Hoşgörüye başkentlik yapan Konya’dan dünyaya medeniyet çağrısı

İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından Konya’nın “2016 İslam Dünyası Turizm Başkenti” ilan edilmesi vesilesiyle, IRCICA (İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi) ve KTO Karatay Üniversitesi işbirliği, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Konya Valiliği’nin destekleri ile düzenlenen “İslam Medeniyetinde Konya” Uluslararası Sempozyumu Şeb-i Arus gününde Konya’da gerçekleşti.

Konya KTO Karatay Üniversitesi’nde gerçekleşen “İslam Medeniyetinde Konya” Uluslararası Sempozyumu’nda katılan Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, terör eylemlerinde hayatını kaybeden ve yaralananlara başsağlığı ve geçmiş olsun dilekleri ile konuşmasına başladı Terörle mücadelede kararlı olduklarını belirten Avcı, IRCICA gibi kurumların yürüttüğü bilimsel çalışmaların her türlü menfur saldırıya karşı teröre verilmiş en iyi cevap olduğunu söyledi.

IRCICA Başkanı Doç. Dr. Eren: İslam ülkeleri arasında kültürel alışverişin temelini atıyoruz

IRCICA Genel Direktörü Dr. Halit Eren, konuşmasının başında Kayseri’de gerçekleşen menfur saldırı için başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini iletti. 56 üye devletli uluslararası bir kuruluş olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kültür merkezi IRCICA hakkında bilgi veren Eren, İslam medeniyeti alanında İslam tarihi, kültürü, sanatları, mimari mirası, şehirler tarihi ve şehir mirası konusunda kapsamlı çalışmalar yaptıklarını söyledi. Eren, bu çalışmalar sayesinde İslam ülkeleri arasında kültürel alışveriş, işbirliği ve dayanışma köprülerinin temelini attıklarını ve İslam medeniyetinin eserlerini ve dünya medeniyetine katkılarını ortaya koyduklarını belirtti.

Konya, medeni inkişafını İslam ve Türk hâkimiyetiyle gerçekleştirdi

Antikçağ’dan beri Konya’nın kadim medeniyet merkezi olduğunu ifade eden IRCICA Genel Direktörü Halit Eren, Konya’nın erken dönemden itibaren Anadolu ve İstanbul’a akınlar yapan Müslümanların ilgisini çektiğini ve ilk olarak Emeviler döneminde 723 yılında fethedildiğini söyledi. 1071’de Malazgirt savaşıyla Anadolu’ya giren Selçukluların Konya’yı fethederek 1097’de başkent yaptıklarını ve Konya’nın İslam medeniyetinin en önemli merkezlerinden biri haline geldiğini ifade etti.

Konya şehrinin, asıl ortaya çıkışının İslam ve Türk hâkimiyetiyle birlikte gerçekleştiğini vurgulayan Doç. Dr. Eren, şehrin siyasi, ticari ve kültürel tarihine ilişkin tespitlerde bulundu. Eren “Konya, asıl medeni inkişafını İslam ve Türk hâkimiyetiyle birlikte gerçekleştirdi. Haçlı ordularını Anadolu’da durduran Kılıçarslan’ın, bu toprakları dünyanın merkezi yapan Alâeddin Keykubat’ın payitahtı Konya büyük bir şehir olma yolunda hızla ilerlemiş, Medine, Şam, Bağdat ve Kahire’den sonra İslam medeniyetinin önemli başkentleri arasına girmiştir. Şehir, 13. yüzyılın ilk yıllarında en görkemli günlerini yaşamıştır. “Dârülmülk” yani devletin merkezi olarak anılan Konya, Ön Asya’nın uluslararası ticaret merkezi hâline bu dönemde gelmiştir. Nitekim Anadolu’da Konya’ya kadar uzanan han ve kervansaraylar silsilesi bunun en bariz göstergesidir. Selçuklular döneminde Konya sadece siyaset, ekonomi ve ticaret merkezi değil, aynı zamanda ilim ve tasavvuf merkezlerinden biri haline gelmiştir. Nitekim Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî bu yüzyılda Konya ile özdeşleşmiştir. Ahilik teşkilatı zor günlerinde şehrin en önemli dayanağı olmuştur. 14. yüzyıl sonlarında Osmanlı hâkimiyetine giren Konya, bir beylerbeylik hâline geldiği gibi Cem Sultan ve pek çok şehzadenin devlet yönetimini öğrendiği önemli merkezlerden biri olmuştur” dedi.

Dünya bugün daha çok hoşgörüye muhtaç

Konya’nın bugünkü önemini kazanmasının en büyük sebeplerinden birinin Mevlana Celaleddin-i Rumi olduğuna değinen Eren, Konya’nın günümüzde dünyanın her yerinde daha da fazla muhtaç olunan hoşgörü ve müsamahanın sembolü haline geldiğini belirtti. Selçuklu Devleti’nin başkenti Konya’nın Mevlânâ, Sadreddin Konevî, Şems-i Tebrîzî, Sahib Ata, Emir Celâleddin Karatay, Hacıveyiszade Mustafa Sabri Efendi gibi beynelmilel değerleri çıkardığına dikkat çeken Halit Eren, şehrin Selçuklu sultanlarının türbeleri, cami ve medreseleri ve Şeb-i Arus’u ile önemli bir çekim merkezi olmaya devam ettiğini kaydetti. Türkiye’de turizmine Konya’nın büyük maddi katkı sunmaya devam ettiğini hatırlattı.

Halep’te hem insanlık hem de binlerce yıllık tarih yok oluyor

Konya gibi bir İslam medeniyetinin kültür merkezlerinden olan Halep’te yaşanan drama da dikkat çeken Doç. Dr. Eren “ Kudüs, Bağdat, Şam, Halep ve Musul gibi İslam tarihi ve medeniyetinde önemli yer tutan şehirler maalesef bugün savaşların ve yıkımların tehdidi altındadır. Bölgede hepimizi derinden üzen gelişmeler yaşanmaktadır. Konya gibi İslam medeniyetinin sembol şehirlerinden Halep’te bugün hem insanlık hem de binlerce yıllık kültürel miras maalesef gözlerimizin önünde yok olmaktadır. Irak ve Suriye’de yaşanan bu gelişmelerin bir benzeri 15 Temmuz’da, dış güçlerin maşası olan FETÖ terörüyle ülkemizde de uygulanmak istenmiş, ancak milletimizin eşsiz tarihi tecrübesi ve bundan kaynaklanan feraseti sayesinde bertaraf edilmiştir” diyerek sözlerini tamamladı.

Sempozyumda 42 bildiri sunuldu

Programa Konya Valisi Yakup Canbolat, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Konya Milletvekili Hüsniye Erdoğan, KTO Karatay Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Öztürk, KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Sade, İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Direktörü Musa Kulaklıkaya, üniversite mütevelli heyeti üyeleri ve çok sayıda akademisyen ile öğrenci katıldı. Sempozyum büyük ilgi gördü. “İslam Medeniyetinde Konya” Uluslararası Sempozyumu’na 5 farklı ülkeden 15 katılımcı, çeşitli bilimsel konularda 42 bildiri ile katkı sağladı. Fethinden günümüze Konya şehrinin tarihi, kültürü ve sanatının, iktisadi ve içtimai yapısının ele alındığı sempozyum 18 Aralık Pazar günü sona erdi.