"İslam'ın mahkûm edildiği ülkelerde toplumların huzurlu kalması mümkün değildir"
Son yıllarda şiddet ve cinayet olaylarının artmasıyla neredeyse her gün farklı bir yerde sapkın ilişkiler, kan dondurucu cinayetler ve basit sebeplerle yaşanan katliamlarla ilgili haberler gündemde yer almaya devam ediyor.
Yaklaşık 2 ay önce Diyarbakır'da yaşanan Narin Güran olayı, Tekirdağ'da cinsel istismar olayı nedeniyle ölen 2 yaşındaki Sıla bebek ve 4 Ekim'de İstanbul'da 19 yaşındaki 2 genç kızın katledilmesi gibi olaylar, toplumun içerisine düştüğü olumsuz hali gözler önüne seriyor.
Toplumda yaşanan bu olumsuz hadiselerle ilgili İLKHA muhabirine konuşan Emekli İmam Cemal Çınar, "Allah'u Teala, İslam alemini ve insanlığı içerisinde bulundukları, insani değerlerin çiğnendiği bu halden en kısa zamanda kurtarsın. Allah'ın isimlerinden birisi Rab'dır. Rab, terbiye denedir. Allah'u Teâlâ'nın terbiyesi, yeryüzüne gönderdiği nizam ile insanlar eğitildiğinde gençler, yaşlılar, kadınlar, kısacası herkes yüklendiği sorumluluğu bilir ve ona göre hareket ederse bir sorun olmaz. Allah, insanların hayatlarını bir düzen içerisinde yaşamaları için ilahi bir nizam göndermiş. Yeryüzünün en istenmeyen düşünceleri için özgürlük adı altında yaşama hakkı tanınırken aziz İslam'ın dünya çapında mahkûm edilmesi, sadece gayri İslami ülkelerde değil İslam ülkelerindeki toplumların da huzur içerisinde kalmaları mümkün değildir." dedi.
"Alimler toplumu eğitmede çok etkin yerlerde rol almalıdır"
Çınar, "Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerinin genel bazıları ise hususidirler. Bazıları Müslümanları, bazıları münafıkları bazıları da insanlığı ele alıyor. Müslümanlara hitap eden bir ayeti kerimede, 'kim Allah'ın indirdiğinden yüzünü çevirip başka tarafa yönelirse hayatı sıkıntılı olur' buyruluyor. Şu anda İslam alemi, ülkemiz bunu yaşıyor. Bir toplulukta zina eden gençler serbest dolaşırken yaş itibarıyla onlardan daha olgun kişiler evlendikleri için cezaevlerine atıldıkları bir toplumda huzurun kalması, gençlerin maneviyatına sahip çıkmasını beklemek ne kadar insani ne kadar vicdani ne kadar akli olur. Dolayısıyla şu anda toplumun, özellikle gençlerin maneviyattan uzaklaşmasında internetin, toplumdaki başıboşluğun etkisi vardır ama en büyük etki 3 noktadan kaynaklanıyor. Birincisi; toplumun irfan boyutunu eğiten şeyhlerin toplumu eğitmede yetersiz kalmasıdır. Şeyhlerin, irfan merkezlerinin büyük bir kısmı gençlerin manevi anlamda yetiştirilmesi yerine tarikatları, şeyhleri eleştirmeleri, gençlerin çatışma ve cedelleşme üzerine yetişmelerine neden oluyor. İkincisi; İslam alimleridir. Alimler toplumu eğitmede çok etkin yerlerde rol almalıdırlar. Ezher üniversitesinde okuyandan çok daha iyi Arapçası olan, toplumda ciddi manada saygın olan alimlerin üniversitelerde öğretim görevlisi olarak görev almamaları toplum için büyük bir kayıptır. Üçüncüsü; toplumu yönetenlerdir. Toplumu yönetenlerin insanların ahlaki eğitimlerinden, hukukundan, insani değerler içerisinde hem eğiterek hem de sınırlarını aşanlara yönelik hududunu belirleyip kendi sınırları içerisinde kalmaları için eğitim camialarını ciddi bir şekilde gözden geçirmeleri gerekir." diye konuştu.
"Toplumun her kesimine görev düşüyor, ciddi tedbirler alınmalı"
Toplumda en önemli kurumlardan birisinin aile olduğunu hatırlatan Çınar, "Ailenin maneviyatın çöktüğü yerde devletin ayakta kalması mümkün değildir. Aile, mektep, irfan meşrepleri ve yöneticiler bu işin sacayaklarıdırlar. Bu konuda 2 yaşındaki çocuğa üvey babası tarafından kötülük yapılarak ölüme terk edildiği bir yerde 'toplum nereye gidiyor' diyerek nereden nereye evrildiğini hesap etmesi gerekir. Dün kayınbabasına yüzünü göstermekten haya eden bir kadın profilinden sırtını ve göğsünü sokaktaki insana göstermeyi marifet bilecek kadar kadın profiline doğru gidiliyor. Bunun için çok ciddi manada tedbirlerin alınması gerekir. Allah'u Teâlâ, toplumumuzu düştüğü bu buhrandan izzetin, edebin hâkim olduğu günlere bizi ulaştırsın." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.