HÜDA PAR Sözcüsü Emiroğlu: Ateşkes olsa bile işgal devam ettiği sürece boykot da sürmeli

HÜDA PAR Sözcüsü Emiroğlu: Ateşkes olsa bile işgal devam ettiği sürece boykot da sürmeli
HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, "Geçmişteki boykot kararı başladığından bugüne kadar devam ettirilebilseydi bugün düşmanın ekonomik gücü önemli ölçüde kırılmış olacaktı. Ateşkes olsa bile, işgal devam ettiği sürece boykot devam etmelidir." dedi.

HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanlığı'nın 4'üncü Olağan Kongresi gerçekleştirildi.

Kongreye HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şehzade Demir, Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu, siyasi parti, kurum ve STK yetkilileri ile partililer katıldı.

Tek listeyle seçime giden Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer, güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi.

Kongrede konuşan Emiroğlu, kongrenin hayırlara vesile olmasını temenni ederek, görevi devralan yeni yönetime de başarılar diledi.

Konuşmasının çoğunluğunu Gazze'ye ayıran Emiroğlu, 7 Ekim'de başlayan Aksa Tufanı harekâtının, Filistin meselesini, Gazze meselesini bir kez daha çok güçlü şekilde dünyanın gündemine getirdiğine dikkat çekti.

O günden bu yana dünya halklarında Filistin'e bir desteğin oluştuğunu belirten Emiroğlu,  "HAMAS'ın öncülüğünde diğer direniş gruplarının da çok güçlü desteği ile başlayan bu operasyon bir asırdır devam eden işgale ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'ya yönelik hürmetsizliğe karşı bir hürriyet mücadelesidir, bir özgürlük mücadelesidir. Bu mücadele bu yönüyle meşrudur, makbuldür sonuna kadar da helal bir mücadeledir." dedi.

Bu mücadelenin Filistinlilerin lehine sonuçlanabilmesi için çok güçlü bir irade ortaya konması gerektiğini vurgulayan Emiroğlu, burada birinci derece mesuliyetin İslam ümmetinin omuzlarında olduğunu kaydetti.

"Bu mücadele Müslümanların akide meselesidir"

Sonra bütün bir insanlığın, vicdanı sönmemiş herkesin omuzunda böyle bir ağır yükün bulunduğunu ifade eden Emiroğlu,  "Bu mücadele Müslümanların akide meselesidir, inanç meselesidir. Mescid-i Aksa'nın hürmetini kutsiyetini muhafaza etme mücadelesidir. Bu açıdan bu mücadele son derece kıymetlidir ve değerlidir." diyerek HAMAS'ı suçlu göstermek isteyenlere tepki gösterdi.

Filistin işgalinin 7 Ekim'de başlayan bir hadise olmadığını belirten Emiroğlu, "Orada bir halkın, bir milletin, hürriyet mücadelesi var. Bir milletin tamamının geleceği var. Bu geleceğin, bu milletin inancını, kültürünü, mukaddesatını, istikbalini muhafaza etmek için can vermek gerekiyorsa verilir, kan dökmek gerekiyorsa dökülür, bedel vermek gerekiyorsa verilir." diye konuştu.

"Bu mücadele hak ile batılın, imanla küfrün savaşıdır"

Emiroğlu, işgale karşı benzer direnişin Türkiye tarihinde Fransızlar, İtalyanlar, İngilizlere karşı verildiğini hatırlatarak, "O kadar can kaybına rağmen bir tek isyan eden adam gördünüz mü? Kucağında bebesi katledilen, ailesi yok edilen, kadınlardan bir tanesinin 'bu HAMAS'ı kim başımıza açtı' dediğini duydunuz mu? Duyamazsınız. Böylesine teslim olmuş, inanmış bir halktan bahsediyoruz. Ortada böyle bir mücadele var. Onun için şimdi bu mücadeleyi hafifleştiriyorlar, küçültüyorlar, HAMAS'la israilin savaşı diyorlar değil mi? Bu mücadele HAMAS'la israilin savaşı değildir. Bu mücadele hak ile batılın, imanla küfrün savaşıdır." değerlendirmesinde bulundu.

"Ateşkes olsa bile, işgal devam ettiği sürece boykot devam etmeli"

İşgalcilerin, Gazze'ye saldırılarının tamamen bitmesi için yapılması gerekenlere işaret eden HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, şunları söyledi:

"İslam aleminin umudu olan Türkiye inisiyatif almak mecburiyetindedir. Bu işin bir bedeli varsa bu bedeli biz ödeyelim, çocuklarımız ödemesin

Bu son süreçte gördük ki ekonomik boykot son derece etkili ve tesirlidir. Biz bunu fazla uzağa gitmeyelim. 2008-2009'da onların 'Dökme Kurşun' dediği; Filistinlilerin de 'Furkan Savaşı' dediği o günlerde hatırlıyoruz çok net bunlar konuşuldu. Eğer o boykot kararı başladığından bugüne kadar devam ettirilebilseydi bugün düşmanın ekonomik gücü önemli ölçüde kırılmış olacaktı. Ateşkes olsa bile, işgal devam ettiği sürece boykot devam etmelidir.

Bunun şöyle bir avantajı daha olacak. Biz kendi yerli üretimimizi de güçlendirmiş olacağız. Şu anda insansız hava araçları ile ilgili dünya sıralamasında 6'ncı sıradayız. İlk 4'te Amerikan şirketleri, 5'inci sırada Çin şirketi, 6'ncı sırada Türkiye'nin insansız hava araçlarını üreten Bayraktar, 7'nci sırada daha yeni yeni Heron'lar… Biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmediği sürece bir yere varamayız.

Bilelim ki bu mesele sadece Filistinlilerin meselesi değildir. Bu Müslümanlar için bir akide meselesidir ama bölge ülkeleri için ve Müslümanlar için aynı zamanda bir güvenlik sorunudur. İnsanlık için, dünya için de bir insanlık sorunudur. Bu meş'um zihniyet kendinden başka kimseye hayat hakkı tanımıyor. Biz bu fırsatı onlara vermemeliyiz." (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.