HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Yapıcıoğlu: "Zina yeniden suç sayılmalıdır"
HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin haftalık iç gündem değerlendirmesinde; aile kurumunu parçalayan zinanın yeniden suç sayılması, afetler ülkesi olan Türkiye’de "Afet Yasası"sının yürürlüğe girmesi ve devlet eliyle oynatılan kumarın doğurduğu sonuçlara değindi.
"Zina yeniden suç sayılmalıdır"
Zinanın yeniden suç sayılması gerektiğini söyleyen Yapıcıoğlu, "Giderek artan cinayetler, intiharlar, taciz ve tecavüz haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Bu olayların temelinde yatan sosyolojik dönüşüm irdelenmeden, fail veya mağdurların kimlik ve cinsiyetleri üzerinden sonuçları okumaya çalışmak bugüne kadar hep yanlış sonuçlar üretti." dedi.
"Nesil emniyetini tehdit eden evlilik dışı ilişkilerin yasalarla koruma altına alınması şiddet olaylarına zemin hazırlamıştır"
Şiddet olayların yaşanmasına zemin hazırlayan yasaları eleştiren Yapıcıoğlu, "Teşhis doğru konulmalıdır. Yasal koruma altına alınan zina ve her türlü gayri meşru ilişki; gönüllü birliktelik adı altında normalleştirildi. Şiddet ve intihar olaylarının temelinde zina, kumar, alkol ve uyuşturucu gibi ahlak ve inancımızın yasakladığı fiillerin olduğu istatistiki verilerle kanıtlanmıştır. Yasalar evlenmeyi, aile kurmayı ve meşru yolla cinsel ihtiyaçların giderilmesini zorlaştırmaktadır. Genç yaşta evlenenlerin dramı bunun en çarpıcı örneğidir. Nesil emniyetini tehdit eden evlilik dışı ilişkilerin yasalarla koruma altına alınması ve zinanın suç olmaktan çıkarılması cinsel saldırılara ve şiddet olaylarına zemin hazırlamıştır. Toplumun altını oyan bu olayların önüne geçmek için; aile kurumu güçlü bir şekilde desteklenmeli, zina ve gayrı meşru ilişkiler yeniden suç haline getirilerek ağır müeyyidelere tabi tutulmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Türkiye’nin bir afetler ülkesi olduğu unutulmamalıdır"
Giresun’daki sel felaketine değinen Yapıcıoğlu, "Giresun geçtiğimiz hafta yine bir sel felaketi yaşadı. Dereli, Doğankent ve Yağlıdere ilçelerini vuran sel, ondan fazla can kaybına neden olurken 17 bina tamamen yıkılmış, 361 bina da ciddi olarak hasar görmüştür. Halen ulaşılamayan vatandaşlarımız vardır. Hükümet selin meydana getirdiği zararları telafi etme adına bazı adımlar atılacağını açıkladı. Neredeyse her yıl benzer afetler yaşayan Giresun halkına bu vesile ile bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz." dedi.
"Bütün tedbir ve denetimleri kapsayan bir ‘Afet Yasası’nın yürürlüğe girmesi zorunluluk haline gelmiştir"
Afetler ülkesi olan Türkiye’de, "Afet Yasası"nın yürürlüğe girmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Yapıcıoğlu, "Karadeniz Bölgesi yılın her mevsiminde yoğun yağış alan bir bölgedir. Dere yataklarına kurulu yerleşim yerleri ve heyelanlara açık yumuşak toprağı nedeniyle ağır riskli bir bölgedir. Türkiye’de 500’ün üzerinde fay hattı bulunmaktadır. Yani aslında Türkiye bir afetler ülkesidir. Buna rağmen afetlere karşı gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle her seferinde ağır sonuçlar yaşanmaktadır.
Sadece sel dönemlerinde gündeme gelen; dere yataklarında ve heyelan bölgelerinde kurulu yerleşim yerlerinin sonrasında unutulması her kademesiyle idarenin ciddi bir ayıbıdır. Depremlere hazırlık konusu sadece depremler yaşanınca gündeme gelmemelidir. Kentsel dönüşüm projesi bir türlü tamamlanmadı. Kırsal kesimlerde en ufak sarsıntıda vatandaşlarımız kerpiçten evlerin altında can verebilmektedir. Madem bir afetler ülkesiyiz; en kısa zamanda alt yapı, üst yapı ve toplumsal farkındalık anlamında afetlere hazırlıklı olabilmeliyiz. Bu anlamda; bütün tedbir ve denetimleri kapsayan bir ‘Afet Yasası’nın yürürlüğe girmesi zorunluluk haline gelmiştir." diye kaydetti.
Devlet eliyle kumar oynatılması
Devlet eliyle kumar oynatılması ve buna dair politikalarını eleştiren Yapıcıoğlu, "Anayasa’nın 58/2 maddesi ‘Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.' hükmünü amirdir. Yasadışı oynanan ‘talih oyunları’nın kumar olarak isimlendirilmesi buna karşılık ‘Şans Oyunları’ olarak isimlendirilen kumarların devlet kurumları eliyle oynatılması büyük çelişkidir. Kumarın bazı çeşitlerinin ‘Şans Oyunları’ olarak isimlendirilmesi ve resmi veya yarı resmi kurumların eliyle oynatılması, bunların kumar oldukları gerçeğini değiştirmez. Kumar suçunun mağduru bütün toplumdur. Gençler başta olmak üzere bütün toplumu kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan korumak devletin asli anayasal görevlerindendir." dedi.
"Devletin kumar oynamayı teşvik etmesi genel ahlak anlamında cinayettir"
Bütün kumar kurumlarının kapatılarak her türlü reklamının yasaklanması çağrısında bulunan Yapıcıoğlu, "Toplumu zararlı alışkanlıklardan korumakla yükümlü olan devletin kumar oynamayı teşvik etmesi genel ahlak anlamında cinayettir. Sosyal medyaya, TV ekranlarına ve spor müsabakalarına bahis sitelerinin reklamlarının yerleştirilmesi kumara büyük bir teşvik oluşturmaktadır. Müşterek bahislerin gençlerde kumar bağımlılığı oluşmasındaki payı büyüktür. Çocukların da izlediği futbol üzerinden kumarın reklamının yapılması kabul edilemez. Devlet, kendisine gelir getiren çeşitlerini şans oyunları olarak isimlendirip vatandaşını kumara özendirmekten, şans oyunlarını bir gelir kapısı olarak görmekten ve teşvik etmekten vazgeçmelidir. Şans oyunları olarak isimlendirilenler de dahil bütün kumar kurumları kapatılmalı ve kumar oynatmanın ve reklamını yapmanın her çeşidi yasaklanmalıdır." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.