HÜDA PAR Genel Sekreteri Demir: Paris'teki olimpiyatlara, soykırım suçlusu siyonist terör şebekesi katılmamalıdır

HÜDA PAR Genel Sekreteri Demir: Paris'teki olimpiyatlara, soykırım suçlusu siyonist terör şebekesi katılmamalıdır
HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, soykırım suçlusu siyonist terör şebekesi Fransa'nın Paris şehrinde gerçekleştirilecek olan olimpiyatlara katılmaması gerektiğini söyledi.

Siyonist terör şebekesi 'Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme' ile ortaya konmuş olduğu söz konusu suçların tamamını yıllardır Filistin halkına karşı işlemekte olduğunu hatırlatan HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, soykırım suçlusu siyonist terör şebekesi Fransa'nın Paris şehrinde gerçekleştirilecek olan olimpiyatlara katılmaması gerektiğini söyledi.

HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şehzade Demir, TBMM'de düzenlediği basın açıklamasında, iç ve dış gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Basın toplantısında sözlerine Gazze'de yaşanan insanlık dramıyla başlayan Demir, "Ramazan'a 2-3 gün kaldığı süreçte maalesef katliam ve vahşet bütün hızıyla devam ediyor. Ramazan sürecinde de bu katliamların engellenmesine yönelik maalesef dünya halen sessizliğini koruyor. Ramazan ayında bu katliamların devam etmesi çok büyük bir vahşet ve çok büyük bir acımasızlık olacak. Bu açıklamamız vesilesiyle Ramazan 3 günün kaldığı bu süreçte bütün dünyayı özellikle İslam ülkelerini bu vahşeti en azından Ramazan ayı süresince durdurmaya davet ediyoruz. Bu konuda ciddi biri inisiyatif almaya ve işgal çetesine baskı yapmaya davet ediyoruz. Ramazan ayı içerisinde katliamların devam etmesi İslam ümmeti olarak bizim çok büyük bir ayıbımız. Dünyadaki tüm insanların büyük bir ayıbı olacak. Ramazan ayı içerisinde bu katliamların durdurulması özellikle Gazze'nin kuzeyine insani yardımın ulaşmasının bir yolunu muhakkak bulmamız lazım. Ramazan ayı ki Müslümanlar için çok büyük önemi olan bir aydır. 2 milyona yakın Müslüman'ın orada Ramazan ayı içerisinde açlık, yoksulluk, susuzluk ve katliama maruz bırakılması buna terk edilmesi vicdansızlık ve insanlık dışı bir uygulamadır. Bütün insanlığı bu konuda inisiyatif almaya ve bu katliamı en azından Ramazan ayı müddetince durdurmaya Ramazan ayı içerisinde Gazze'ye insani yardımın girişini sağlamaya davet ediyoruz." dedi.

"Siyonist terör şebekesi söz konusu suçların tamamını yıllardır Filistin halkına karşı işlemektedir"

Siyonist işgal çetesinin olimpiyatlardan men edilmesi gerektiğini ifade eden Demir, "Siyonist israilin Gazze’ye yönelik saldırıları 150 günü geride bıraktı. Bu insanlık dışı savaşta Siyonistler soykırım, insanlık suçu ve savaş suçları kapsamına giren cürümleri her gün işlemektedir. Soykırım suçu 'Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme' ile ortaya konmuş ve 1951 yılında yürürlüğe girmiştir. Siyonist terör şebekesi söz konusu suçların tamamını yıllardır Filistin halkına karşı işlemektedir. Gazze’ye yönelik devam eden savaşta, çocuk ve kadınlarına yönelik öldürme, maddi ve manevi işkence yapma, yaralama, sivil yerleşim yerlerini, hastaneleri, okulları ve mülteci kamplarını bombalama, temel insani ihtiyaçlardan mahrum bırakma gibi sistematik saldırıların tamamını dünyanın gözleri önünde pervasızca işlemeye devam ediyor. Bu suçlar cezasız kalmamalı ve dünya kamuoyunda mahkûm edilmelidir." ifadelerine yer verdi.

"Soykırım suçlusu Siyonist terör şebekesi olimpiyatlara katılmamalıdır"

Açıklamasının devamında Demir, şunları aktardı:

"Daha önce de dile getirdiğimiz üzere HÜDA PAR olarak bir çağrımızı bir kez daha buradan dile getirmek istiyoruz. Bilindiği üzere, Rusya-Ukrayna savaşının ardından Rusya tüm uluslararası müsabakalardan men edildi. Aynı şekilde benzer bir kararın israil için de alınması gerekiyor. Bu anlamda; 26 Temmuz-11 Ağustos 2024 tarihleri arasında Fransa’nın Paris şehrinde gerçekleştirilecek olan Olimpiyatlara, soykırım suçlusu Siyonist terör şebekesi katılmamalıdır. Başta Türkiye olmak üzere adalet ve insanlıktan yana ülkeleri ve söz sahibi kuruluşları, Uluslararası olimpiyat komitesini bu yönde karar almaya zorlayacak kampanyalar yapmaya, israil denen terör şebekesinin Paris Olimpiyatlarına katılmasına engel olmaya davet ediyoruz. Bu kadar soykırıma rağmen eğer israil bu olimpiyatlara katılabiliyorsa bu bize göre büyük bir insanlık suçu ve ayıbıdır. Bu noktada ülkeleri israili o olimpiyatlara katılmasını engellemeye davet ediyoruz. Eğer bu noktada bir gelişme sağlanmaz ve isailin katılmasına engel olunmazsa hassasiyet sahibi katılımcı ülkelerinde olimpiyatları protesto ederek olimpiyatlardan çekilmeye davet ediyoruz."

"Kota uygulaması çiftçilerimizin mağdur olmasına sebebiyet vermektedir"

Kovancılarda şeker pancarı üreten çiftçilerin kota sorunun çözülmesi gerektiğini ifade eden Demir, "Elâzığ ili Kovancılar ilçesinde şeker pancarı eken çiftçilerimizin birtakım mağduriyetleri vardır. Kovancılar ilçemizde bulunan çiftçiler 2021 yılına kadar yeterli miktarda su bulunmadığından yeteri kadar üretim yapamıyorlardı. Bölgede, Kanatlı barajının yapılmasıyla sorun çözüme kavuşturuldu. Ancak sonraki süreçte şeker pancarı üretimi yapan çiftçilere kota getirmek suretiyle üretim sınırlandırılmıştır. Kota uygulaması çiftçilerimizin mağdur olmasına sebebiyet vermektedir. Yetkililere buradan çağrıda bulunuyoruz; stratejik öneme sahip gıda tedarik zincirinin ülke için arz ettiği önem göz önüne alındığında Kovancılar çiftçilerimizin ne kadar önemli bir iş yaptıkları anlaşılacaktır. Doğal ve sağlıklı şekerin pancardan üretildiği kamuoyunun malumu. Bu nedenle pancar üretiminin artırılması gerekirken azaltılmasının tercih edilmesini anlamak mümkün değildir. Pancar üretim kotasının ya kaldırılması ya da çiftçilerin talebini karşılayacak şekilde artırılması bir zorunluluktur." şeklinde Kovancılar çiftçilerinin sorununu dile getirdi.

"Irak sınır bölgesinde yer alan Şemdinli, Beytüşşebap, Uludere gibi ilçelerimizin muhtelif sorunları vardır"

Şırnak’ın Beytuşşebab, Uludere ve Hakkari’nin Şemdinli ilçesinin bir takım sorunlarına da değinen Demir, şunları söyledi:

"Hakkâri, Şırnak ve bu illerimize bağlı ilçelerimizin birtakım sorunları var. Bu sorunları buradan dile getirmek istiyorum. Özellikle Irak sınır bölgesinde yer alan Şemdinli, Beytüşşebap, Uludere gibi ilçelerimizin muhtelif sorunları vardır. Malum, yıllardan beri istikrarsızlık, kaos, çatışma ve terör olayları nedeniyle ağır sorunlar ve travmalar yaşanmış bir bölgeden söz ediyoruz. Bu nedenlerle ulaşım yollarının dahi doğru dürüst olmadığı bir sahadan söz ediyoruz. Bir mahrumiyet bölgesi olarak kaldılar. Arazi genelde dağlıktır. Ağır kış şartları söz konusudur. Geçim şartları çok zordur. Doğru dürüst hayvancılık dahi yapılamıyor. Ciddi maddi sıkıntılar, aile geçindirmede yaşanan zorluklar ve güvenlik sorunları nedeniyle gençleri genelde batı illerimizde çalışmaya gider, özlük haklarından yoksun bir şekilde hayatlarını idame ettirmeye çalışırlar. Vatandaşımızın bizlere ilettiği mağduriyetlerden bir tanesi bölgede, sıklıkla 15 gün olarak ilan edilen 'özel güvenlik bölgesi' uygulamasıdır. Daha önceden 2-3 ay süreyle yapılan uygulama ile vatandaşın tazminat hakkı doğuyor ve kısmen mağduriyeti giderilmiş oluyordu. Ancak şu an 15’er günlük periyotlarla ardı sıra bu uygulama ilan ediliyor ve bu şekilde vatandaş tazminat hakkından mahrum olmuş oluyor. Burada yaşayan vatandaşların talepleri göz önünde bulundurularak mağduriyetleri giderilmelidir. Elbette bir ülke kendi güvenlik tedbirlerini alacak ve gereken adımları atacaktır ama bu yapılırken vatandaşın mağdur edilmemesi öncelikli bir husustur. Önemli olan vatandaşlar mağdur edilmeden gerekli tedbirler geliştirilerek hayata geçirilmelidir."

"Habur 2 Sınır Kapısı hayata geçirilirse çok ciddi bir mağduriyet de giderilmiş olacak"

Bu konuyla ilgili son olarak Demir, "Bölgeyi rahatlatacak adımlara şiddetle ihtiyaç var. Alt ve üst yapıdaki sorunlar halen olduğu gibi duruyor. Bu mahrumiyet bölgesi ve ifade ettiğim sorunlar nedeniyle bölgeye bir yatırımda yapılmadı. Bölge bir mahrumiyet bölgesi olarak bırakıldı. Şu anda öyle bir durumdadır. Oradaki vatandaşlarımız ülkenin yöneticilerin kendilerini hatırlamasını mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyorlar. Ayrıca bu adımlardan bir tanesi komşumuz Irak’la ülkemiz arasında Habur 2 sınır kapısının açılmasıdır. Bu kapı Silopi'deki Habur sınır kapası yaklaşık 100 kilometre daha kuzeyinde yer alan bir sınır bölgesindedir. Ticaret kapısı olarak açılmaya müsait bir yerdir. Oradaki vatandaşlarımızın mağduriyetini ciddi anlamda giderebilecek çıkış kapısıdır. Daha önce malum olduğu üzere o sınır bölgesinde vatandaşlar katırlarla ya da farklı yöntemlerle gidip ticari mallar getirerek satabiliyor ve geçimlerini temin edebiliyorlardı ancak son dönemlerde o dağlık sınır kesiminin tamamıyla kapatılması nedeniyle vatandaşlarımız sınır ticaretinden mahrum bırakılmış durumda. Dolayısıyla vatandaşlarımızın geçimlerini saylayabilmeleri için güvenli, sağlıklı ve elverişli ortamlara ihtiyaç var. Habur 2 Sınır Kapısı vatandaşların mağduriyetini giderebilecek bir çıkış kapısıdır. Habur 2 Sınır Kapısı Iraklı yetkililerle masaya yatırılarak özellikle bavul ticaretine açılması oradaki vatandaşlarımızın talebidir. Habur 2 Sınır Kapısı hayata geçirilirse çok ciddi bir mağduriyet de giderilmiş olacak." dedi.

"Dirsekli Mahalle sakinleri yetkililerden hizmet ve tapuya dair sorunlarında çözüm talep ediyorlar"

Şırnak Dirsekli Mahallesinin tapu sorunun giderilmesi gerektiğini dile getiren Demir, "Bu mahallemiz, Geniş nüfuslu üç köyden oluşuyor. Bu mahalle 3500 haneli, 13 bin nüfuslu bir yer. Buranın kendisine göre ciddi sorunları var yetkililere defaten iletilmesine rağmen bu sorunlar çözülmemiş en önemli sorunları evlerinin tapularının olmamasıdır. 13 mezranın boşaltılarak insanların oraya toplatılması suretiyle kurulmuş bir mahalledir. Buranın tapuları kendilerini verilmemiş. Bu insanlar yıllardan beri orada yaşayıp ikamet ediyor. Kendilerine göre evler inşa etmişler ve ciddi masraflar yapılmış ama halen tapularını almamışlar. Vatandaşlarımızın yetkililerden talebi bu mahalleye mahalle gözüyle bakılması, hizmetin götürülmesi ve kendilerine tapularının verilmesi. Elbette ki vatandaşlarımız bedavaya tapu talebinde bulunmamaktadır. Kendilerinin talebi özetle şudur; kaldırabilecekleri ve güçlerinin yetebileceği bir rakam ile evlerinin arazilerinin kendilerine satılmasıdır. Bu rakamın çok uçuk olması nedeniyle imkanlarının buna yetmediğini dolayısıyla makul bir bedel karşılığında vatandaşlarımızın evlerinin kendilerine satılması bu vatandaşları ciddi anlamada rahatlatacaktır. Öte taraftan bu mahallenin altyapı ve üst yapı sorunları var. Yolları sıkıntılı kanalizasyon hizmetleri çok ciddi sıkıntı. Temiz su kaynaklarına ulaşmada sorunları sıkıntıları var. Temizlik ve çöp toplanması anlamında da sorunları var. Bu insanlar yetkililerden bu mahalleye el atmasını hizmet götürülmesini ve tapuya dair sorunlarının çözülmesini talep ediyorlar. Bu vesileyle bizde buradan ifade etmiş olalım." diyerek açıklamasını sonlandırdı. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.