HÜDA PAR Dış İlişkiler Başkanlığından gündem değerlendirmesi

HÜDA PAR Dış İlişkiler Başkanlığından gündem değerlendirmesi
HÜDA PAR Dış İlişkiler Başkanlığı açıklamasında Yemen'deki saldırılar, ABD'nin İran'a uyguladığı ambargo, Türkiye ile ABD'nin tekrardan yakınlaşması ve Filistin meselesine dair değerlendirmeler yapıldı.

HÜDA PAR Dış İlişkiler Başkanlığı tarafından, Yemen'deki saldırılar, ABD'nin İran'a uyguladığı ambargo, Türkiye ile ABD'nin tekrardan yakınlaşması ve Filistin meselesine dair değerlendirmeler yapıldı.

HÜDA PAR Dış İlişkiler Başkanlığı, Suudi Arabistan'ın başını çektiği koalisyon güçlerinin Yemen'e yönelik saldırıları, TSK ile ABD ordu birliklerinin Münbiç'te ortak devriye faaliyetine başlamaları üzerine yaşanan son gelişmeler, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları ve Darbeci Sisi ile Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas arasında geçen görüşmeye dair yazılı açıklama yaptı.

Yemen'de insani durumun her geçen gün dayanılmaz bir hal aldığı ifade edilen açıklamada, dünya kamuoyunun Yemen'e sessiz kalmaması için çağrıda bulunuldu.

Türkiye'ye yönelik askeri darbe ve ekonomik saldırılar ile bunu açıkça sergileyen ABD'ye hiçbir şekilde güvenilmemesi gerektiğine dair uyarılarda bulunulan açıklamada, İran'a yönelik ambargonun hedefinde ise sadece İran'ın olmadığı, İslam Dünyasının olduğu vurgulandı.

Darbeci Sisi ile Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas arasında gerçekleşen görüşmenin, siyonist hedefler doğrultusunda atılmış bir adım olduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu şeytani girişimler karşısında ümmetin, ihtilafları bir kenara bırakarak Kudüs üzerinden birleşmesi gerektiği ifade edildi.

"Siyasi çözüm bulunmadığı takdirde milyonlarca Yemenli açlık ve salgın hastalıkların pençesinde can verecektir"

Yemen'in öldürücü açlık ve salgın hastalıkların pençesinde can çekiştiği ifade edilen açıklamada, "Yıllardır süren iç savaş ve Suudi Arabistan'ın başını çektiği koalisyon güçlerinin Yemen'e yönelik saldırıları ve ambargosundan dolayı Yemen'de insani durum her geçen gün daha da kötüleşmekte dayanılmaz bir hal almaktadır. İç savaşla sarsılan ve her gün katledilen Yemen halkı, diğer taraftan da savaş ve ambargo sonucu oluşan öldürücü açlık ve salgın hastalıkların pençesinde can çekişmektedir. BM'nin raporlarına da yansıyan bu durum karşısında siyasi çözüm bulunmadığı takdirde başta çocuklar olmak üzere milyonlarca Yemenli açlık ve salgın hastalıkların pençesinde can verecektir." denildi.

"HÜDA PAR olarak dünya kamuoyunu Yemen'e sessiz kalmamaya çağırıyoruz"

Yemen'deki iç savaşın bitirilmesi için arabuluculuk ve müzakerelere ağırlığın verilmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, "Yemen'deki insani durum insanlık için büyük bir utançtır ve tarihin günümüz dünyası için kayda geçeceği kara bir lekedir. HÜDA PAR olarak dünya kamuoyunu Yemen'e sessiz kalmamaya çağırıyoruz. Suudi Arabistan'ın başını çektiği koalisyon güçlerinin saldırılarını kesmesi ve Yemen'e uygulanan ambargoya son vermesi için bu ülkelere baskı uygulanmalı. İç savaşın sona ermesi ve sorunun siyasi yollarla çözülmesi için siyasi arabuluculuk ve müzakerelere öncelik ve ağırlık verilmeli." ifadelerine yer verildi.

Türkiye ile ABD'nin yakınlaşması

ABD'nin müttefiklik görüntüsü altındaki münasebetlerinin zaman kazanmaya ve daha da güçlenmeye yönelik olduğu gözden kaçırılmaması gerektiği vurgulanan açıklamada, "TSK ile ABD ordu birliklerinin Münbiç'te ortak devriye faaliyetine başlamaları üzerine yaşanan son gelişmeler, Türkiye ile ABD arasında tekrar bir yakınlaşmanın olduğunu göstermektedir. İslam Dünyası'na dair düşmanca plan ve hedefler peşinde olan ve yakın zamana kadar da Türkiye'ye yönelik askeri darbe ve ekonomik saldırılar ile bunu açıkça sergileyen ABD'ye hiçbir şekilde güvenilmemesi gerektiğine dair uyarımızı bir kez daha yineliyoruz. Hükümet, Suriye'de ABD ile müttefiklik günlerine geri dönerek aynı yanlışları tekrarlamaktan şiddetle kaçınmalıdır. ABD'nin dostluk/müttefiklik görüntüsü altındaki münasebetlerinin zaman kazanmaya ve daha da güçlenmeye yönelik olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bunun da orta ve uzun vadede Türkiye'yi, bölgeyi ve topyekûn bir İslam Dünyası'nı vuracağı hesaba katılmalı ve bu hesap doğrultusunda hareket edilmelidir." denildi.

ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları

ABD'nin bu keyfi ve zorba uygulamalarına karşı durulması çağrısında bulunulan açıklamada, "İran'da gerçekleştirilen İslam devriminden sonra ABD'nin başını çektiği Batı emperyalizmi ve siyonizm, kırk yıldır bu ülkeyi zayıflatmaya yönelik her yola başvurdu. ABD'nin İran politikaları konjonktürel olarak zaman zaman yumuşama eğilimi gösterip havuç siyaseti şeklinde tebarüz etse de temelde düşmanca politikası hiçbir zaman değişmedi. ABD, İran'a yönelik uygulamaya koyduğu 5 Kasım tarihli son ambargo ile uluslararası hukuku hiçe saydığını ve küresel haydutluğa soyunduğunu açıkça ilan etmiştir. Bu ambargo ile hedeflenen sadece İran değildir. Bununla başta İslam Dünyası olmak üzere ABD emperyalizmi ve siyonizmin İslam Coğrafyasına yönelik plan ve projelerine onay vermeyen ve karşı çıkan her ülke ve yapı doğrudan hedef haline getirilmiştir. İran'a yönelik uygulanacak ABD ambargolarının onaylanması ve uygulanması durumunda en büyük zararı ülke olarak bizlerin göreceği bilinmesine rağmen, Türkiye'nin ABD tarafından ambargodan kısmen muaf tutulmasını bir lütuf olarak görmek ambargonun kendisi kadar zillet vericidir. Yapılması gereken şey, ABD'yi dengeleyecek ve geriletecek güç alternatiflerini oluşturmak ve hayata geçirmektir. ABD'nin bu keyfi ve zorba uygulamalarına karşı durulmalı ve bu niyette olan diğer ülkelerle iş birliğine ve güç birliğine gidilmelidir." ifadeleri kullanıldı.

Filistin ile ilgili gelişmeler

Darbeci Sisi ile Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas arasında geçen görüşmeye değinilen açıklamada, "Mısır'ın darbeci başkanı Sisi ile Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas arasında 3 Kasım'da Mısır'da yapılan görüşmede Sina Yarımadası'nda bir Filistin Devleti kurmayı müzakere ettikleri ortaya çıkmıştır. Görüşme, içeriği itibariyle, 'Yüzyılın Anlaşması' olarak ifade edilen bu anlaşma, siyonist hedefler doğrultusunda atılmış bir adımdır. Böylelikle Sisi ve Mahmut Abbas, siyonist hedeflerin hizmetkârı ve tekliflerin aracısı haline getirildiklerini ispat etmişlerdir. Kendi ülkesinin topraklarını siyonist planlar için gözden çıkaran Sisi ile kendi ülkesini boşaltarak siyonizme teslim etme niyetindeki Abbas, sadece Filistin veya Mısır halkına karşı değil, topyekün bir İslam Dünyası'na karşı da büyük bir ihanet içindedirler." denildi.

"Her türlü ihtilafı bir kenara bırakarak safları Kudüs üzerinden birleştirmeye davet ediyoruz"

Son olarak Kudüs'ün toprak bütünlüğünü sağlama adına tüm İslam ülkelerinin yöneticilerine seslenilen açıklamada, "Siyonist işgalci rejim bu adımı ile Filistin halkını kendi topraklarından tamamen çıkararak Filistin'in tamamını işgal edip siyonist emellerine ulaşmak istemektedir. Bu şeytani plan doğrultusunda dünyanın gözü önünde işlemedik cinayet, vahşet ve zulüm bırakmayan siyonist işgalciler, sadece İslam Dünyası için değil, bütün insanlık için ağır bir tehdit haline gelmiştir. HÜDA PAR olarak bu şeytani girişimler karşısında herkesi sahip olduğu imkânları sonuna kadar kullanarak tedbir geliştirmeye ve her türlü ihtilafı bir kenara bırakarak safları Kudüs üzerinden birleştirmeye davet ediyoruz." şeklinde ifade edildi. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.