı mübarek ve zirve ayıdır. Çünkü bu ayda Kadir Gecesi vardır. Hidayet kaynağımız, pusulamız, anayasamız o gecede nazil olduğu için bu ay çok önemlidir, bizim manevi hayatımızda zirve noktası odur. Kadir Gecesi Ramazan'ın sonuna doğru Ramazan ile biten büyük bir ibadetin zirvesi olduğu bir noktadır. Kadir Gecesi herkesin malumu olduğu üzere çok önemli bir gecedir. Kur'an-ı Kerim'de Rabbimizin bir sure ile taltif ettiği bir gecedir. Bu bize bazı önemli sonuçlar çıkarmamızı öneriyor. Nedir bunlar? Kur'an'a sarılmamız, Kur'an'dan ilham almamız Kur'an gözüyle hayata bakmalıyız. Dünyadaki hayatımızı Kur'an'ın emri doğrultusunda yaşamalıyız. Ve neticede sonuç ve akıbet Kur’an’la olacak. Kur'an'a tabi olan ebedi bir kurtuluş ve cenneti elde edecek. Kur'an'a tabi olmayan da çeşitli cezalar ve sıkıntılarla baş başa kalacaktır. Üç ayların kısaca manası budur."
"Üç ayların temelinde Kur’an var"
Altun, "Kur’an sadece ibadi yönleriyle değil her yönüyle hayatımızda yer almalıdır. Üç aylar fırsat ayıdır ve bunun temelini de Kur'an'dan alıyor. Kur'an bizim için anayasadır. Bizim için temel anayasa Kur'an'dır. Kur'an'a göre ölçü almamız gerekiyor. Rabbimiz bizden bunu istiyor. Kur'an sadece ibadetten bahsetmiyor. Üç aylar fırsat bilip, bütün camilerimizde Kur'an dersi verilmektedir. Üç aylarda en önemli nimet Kur'an nimetidir. Kur'an'dan istifade etmek, bilmeyenlerimiz varsa onu en kısa zamanda öğrenmesi ve Kur'an-ı Kerim başlı başına bir ibadet alanı olduğu kavranmalıdır." şeklinde konuştu.
"Kur’an’ın her harfi için sevap vardır"
Mübarek üç aylarda Kur’an ile daha hem hal olunması gerektiğini dile getiren Altun, "Bu ayda Kur'an'a ne kadar yönelirsek ecrimiz, mükâfatımız daha fazla olur. Efendimiz buyuruyor 'Kur'an'ın bir harfini öğrenirse on sevap verilir.' Yani Efendimiz Kur'an'a teşvik ediyor. Kur'an'ın okunması, öğrenilmesi başlı başına bir sevaptır. En önemlisi ise onun ile amel edilmesi bu en büyük önemi teşkil ediyor. Bu ayda bütün müminlerin özellikle Kur'an öğrenmeleri ona yönelmeleri, onu okumaları ve onun gösterdiği yolu takip etmelidir. Çünkü Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de bunu bizden istiyor. Bu hususa çok önem vermeliyiz ve özellikle bazı hurafeler ve yanlış şeylere katılmamız gerekiyor. Bu da çok önemli bir husustur. Bazı kardeşlerimiz akla aykırı dine aykırı hususların peşinde koşup duruyorlar. Rabbimiz Kur'an'ı bize indirdi ki böyle yanlış şeylerden korunalım. Bir noktada da Kur'an koruma kitabıdır. Bizi kötülüklerden koruyor. Bilelim ve o kötülüklerden korunalım." ifadelerini kullandı.
"Çalışmakta ibadettir"
Müslümanların asli vazifeleri olan kulluk görevini yerine getirdiği takdir de helal rızık için yapılan çalışmaların da ibadet hükmüne geçeceğini söyleyen Altun, "Rabbimiz hayata bir prensip koymuştur ve çalışmayı da bir ibadet saymıştır. Ama ibadetten sapmayı da en büyük vebal ve yanlış olarak görmüş, ibadetlerimiz yaptığımız takdirde nafakamız için çalışmamız da ibadet sayılır. Dua ederken 'Ey Rabbimiz ahirette de iyilik ver.' demek ki Rabbimiz dünyaya da kendisinin istediği şekilde davranmamızı istiyor. Ve şöyle buyuruyor, 'insana dünyada çalıştığının karşılığı vardır.' İnsan dünya için çalışır ise bunun semeresini görür, ahiret için çalışın ise de ahirette onu semeresini görüyor. İşte üç aylar fırsat aylardır. Manevi iklimin yoğun olduğu aylardır. Sağanak sağanak rahmetin yağdığı bir iklime giriyoruz. Bütün kardeşlerimizi, halkımızı bu noktada uyanık olmaları gerekir. Allah'ın göndermiş olduğu bu rahmetten nasiptar olmamızı niyaz ediyorum." dedi. ( İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.