HÜDA PAR Milletvekili Demir: Aile birliği güçlendirilmeli, evlilik destekleri artırılmalı

HÜDA PAR Milletvekili Demir: Aile birliği güçlendirilmeli, evlilik destekleri artırılmalı
HÜDA PAR Milletvekili Şahzade Demir, TBMM’de yaptığı basın toplantısında iç ve dış gündemin öne çıkan başlıklarını değerlendirdi, aile kurumunun güçlendirilmesi ve evlilik desteklerinin artırılması çağrısında bulundu.

Meclis’te iç ve dış gündemi değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir; aile kurumu, ekonomi politikası, 28 Şubat mağdurları ve tutuklanan Dr. Husam Ebu Safiyye’nin serbest bırakılması ile ilgili çağrıda bulundu.

Doğurganlık hızının Avrupa Birliği ortalamasının oldukça altına düştüğünü hatırlatan Demir, aile kurumunun güçlendirilmesi ve evlilik desteklerinin artırılması gerektiğinin altını çizdi.

Ekonomi politikasına da ayrı bir parantez açan Demir, vatandaşın yükünün iyice ağırlaştırıldığını hatırlatarak; “Maktu harçlar, beyannameler, damga vergisi, motorlu taşıtlar vergisi ve akaryakıt ÖTV’si gibi vergilerde uygulanan yeniden değerleme oranının enflasyonu artırıcı etkisi her geçen gün daha belirgin hale gelmektedir.” dedi.

28 Şubat’ın etkilerinin halen devam ettiğini hatırlatan Demir, bu mağdurlar için adaletin derhal tecelli etmesi gerektiğini ifade etti.

İşgal çetesinin Kemal Advan Hastanesi’ni basarak ateşe verdikten sonra rehin alınan Dr. Husam Ebu Safiyye’nin zindanda maruz kaldığı işkencelerin bilinmediğini söyleyen Demir, “Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Tabipler Birliği ve uluslararası kamuoyu, Dr. Husam Ebu Safiyye’nin serbest bırakılması için acilen harekete geçmeli ve üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.” çağrısında bulundu.

Demir tarafından yapılan açıklamam tamamı:

Aile birliği güçlendirilmeli, evlilik destekleri artırılmalı

"Doğurganlık hızı dünya hatta AB ortalamasının oldukça altına düşen Türkiye, 'nüfus yaşlanma süreciyle' karşı karşıyadır. Bu durum, ülkenin iş gücü ve üretim potansiyelini zayıflatarak, toplumsal ve ekonomik dengeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Evlilik yaşı yükselirken, evliliklerin sayısının azalması ve boşanma oranlarının yükselmesi, aile kurumunu ve dolayısıyla toplumsal yapımızı ciddi şekilde tehdit etmektedir.

Bugün, birçok genç ekonomik zorluklar, işsizlik, mesleki kariyer hedeflerinin ön plana çıkması ve aile hayatının ikinci plana atılması gibi çeşitli sebeplerle evliliği ertelemekte veya hiç evlenmemektedir. Ayrıca medyanın, aile kurumu ve evlilik müessesesini itibarsızlaştırarak ailesiz hayatı ve nikâhsız birliktelikleri özendiren yayınlar yapması da gençleri evlilikten soğutmaktadır.

Bu bağlamda aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi, toplumun geleceği için kritik bir öneme sahiptir. Gençler, evliliğe teşvik edilmeli; sağlıklı bir yuva kurabilmeleri için maddi ve manevi olarak desteklenmelidir.

Özellikle yükseköğretimde okuyan evli çiftlere geçimlerini sağlayacak bursların verilmesi, varsa kredi borçlarının silinmesi, çeyiz ve beyaz eşya desteğinin Aile ve Gençlik Fonu tarafından sağlanması, kirada oturan evli çiftlere kira yardımının yapılması, evli çiftlerin kalabileceği temiz ve nezih yurt ortamlarının oluşturulması gibi uygulamalarla gençlerin aile kurması teşvik edilmeli ve desteklenmelidir.

Aile yapısının güçlendirilmesi, toplumun refahı için atılacak en önemli adımlardan biridir. Bu nedenle, gençlerimizi aile kurma konusunda cesaretlendirici politikalar geliştirmek, ülkemizin uzun vadeli kalkınmasını güvence altına almak adına son derece önemlidir.

Halkın yükü hafifletilmeli

Son dönemde uygulanan ekonomi politikaları vatandaşın yükünü iyice ağırlaştırmıştır. Özellikle kredi veya borçlanmanın getirdiği faiz yükünün, yapılan zamlar yoluyla vatandaşlara yansıtılması, halkın alım gücünü gittikçe zayıflatmaktadır. Bu hâl sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Bu yaklaşım, klasikleşmiş ve demode olmuş bir yöntem olan "faizi yükselt, talebi düşür; işsizliği artır, enflasyonu düşür" çarpık anlayışının ötesine geçememektedir.

Ayrıca maktu harçlar, beyannameler, damga vergisi, motorlu taşıtlar vergisi ve akaryakıt ÖTV’si gibi vergilerde uygulanan yeniden değerleme oranının enflasyonu artırıcı etkisi her geçen gün daha belirgin hale gelmektedir. Bu artışlar, özellikle sabit gelirli vatandaşların hayatını zorlaştırmakta, genel ekonomik dengeleri olumsuz yönde etkilemektedir. Yapılan her yeni zam, vatandaşların satın alma gücünü düşürmekte ve enflasyonun daha da yükselmesine yol açmaktadır.

Enflasyonunun yükselmesinin nedeni olarak çalışanların ücret artışının görülmesi büyük bir yanılgıdır. Asgari ücretin, enflasyonun çok altındaki bir oranda artırılması, bu yanlış anlayışın bir sonucudur. Asgari ücretteki yüzde 30'luk artışa karşın akaryakıt ve motorlu taşıtlar vergisindeki yüzde 43,93'lük zam, çalışanların enflasyona ezdirilmesidir.

Hükümeti, vatandaşın alım gücünü artıracak, üretimi destekleyecek ve kalıcı enflasyonla mücadeleyi sağlayacak yapısal reformlar yapmaya çağırıyoruz. Vergi yükünü artırmak yerine, üreticiyi ve tüketiciyi destekleyecek politikaların devreye alınması elzemdir. Aksi takdirde, ekonomik sorunlar daha da derinleşecektir. Halkın ekonomik sorunları çözümsüz bırakılmamalı, en düşük emekli maaşı belirlenirken aynı yanlış tekrarlanmamalıdır!

28 Şubat mağdurları için adalet

28 Şubat süreci, milletimizin inancına, temel hak ve hürriyetlerine karşı yapılan en ağır müdahalelerden biri olarak tarihe geçmiştir. Bu dönemde başörtüleri nedeniyle üniversitelerden uzaklaştırılan binlerce öğrenci eğitim hakkından mahrum bırakılmış, kamu görevlileri ise başörtüleri veya inançları/ibadetleri nedeniyle görevlerinden ihraç edilmiş ve yıllarca hizmet ettikleri kurumlara geri dönememiştir. Birçok kişi hukuksuz yargılamalar sonucunda cezaevine gönderilmiştir.

Ne yazık ki bu mağduriyetlerin bir kısmı, aradan geçen 28 yıla rağmen hâlâ daha giderilememiştir. Oysa 1960 ve 1980 darbeleri sonrasında mağdurların hakları için düzenlemeler yapılmış, hukuksuz şekilde ihraç edilen kamu görevlileri görevlerine iade edilmiş, geriye dönük mali ve özlük hakları teslim edilmiştir. Ergenekon ve Balyoz davalarında beraat edenler de görevlerine dönebilmiş, maddi ve manevi haklarına kavuşmuştur. Ancak 28 Şubat mağdurları için aynı hassasiyet maalesef gösterilmemiştir.

HÜDA PAR olarak, 28 Şubat mağdurları için somut adımlar atılmasını talep ediyoruz. Başörtüsü yasağı nedeniyle eğitim hayatı yarıda kalan öğrencilerin kayıpları telafi edilmeli, hukuksuz şekilde ihraç edilen memur ve askerlerin mali ve özlük hakları iade edilmelidir. Ayrıca, adil olmayan yargılamalar sonucunda ideolojik gerekçelerle mahkûm edilerek hürriyetleri ellerinden alındığı için en büyük mağduriyeti yaşayanlar için yeniden yargılama süreçleri başlatılmalıdır.

Bu kapsamda, TBMM bünyesinde bir komisyon kurulması ve 28 Şubat mağdurlarının uğradığı hak ihlallerinin detaylı bir şekilde incelenerek çözümler üretilmesi elzemdir. Adaletin sağlanması, sadece mağdurların yaralarını sarmakla kalmaz, toplum vicdanını da rahatlatır ve aynı zamanda gelecekte benzer süreçlerin önüne geçilmesine de katkı sağlar.

Dr. Husam Ebu Safiyye: İnsanlığın Onuru

Gazze’deki işgalci İsrail vahşeti tüm şiddetiyle devam ediyor. İşgal güçleri, dünyanın gözü önünde insanlığa karşı suç işlemekten çekinmiyor. Gazze Şeridi’nde 5 çocuk soğuktan donarak şehit oldu, 44 kişi açlıktan hayatını kaybetti. 3 bin 500 çocuk, beslenme yetersizliğinden ölüm riskiyle karşı karşıya. 1.068 sağlık çalışanı şehit edildi, 12 bin 650 yaralı tedavi için yurt dışına çıkmayı bekliyor. 12 bin 500 kanser hastasının acil tedavi edilmesi gerekirken, diğer hastalıklar nedeniyle 3 bin kişinin de yurt dışında tedavi görmesi gerekiyor. İşgal güçleri, 331 sağlık çalışanını gözaltına aldı; üç sağlık görevlisini ise zindanlarda idam etti.

Bu vahşetin boyutları sağlık sistemini de hedef alıyor: 34 hastane kullanılmaz hale getirildi, 80 sağlık merkezi kapatıldı ve 136 ambulans saldırıya uğradı. İşgal güçleri, hukuksuzluklarını ve soykırımlarını dünyanın gözleri önünde işlemeye devam ediyor.

Son olarak, işgal güçleri Kemal Advan Hastanesi’ni basarak ateşe verdi. Bu hastanenin başhekimi olan Dr. Husam Ebu Safiyye, son ana kadar direndi. İnsanlığın onurunu ve halkının sağlığını korumak adına, işgal güçlerine ait tankların önüne yürüyerek canını tehlikeye attı. Ancak, işgalciler tarafından rehin alınarak zindana atıldı. Zindanda maruz kaldığı işkenceler bilinmiyor ve sağlığı hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamıyor.

Çağrımız şudur: Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Tabipler Birliği ve uluslararası kamuoyu, Dr. Husam Ebu Safiyye’nin serbest bırakılması için acilen harekete geçmeli ve üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir."

HÜDA PAR Milletvekili Demir: Aile birliği güçlendirilmeli, evlilik destekleri artırılmalı

HÜDA PAR Milletvekili Demir: Aile birliği güçlendirilmeli, evlilik destekleri artırılmalı

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.