HÜDA PAR: Yap-işlet-devret modeli halkın da devletin de belini büktü
HÜDA PAR, yap-işlet-devret modelinin hem halkın hem de devletin belini büktüğüne dikkat çekerek mevcut uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.
HÜDA PAR İktisat İşleri Başkanlığı, köprü ve otoyollar için uygulanan yap-işlet-devret modeli hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Devletin kendi imkânları ile yaptığı projelerin çok daha düşük bir maliyetle bitirildiğini ifade eden HÜDA PAR, yapımı tamamlanan köprü ve otoyolların yüksek hizmet bedelinin her vatandaşın yararlanabileceği bir düzeye çekilmesi gerektiğini belirtti.
Yap-işlet-devret modelinin suiistimallere açık olduğu belirtilen açıklamada, "Şehir hastaneleri, köprüler ve İstanbul havalimanından sonra İstanbul-İzmir Otoyolu da yap-işlet-devret modeli ile inşa edilerek hizmete açılmıştır. Bu tür projeler bir yönüyle ülkenin kalkınmasına ve toplumun hayatını kolaylaştırmaya büyük katkılar sunmaktadırlar. Ancak modelin Türkiye’deki uygulama şekli suiistimale açık olduğu için işleticileri ihya ederken halkı ve devleti çok ağır ekonomik yükümlülükler altına koymaktadır." denildi.
Belirlenen astronomik kullanım ücretleri nedeniyle vatandaşın söz konusu hizmetlerden yararlanmasının önünün büyük oranda kapatıldığı ifade edilen açıklamada, "Öte taraftan devlet tarafından işletmeci şirkete belli bir gelir miktarının taahhüt edilmesi, bu miktara ulaşılamadığı durumda ise eksiğin hazineden ödeme garantisi verilmesi, iktisadi basiretsizliktir." diye belirtildi.
"Vatandaşının zararını devlet zararı olarak görmeyen anlayış çok sakat bir anlayıştır"
Devletin zarar anlayışının "sakat bir anlayış" olduğu kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Devletin cebinden beş kuruş çıkmadan yapıldığı ifade edilen İstanbul-İzmir otoyolunun 11 milyar dolara mal olduğu ve bunun tamamının yüklenici firma tarafından karşılandığı ifade edilmişti. Ancak verilen garantiler ve belirlenen yüksek kullanım bedelleri nedeniyle harcanan paranın belki üç beş katı vatandaşa yüklenmiş olmaktadır. Kendi vatandaşının zararını devlet zararı olarak görmeyen anlayış çok sakat bir anlayıştır. Hazine garantisi, vatandaşa ağır vergi yükü olarak geri dönmekte ve yararlanmadığı bir hizmet dolayısıyla özel sektöre sebepsiz bir şekilde ödeme yapmak suretiyle sömürülmektedir."
Köprü ve otoyolların yüksek hizmet bedeli makul bir düzeye çekilmelidir
Otoyol ve köprü ücretlerinin yüksek hizmet bedellerine tepki gösterilen açıklamada, "İstanbul'dan yola çıkarak 1.sınıf bir araçla İzmir'e gidip gelen bir vatandaşın toplamda ödediği yol ücreti 512.6 TL'dir. 2.sınıf bir araçla gidenler 820, 3.sınıf araç ile gidenler ise tam 1292 TL vermek zorundadır. Hatta bir motosiklet dahi 358.8 TL ile ancak gidip gelebilecektir. Üstelik hazine, yararlanılmayan hizmetlerin bedeli olarak yıllık milyonlarca lira ödeme yapacaktır. Avrasya Tüneli, Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim Köprüleri için 2018 yılında işletmecilere 2 milyar liranın üzerinde ödeme yapılmıştır. Faturanın gittikçe ağırlaşacağı açık bir şekilde görülmektedir. Osmangazi Köprüsü, Kuzey Marmara ve İstanbul-İzmir Otoyolu gibi biten köprü ve otoyolların yüksek hizmet bedeli her vatandaşın yararlanabileceği bir düzeye çekilmelidir. Hazine garantisi adı altında sadece işletmecileri ihya eden uygulamalara son vermeli, vatandaş kullanmadığı hizmetin ücretini ödemeye mecbur edilmemelidir." denildi.
"Yap-işlet-devret modelinin mevcut uygulamasından vazgeçilmeli"
Devletin kendi imkanları ile yaptığı benzeri projeler çok daha düşük bir maliyetle bitirildiği hatırlatılan açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi:
"Vatandaşa yansıyan hizmet bedeli de çok daha düşüktür. Örneğin İstanbul’dan Ankara’ya gelen vatandaşın ödediği otoban ücreti sadece 25 TL’dir. Yap-işlet-devret modelinin mevcut uygulamasından vazgeçilmeli, kâr garantisi verilmemelidir. Kamu imkanları ile çok daha düşük maliyetle yapılabilecek benzeri projeler yap-işlet-devret modeli ile yaptırılmamalıdır." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.