İSEFE’17 Tamamlandı

İSEFE’17 Tamamlandı
Önder Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (ÖNSİAD), Türkiye’de bir ilke imza atarak gerçekleştirdiği Uluslararası İslam Ekonomisi, Finans ve Etik Kongresi (İSEFE’17) tamamlandı.

Batı ekonomisin bir çöküş yaşadığı ifade edilen kongrede, batının çoktan kar ve risk paylaşımını temel alan İslami ekonomik yaklaşımlara yöneldiği ve Oxford, Harvard, Yale gibi önde gelen üniversitelerde bu alanda enstitüler kurulduğu söyledi. Küresel İslami varlıkların toplam miktarının 2018 itibariyle 3,4 trilyon ABD Doları seviyesine ulaşacağı beklenirken, Türkiye’de katılım sektörünün, bankacılık ve sermaye piyasası içerisindeki payının sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 1 civarında olduğu aktarılırdı. 400 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşan sermaye piyasalarıyla doğrudan bağlantılı İslami finans varlıklarının, 1 trilyon dolarlık bir büyüme potansiyeli taşıdığı vurgulanarak, bu alanda çalışmalar yapmanın önemine vurgu yapıldı.

 

İlki gerçekleşen ve geleneksel olarak her yıl yapılması planlanan İSEFE kongresinde İslami finansal enstrümanların finansal ve ekonomik gücünün artması, bankacılık sektörünün güçlenmesi için kullanılması, İslam ahlakı ve etiği gibi konularda 100’den fazla bilimsel bildiri okundu.

Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan, ÖNSİAD Başkanı Rasim Erdoğmuş, İTO Meclis Üyesi Şenol Duman’nın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği kongrede, Prof. Dr. Ahmet İncekara, Prof. Dr. Obiyathullah Ismath Bacha, Prof. Dr. Murat Çizakça, Doç. Dr. Rosham Mat Isa ve Borsa İstanbul Pazarlama ve Satış Müdürü Serhat Görgün “İslam Ekonomisi ve Finansında Güncel Meseleler” hakkında bilgi verirken, İftah İlim ve Kültür Derneği Başkanı Büşra Taşçıoğulları “Siyasi Sosyal ve Ekonomik Alanda İslamın Kadına Bakışı” ve Abdurrahman Dilipak Duyarlı Media’da İslam Ekonomisi ve Finansı konularını ele aldılar.

Kongrede, karşılığı olmayan paralarla büyüyen mevcut kapitalist ekonomik sistemin sürdürülebilir olmadığı ve özellikle gelişmekte olan devletleri ekonomik açıdan çıkmaza soktuğu vurgulandı. Reel varlıklara dayanan İslam ekonomisinin var olan teorisinin modernize edilmesinin gerektiği aktarılarak; geleneksel İslami ahlak ve etik anlayışa uygun olarak kaynak ve bilginin ortak kullanılacağı bir sistemin İslam coğrafyasını yeniden ayağa kaldıracağı ifade edildi.

Rasim Erdoğmuş: “Batı medeniyeti önemli bir düşüş yaşıyor”

Konuşmasında batı kültürünün tüm unsurlarıyla egemen kültür olduğunu ancak son yıllarda önemli bir düşüş yaşadığını ifade eden ÖNSİAD Genel Başkanı Rasim Erdoğmuş, bunun İslam medeniyetinin yeniden 200 yıl önceki hakim medeniyet konumuna gelmesi için bir fırsat olduğunu vurguladı. Erdoğmuş, “Biz millet olarak, ümmet coğrafyası olarak, eğer uykumuzdan fedakarlık yapmaya, zamanımızı iyi kullanmaya, okumaya, kafa yormaya ve hayatımıza önem vermeye, kendimize önem vermeye başlarsak ne kadar güçlü olduğumuzu ve yeniden bir medeniyet inşa etme gücümüzün olduğunu göreceğiz. Ben batı medeniyetinin alternatifi olarak İslam medeniyetinin inşası noktasında akademisyenlerimize, bilim adamlarımıza büyük görevler düştüğüne inanıyorum. Ve inşallah onların yakacağı ışıkla da toplumun bu yolda emin adımlarla ilerleyerek, bütün kurumlarıyla, bütün alt yapısıyla bu medeniyet inşasını en güzel şekilde başaracağına inanıyorum” dedi.

Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan: “İslam’da asgari ücret yok, kar paylaşımı var”

Kongrenin düzenleme kurulunda yer alan Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan yaptığı konuşmasında, kongrenin gerçekleşmesinde önemli katkılar sunan başta ÖNSİAD Başkanı Rasim Erdoğmuş, ÖNSİAD Genel Müdürü Mehmet Yılmaz, Borsa İstanbul Başkanı Himmet Karadağ, Albarakatürk, Prof. Dr. Ahmet İncekara, Doç Dr. Ayfer Gedikli, Biret Topçubaşı, İstanbul Ticaret Odası, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Süleyman Özdemir, Cambridge Scholars Editörü David Wier, Emerging Market ve kongreye katılım sağlayan akademisyenlere katkılarından dolayı teşekkürlerini iletti.

Kongrenin amacının sadece Finans gücün artması, Bankacılık sektörünün güçlenmesinin olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Sadece finans üzerine yoğunlaşırsak aslında bu da İslam ahlakındaki erozyonun bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Bu nedenle biz etik kavramını da ilave ettik. Tabi bu sadece bildirilerle olmaz, eğitim politikalarımızı, üniversite, yüksek eğitim politikalarımızı bu eksende kurgulamamız gerekir. Şu anda ciddi iktisadi başarılara imza atmış bir hükümetimiz var. Model bir ekonomik başarı elde ettik son yıllarda ancak İslam ahlakı konusunda yol almamız gerek” dedi.

İş hayatında kadınlara pozitif ayrımcılığın yapılması, iş yerlerinde ibadet yapılacak alanların oluşturulması konularının gözden geçirilmesi gerektiğini aktaran Erdoğan, Bir ekonomist olarak en çok asgari ücret meselesini önemsediğini söyledi. Erdoğan, “İslam’da asgari ücret yok. Kar paylaşımı, risk paylaşımı var İslam’da. Müslüman olarak, kesinlikle asgari ücret değil, karın insani şekilde hayat sürecek boyutta çalışana dağıttığımız bir ücret politikası uygulaması olmalı. Yoksa devletin belirlediği asgari ücret ile kimsenin geçinme imkanı yok. İşveren olarak aldığınız maaşın belirli olanda, çalışanlarla empati yaparak, asgari geçinme düzeyinin üzerine çıkması için ne gerekiyorsa o maaş olarak belirlenmeli” dedi.

Şenol Duman: “İslami finans dünya genelinde artış gösteriyor”

Yaptığı konuşmasında Türkiye’de yurtiçi tasarrufların yaklaşık 2/3’ünün mevduata yönlendiğini ve öz kaynaklarından daha fazla borçlanan şirketlerin olduğu bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu ifade eden Şenol Duman, “Reel sektörün ortaklık ve risk paylaşımı esaslarına dayalı olarak finansmanı esas alan İslami finans uygulamaları gerek gelişmiş, gerekse gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir ekonomik büyüme hedeflerine ciddi katkılar sunabilir. Nitekim OECD raporlarını uzun vadeli bir perspektifle değerlendirdiğiniz zaman ortaklık finansmanı, risk paylaşımı, borç finansmanına görece nitelikli olarak daha fazla katkı sağlama perspektifi taşımaktadır. Varlığa dayalı bir sistem olarak İslami finans ve buna ilişkin bizim yaratacağımız farkındalık küresel kriz sonrasında dünya genelinde gittikçe artış göstermektedir. Yıllık ortalama 2 trilyon dolar seviyesinin üzerinde seyreden küresel İslami varlıkların toplam miktarının 2018 itibariyle 3,4 trilyon ABD Doları seviyesine ulaşacağını bekliyoruz. Malezya ve Sudi Arabistan toplamda İslami finansal varlıklarının yaklaşık yüzde40’ına sahipler. İslami finans varlıklarının yüzde 80’i bankacılık sektörü varlıkları, yüzde 15’i dolaşımdaki SUKUK dediğimiz miktar, yüzde 4’ü İslami fon varlıkları, yüzde 1’ini ise bir nevi İslami sigorta diyeceğimiz tekafül sektörü teşkil etmektedir. Ülkemizde ise katılım sektörünün, bankacılık ve sermaye piyasası içerisindeki payı ise sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 1 civarındadır. Bu da üzerimize düşen sorumluluğu göstermektedir” dedi.

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.