HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: Bunun adı savaş değil, soykırımdır

HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: Bunun adı savaş değil, soykırımdır
Siyonist terör çetelerinin Gazze'de soykırım suçu işlediğini belirten HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Savaş dediğiniz karşılıklı olur. Durmadan havadan, karadan, denizden bombalıyorlar. Bunun adı soykırımdır." dedi.

 

HÜDA PAR Van 4'üncü Olağan İl Kongresi, Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi. Mevcut Başkan Rasim Sayğın yeniden il başkanlığına seçildi.

Partisinin Van 4'üncü Olağan Kongresi'nde konuşan Yapıcıoğlu, gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Siyonistlerin Gazze'ye yönelik zulümleri son bulana kadar parti olarak meydanlarda olacaklarını belirten Yapıcıoğlu, "Biz de bu zulüm devam ettiği müddetçe HÜDA PAR olarak meydanlarda olacağız. Sadece bizim kardeşlerimizin tertiplediği etkinliklerde değil, Kudüs için Mescid-i Aksa için, oradaki mazlumlar için kim bir şey yapıyorsa inşallah biz imkanlarımız ölçüsünde onlara da destek vermeye devam edeceğiz." dedi.

Siyonist işgal çetelerinin Gazze'ye yönelik saldırılarında, çocuk, kadın, yaşlı ve sivillerin katledildiğini, elektrik, su, gıda, temel insani ihtiyaçların kesilmesiyle insanların ölüme terkedildiğini ve yapılanların soykırım olduğunu belirten Yapıcıoğlu, "Sadece attıkları bombalardan, attıkları füzelerden, attıkları top güllelerinden dolayı değil. Onları açlık, susuzluk ve elektriksizlikle de öldürmek istiyorlar." dedi.

"Tarihte benzeri az görülmüş bir vahşet yaşanıyor ve bu bombardıman altındaki insanlar tamamen savunmasız siviller"

 Siyonist işgal çetelerinin Gazze'de gerçekleştirmiş olduğu katliamlara değinen Yapıcıoğlu, "15 gündür bizim ve ehli vicdan bütün insanların, bütün İslam dünyasının gündemi ve hatta vicdanını yitirmemiş, insanlıktan istifa etmemiş diğer bütün inançlara mensup insanların gündemi, doğusuyla batısıyla Filistin ve oradaki kardeşlerimizin yaşadığı dramdır. Daracık bir alanda 8,5 kilometre genişliğinde ve 40-41 kilometre uzunluğundaki Gazze Şeridi'nde 2 milyon 500 bine yakın insanın üzerine günde tonlarca patlayıcı atılıyor ve o atılan bombalar tank namlularından fırlatılan gülleler, denizden savaş gemilerinden atılan toplar; orada camileri, kiliseleri, hastaneleri, sivillerin yaşadığı binaları her gün yıkıyor yerle bir ediyor. Tarihte benzeri az görülmüş bir vahşet yaşanıyor ve bu bombardıman altındaki insanlar tamamen savunmasız siviller." dedi.

"israil bir devlet değil, siyonist terör örgütüdür"

Siyonist işgal çetelerinin son günlerde fosfor bombaları kullanarak, çocuk, kadın, yaşlı ve sivillere yönelik gerçekleştirmiş olduğu katliamları masumlaştırmaya çalışanlara tepki gösteren Yapıcıoğlu, "israil bir devlet değil, siyonist terör örgütü, dünyanın gözünün içine baka baka bütün kutsalları, bütün insani değerleri ayaklar altına alarak bombalamaya devam ediyor. Yasaklı silahları kullanıyor, fosfor bombaları atıyor." ifadelerini kullandı.

"Eğer Gazze'de esaslı bir direniş olmasaydı şimdi Gazze çoktan siyonist çeteler tarafından bütünüyle işgal edilmiş olurdu"

Kasam Tugaylarının operasyon yapmadığı Gazze dışındaki bölgelerde siyonist işgalin kat be kat artığını belirten Yapıcıoğlu, "Hani şimdi birileri diyor ya 'Kassam Tugayları 7 Ekim'deki operasyonu yapmasaydı belki durum böyle olmayacaktı, şimdi çok kötü oldu. Siyonistler Gazze'yi de işgal edecekler.' Peki Kassam Tugayları Gazze'de vardı. Batı Şeria'da, Kudüs'te, Eriha'da, Ramallah'ta Kassam Tugayları mı vardı? Oralar bütün siyonistlerin kontrolü altında değil mi? Peki, orayı hangi bahaneyle işgal ettiler? Orada her gün yeni bir ev yıkılmıyor mu? Orada her gün başka bir Filistinli evinden çıkarılıp oraya bir gasıp siyonist yerleştirilmiyor mu? Onun bahanesi ne? Adım adım işgal genişledi. Şimdi küçük küçük noktalar şeklinde, birbiriyle bağlantısız, birbirinden kopuk, küçük noktalar şeklinde mahalle mahalle Filistinlilerin yaşadığı yerler var ve sürekli daha küçük parçalara bölünüyor. Bu bize şunu gösteriyor. Eğer Gazze'de esaslı bir direniş olmasaydı şimdi Gazze çoktan siyonist çeteler tarafından bütünüyle işgal edilmiş olurdu." şeklinde konuştu.

"Siyonistler sadece güçten anlar"

Siyonistlere yönelik yapılan kınama mesajlarının işe yaramadığını, yapılan tüm kınama mesajlarına rağmen katliamlarına devam ettiğini belirten Yapıcıoğlu, siyonist işgalcileri durduracak tek şeyin güç olduğunu ifade etti.

Yapıcıoğlu, "Bazıları; siyonist vahşilere, insanlıktan çıkmış olanlara kendilerinden başkasını insan kabul etmeyen o sırtlan sürüsüne çağrıda bulunuyor. Onları bazı sınırlar içerisinde kalmaya davet ediyorlar. Siz ondan merhamet dilenince merhamete gelip çocukları, kadınları, yaşlıları, sivilleri öldürmekten vaz mı geçecekler? Hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri bombalamaktan vaz mı geçecekler? Asla. Asla vazgeçmeyecekler. Bu çağrılar onları durdurmayacak. Kınamalar onu durdurmayacak. 1948'den beri Birleşmiş Milletlerden, Güvenlik Konseyi'nden, farklı farklı uluslararası kurumlardan ve neredeyse bütün İslam âleminin gelmiş geçmiş bütün yöneticilerinden çokça kınama mesajı duyduk. Bizler de çok kınadık. Hangisi durdurdu. Hiçbiri. Onları durduracak tek bir şey var. Siyonist sadece güçten anlar." dedi.

"Siyonistler 75 yıldır sürekli saldırıyor, Aksa Tufan'ı Operasyonu olmasaydı da saldıracaklardı"

Yapıcıoğlu, siyonist işgalcilerin 75 yıldır işgal ettiği Filistin topraklarında yüzlerce saldırı gerçekleştirdiğini, Aksa Tufanı Operasyonu olmasaydı da yine Gazze'ye saldıracaklarını belirtti.

Yapıcıoğlu, "15 gündür Gazze sınırına tankları yığmışlar. Üniformalı siyonistleri oraya dizmişler. Kara harekâtı başladı başlayacak diyorlar öyle mi? Niye başlamıyor? Çünkü kara harekâtını başlatırlarsa karşılarında onlar gibi ellerinde silah olan birileri çıkacak. Çünkü onlar bizimle, bizim kardeşlerimizle oradaki Müslümanlarla göğüs göğse, eşit şartlarda çarpışmayı asla göze alamazlar, buna cesaret edemezler. Nereden mi biliyoruz? Rabbim bize haber veriyor. 'Onlar ancak muhkem kalelerin, duvarların arkasından sizlerle savaşırlar.' Buna cesaretleri yok. Sözüm ona onlara çağrıda bulunanlara bir merhamet gösterisi yapmış gibi görünüyorlar ve karadan Gazze'ye girmiyorlar. Onlar mertçe savaşamazlar. Ama bu korkaklıkları o tankların arkasına saklanarak attıkları mermiler, onları orada tutmaya yetmeyecek Allah'ın izniyle. Aslında başlattıkları bu saldırının sebebi Aksa Tufan'ı Operasyonu değil. Aksa Tufanı Operasyonu olmasaydı da bunları saldıracaklardı, 75 yıldır sürekli saldırıyorlar zaten." ifadelerini kullandı.

"Bunun adı soykırımdır"

Gazze'ye yönelik yapmış olduğu saldırılarla işgalci siyonistlerin soykırım suçu işlediğini belirten Yapıcıoğlu, "Savaş dediğiniz karşılıklı olur. Durmadan havadan, karadan, denizden bombalıyorlar. Bunun adı aslında soykırımdır. Sadece attıkları bombalardan, füzelerden, top güllelerinden dolayı değil, onları açlık, susuzluk ve elektriksizlikle de öldürmek istiyorlar." diyerek soykırıma dikkat çekti.

"Kiliseyi vuran siyonist olunca Hristiyan yöneticilerden 'gık' yok"

Siyonist işgal çetelerinin Gazze'deki camilerin dışında kiliseleri de bombaladığını, Gazze'de bombalanan kiliseye yönelik, Hristiyanlardan hiçbir tepki gelmediğini belirten Yapıcıoğlu, "Uluslararası kurallara, uluslararası hukuka göre mabetler bombalanamaz. Bunlar sadece Müslümanların değil, Hristiyanların mabetlerini de bombalıyorlar. Daha geçen gün bir kilise bombalandı. Aralarında çocukların da bulunduğu 16 Hristiyan'ı kilisede öldürdüler. Vuran siyonist olunca Hristiyanlardan da 'gık' yok. Orada kim varsa hepsini, sadece Gazze'de olduğu için ya da sadece Arap olduğu için hepsini öldürmeyi göze almışlar. Ya da oradan sürecekler. Hukuki tanımıyla bunlar soykırım suçudur. Bunlar insanlığa karşı suçtur." şeklinde konuştu.

"Batılı yöneticiler, her ne kadar siyonizmin yanında yer aldıklarını ilan etseler de halklar sokaklara çıkmaya başladı"

Batı hükümetlerinin koro halinde siyonist işgalcilerin arkasında durarak "israilin kendini savunma hakkı vardır" dediklerini aktaran Yapıcıoğlu, "Bu zulme seyirci kalıyorlar. Fakat emin olun oradaki mazlum bebelerin, oradaki suçsuz sivillerin, beli bükülmüş ihtiyarların, oradaki hastanelerin, mabetlerin görüntüleri ve feryatları Batıya da ulaştı. Batılı yöneticiler, her ne kadar önemli bir oranda siyonizmin yanında yer aldıklarını ilan etseler de halklar sokaklara çıkmaya başladı. Bu insanlığın vicdanı inşallah uyanacak." ifadelerini kullandı.

"İnşallah üzerine ölü toprağı serpilmiş ümmet ayağa kalkacak"

İşgal çetesine karşı İslam ümmetinin "dur" demesi gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, "İnşallah üzerine ölü toprağı serpilmiş ümmet ayağa kalkacak. İnşallah 'yeter artık!' diyecek ve o zaman işin rengi değişecek. Eğer İslam ümmeti, 'Bu siyonistler çok saldırgan, çok vahşi, çok pervasız, ellerinde nükleer silahlar da var, işte süper güç ABD savaş gemilerini gönderdi, onlar da buraya akmaya başladılar. Askerleriyle, gemileriyle, İngilizler peşlerinden geliyor, Almanlar-Fransızlar destek açıklaması yaptı, durum vahim, biz kımıldarsak bizi de vururlar.' diye endişe ediyorlarsa ki bu savaşın yayılma riski vardır. Buradan şunu hatırlatmak istiyorum eğer oraya toplanan güçlerin siz sadece Gazze'deki bir avuç mücahit için toplandığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Oradaki mücahitlerin kafasına yağdıracak yeterince bombası var israilin. Hesap daha büyük ve emin olun eğer sizler susup yerinizde kalırsanız, eğer sizler 'biz sessiz kalırsak bu yılan bize dokunmaz' diye düşünürseniz çok fena aldanırsınız. Birer birer sizleri de vurmak istedikleri gün vuracaklar. Bu savaşı yaymak istiyorlarsa zaten yayacaklar. Sadece Gazze'yi işgal etmekle siyonist rejimin duracağınız sanıyorsanız, aldanıyorsunuz." dedi.

"Tarafsız kalmak aslında zulme taraf olmaktır"

Siyonist çetelerin zulümlerine karşı sessiz kalınmaması ve bu zulme karşı tek safta yer almak gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, "Siyonistlerin cesareti, pervasızlığı kendi gücünden kaynaklanmıyor. Bizim dağınıklığımızdan kaynaklanıyor. Öyleyse ben buradan bütün İslam alemine sesleniyorum, başta kendi memleketimiz olmak üzere. Böyle bir günde, hak ile batılı bu kadar ayrıştırıcı olduğu bir zamanda hiç olmasa bu meselede tek saf olalım. Sıkılmış bir yumruk gibi zulmün karşısında duralım. Bir tarafta işgalci var. Öte tarafta kendi topraklarını korumaya çalışan direnişçiler var. Bir tarafta kendi ağırlığının yüzlerce katı bombalarla parçalanmış bebekler var, öte tarafta bebekleri gözünü kırpmadan öldürmeyi kendine hak olarak gören bir cinayet şebekesi var. Bir tarafta hırsız var, öbür tarafta kendi toprağına, kendi evine, kendi ailesine sahip çıkmaya çalışan Müslümanlar var. Durum bu kadar açık, durum bu kadar net. Zalim ve mazlum bu kadar birbirinden ayrılmışken tarafsız kalmak aslında zulme taraf olmaktır. Sessiz kalmak, sükût etmek zulmü cesaretlendirir. Böyle bir ortamda, ben insanım diyen hiç kimse tarafsız ve sessiz kalmamalıdır." ifadelerini kullandı.

"Bu zulüm devam ettiği müddetçe HÜDA PAR olarak meydanlarda olacağız"

Siyonist işgal çetelerinin zulümleri sona erene kadar parti olarak meydanlarda olacaklarını belirten HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, son olarak şunları kaydetti:

"Biz de bu zulüm devam ettiği müddetçe HÜDA PAR olarak meydanlarda olacağız. Kudüs için, Mescid-i Aksa için, oradaki mazlumlar için kim bir şey yapıyorsa inşallah biz imkanlarımız ölçüsünde onlara da destek vermeye devam edeceğiz. Bunun için bizim bir şeyler yapmamız gerekiyor. Bütün milletimize, bu aziz millete, 85 milyon ferdiyle; Türk'ü, Kürd'ü, Arab'ı, Laz'ı, Çerkez'i, Roman'ı, Boşnak'ı… herkese aynı anda sesleniyorum: Allah için ülkemizdeki siyonist zihniyetleri iyi tanıyın ve onlara hiçbir şekilde ama hiçbir şekilde destek manasına gelebilecek tek bir adım bile atmayın."

Konuşmaların ardından tek liste ile yapılan seçimde mevcut İl Başkanı Rasim Sayğın, bütün delegelerin oyunu alarak yeniden başkanlığa seçildi. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.