HÜDA PAR’dan kumarın devlet eliyle oynatılmasına tepki
HÜDA PAR Genel Merkezinden yapılan açıklamada, “görevi toplumu korumak, ifsada yol açacak yolları kapatmak olan devlet, kumara verdiği destek ve teşvikle toplumsal huzurun önündeki engellerden biri konumuna gelmektedir” ifadeleri kullanıldı.
HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yapılan haftalık gündem değerlendirmesinde, bu hafta da devlet eliyle oynatılan kumar illeti ve TBMM Genel Kurulunda kabul edilen 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa dair görüşler ve öneriler sunuldu.
Kumarın bireysel, ailevi ve toplumsal açıdan büyük sorunlara neden olduğunun altı çizilen açıklamada, kumar bağımlılığının pençesine düşmüş bireyin, ailesine ve sosyal çevresine karşı sorumluluklarını yerine getirmediği gibi aile içerisinde güven ortamının yok olmasına da neden olduğuna dikkat çekildi.
Milli piyango, iddia veya bahislerin devlet kontrolünde faaliyet yürütüyor olmalarının; devletin bireyi kumara teşvik ettiğinin en net göstergesi olduğuna işaret edilen açıklamada, “devletin tüm kumar organizasyonlarıyla bir an önce bağını kesmesini, Müslüman bir toplumun bu şekilde kültür erozyonundan muhafaza edilmesi gerekliliğini önemle hatırlatıyoruz” bilgisi paylaşıldı.
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu teklifine ilişkin de görüşlerin sunulduğu değerlendirmede, “borçlanmanın bir zorunluluk olduğu anlayışı ile hazırlanan 2019 bütçesinde yüksek borçlanma ve faiz giderleri sebebiyle yatırımlara ve hizmetlere yeterince kaynak ayrılmamıştır.” denildi.
Devletin kumara verdiği destekle toplumsal huzurun önündeki engellerden biri olduğu söylenen açıklamada, “Görevi toplumu korumak, ifsada yol açacak yolları kapatmak, huzuru ve aile kurumunu koruyacak her türlü tedbiri almak olan devlet, kumara verdiği destek ve teşvikle toplumsal huzurun önündeki engellerden biri konumuna gelmektedir. Ceza Kanunu’nda, ‘Kazanç kastı ile oynanan kâr ve zararı baht ve şansa bağlı bulunan oyun’ olarak tarif edilen kumar, bireysel, ailevi ve toplumsal açıdan büyük sorunlara neden olmaktadır. Kumar bağımlılığı bireyde psikolojik sorunlara yol açtığı gibi diğer kötü alışkanlıklara da bulaşma ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Kumar bağımlılığının pençesine düşmüş birey, ailesine ve sosyal çevresine karşı sorumluluklarını yerine getirememektedir. Bununla birlikte aile içerisinde güven ortamının yok olmasına neden olan kumar, boşanma ve aile içi şiddet gibi toplumsal sorunlara da neden olmaktadır.” denildi.
“Devlet; bireyi kumara teşvik ediyor”
Müslüman bir toplumun kültür erozyonundan muhafaza edilmesi gerekliliği hatırlatılan açıklamada, “Vergilendirilmeyen kumarı illegal sayan devlet, vergilendirilen ve kendi eliyle işlettiği kumarı ise hukuki ve ahlaki bir zemine oturtmaya çalışmaktadır. Bu anlamda milli piyango, iddia veya bahislerin devlet kontrolünde faaliyet yürütüyor olmaları; devletin bireyi kumara teşvik ettiğinin en net göstergesidir. Milli Piyango adı altında suni bir kültür oluşturularak birçok insan kumara yönlendirilmektedir. Bu anlamda hükümete anayasal görevlerini hatırlatıyor, bu toplumun kültürel ve ahlaki altyapısında kumarın olmadığını bir kez daha yeniliyor; devletin tüm kumar organizasyonlarıyla bir an önce bağını kesmesini, Müslüman bir toplumun bu şekilde kültür erozyonundan muhafaza edilmesi gerekliliğini önemle hatırlatıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
“2019 bütçesinde yüksek borçlanma ve faiz giderleri sebebiyle yatırımlara ve hizmetlere yeterince kaynak ayrılmamıştır”
2019 bütçesinin, borçlanmanın bir zorunluluk olduğu anlayışı ile hazırlandığına dikkat çekilen açıklamada, “2019 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Meclis Genel Kurulunda kabul edildi. Borçlanmanın bir zorunluluk olduğu anlayışı ile hazırlanan 2019 bütçesinde de yüksek borçlanma ve faiz giderleri sebebiyle yatırımlara ve hizmetlere yeterince kaynak ayrılmamıştır. Bütçe içindeki payları son yıllarda artmasına rağmen eğitim ve sağlığa ayrılan bütçe, faize ayrılan miktarın altında kalmaya devam etmiştir. 2018 yılında faize ayrılan miktar 72 Milyar iken 2019 bütçesinde bu miktar yüzde 63 artışla 117 Milyar TL’ye yükselmiştir. Yatırıma ayrılan miktar ise 68,8 milyardan 65 milyara inmiştir. Yeterince yatırım olmaması işsiz sayısının artmasına neden olacaktır. Faiz yükünden kurtulmak ve ülke kaynaklarının ülke insanının refahı için kullanılması isteniyorsa açık veren bütçeler yapmaktan ve borçlanmaktan vazgeçilmelidir.” uyarısında bulunuldu.
“Faize ayrılan miktarın yüksekliği nedeniyle olumsuz etkilenecek kesimlerden biri de çiftçiler olacaktır”
Son olarak çiftçiyi desteklemek için kurulan Ziraat Bankasının çiftçiye düşük faizli değil, faizsiz kredi vermesi gerektiği çağrısında bulunulan açıklamada, “Faize ayrılan miktarın yüksekliği nedeniyle olumsuz etkilenecek kesimlerden biri de çiftçiler olacaktır. 2006 yılında kabul edilen 5488 sayılı Tarım Kanunu’na göre tarımsal destekleme için bütçeden ayrılacak kaynak gayrisafi milli hasılanın yüzde birinden az olamaz. Ancak 2019 bütçesinde tarımsal destek için ayrılan kaynak yasal miktarın yarısının da altındadır. Tarım Kanununun 21. maddesine göre destekleme için 44 Milyar ödenek ayrılması gerekirken 2019 bütçesinde bu miktar 16,1 milyar olmuştur. Mazot ve gübre başta olmak üzere tarımsal girdilerin fiyatları artarken diğer yandan desteklemelerin azaltılması tarımsal ürün fiyatlarının daha fazla artmasına veya zarar etme endişesiyle çiftçinin ürün yetiştirmekten vazgeçmesine neden olacaktır. Tarım ve hayvancılık ile uğraşan çiftçinin zarar etmesi veya üretimden vazgeçmesi, söz konusu ürünlerin ithal edilmesiyle aşılamayacak bir sorunla karşı karşıya kalmak demektir. Bu tehlikenin farkına varılmalı ve şimdiden tedbirleri alınmalıdır. Çiftçiyi desteklemek için kurulan Ziraat Bankası çiftçiye düşük faizli değil, faizsiz kredi vermeli; hükümet kendi teklif ettiği kanunun gereğini yerine getirerek tarımsal üretime hak ettiği desteği vermelidir.” İfadelerine yer verildi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.