İsrail polisinin ırkçı temelde falaşa Yahudilerini aşağılaması

İsrail polisinin ırkçı temelde falaşa Yahudilerini aşağılaması
Irkçı İsrail rejimi yapay Yahudi nüfusunu arttırıp Filistinlilerin nüfusuyla dengeleyebilmek için çeşitli ülkelerdeki Yahudileri aldatıp yada baskı yaparak İsrail denen işgal altındaki Filistin topraklarına göç ettirmeye çalışıyor.

Filistin topraklarını işgal eden ve yerli Filistin halkına katliam ve sürgün dayatan soykırımcı İsrail rejimi polis teşkilatının baş müfettişi Runi El-Şeyh , Tel-Aviv’de düzenlenen İsrailli avukatlar toplantısında yaptığı konuşmada, silah derili Yahudilerin, siyah derili oldukları için şüpheli kişiler olduklarını belirtip, İsrailli askerler ve polisin onlara baskı yapması ve şiddet kullanmasının doğal bir girişim olduğunu söyledi.

Bu sinsi amaç doğrultusunda 1975 Yılında Seferad Hahambaşısı, siyah derili Falaşaların  Yahudilerin kayıp bir kabilesi olduğunu ve  onların da Yahudi olduklarını iddia etti. Bunun üzerine Terör ve casusluk örgütü MOOSAD, Etiyopyalı yoksul siyah Yahudileri, 1984 yılında Musa operasyonu ve  1991 Süleyman operasyonlarıyla İsrail’e taşıdı.

Dönemin İsrail başbakanı ve azılı katil Menahim Begin, Hahambaşı'nın bu kararını destekleyip, mahkeme kararıyla Falaşalar'ın Yahudi kimliğini resmileştirilmeye çalıştı. Ancak günümüzde sayıları 135 bin olan Falaşalar, siyah derili oldukları için hala Yahudi olarak kabul edilmemekte, birçok ayırımcılık ırkçılığa maruz kalmaktadırlar. İş, eğitim ve sağlık imkanlarından yeterince yararlanamayan ve dışlanan yoksulluk içinde yaşayan Falaşalar için çalışılacak tek alan, en zor ve sağlıksız iş kollarıyla askerliktir. Resmi ideolojisi Siyonizm olan İsrail rejimi, siyah derili insanları, lanetlenmiş ve Yahudilere köle olarak yaratılmış insan görünümlü varlıklar olarak nitelendirmektedir.

Gazze Müslüman halkını  bombalamak, Filistinlilere işkence etmek ve Batı Şeria'da Filistinlilerin evlerini yıkmakla dünyada ün salan Gayri meşru ve terörist sözde İsrail devletinin polisi, 27 Nisan 2015 Tarihinde yayınlanan bir videoda, Etiyopyalı siyah derili Yahudi bir askere işkence ediyordu. Bu görüntüler üzerine Falaşa Yahudileri, kendilerine uygulanan ayrımcılığı ve ırkçılığı protesto etmek için ayaklandılar.

  Falaşaların siyah derili olmalarından dolayı Yahudi olmadıkları söyleniyor. Aşkenazi Yahudi topluluğu,  Falaşaları, Yahudi kabul etmemektedir. Filistinlilere karşı en önde savaşmalarına rağmen, toplumda dışlanmak, ötelenmek ve  işkence görmek Falaşalar'ın Arz-ı Mevu'd ve İsrail algısını değiştirmiştir. Falaşalar, Arz-ı Mev'ud'un güllük gülistanlık bir ülke olmadığını, ayırımcılık ve işkence diyarı olduğunu, her geçen gün öğrenmektedirler. Nitekim Siyonist rejimin kan bankası, Falaşalar'ın kanının saf Yahudi kanı olmadığını ve HIV virüsü taşıyacağı gerekçesiyle kabul etmemektedir. Siyah derili Yahudi topluluğun nüfus artışını önlemek amacıyla ırkçı İsrail sağlık bakanlığı Falaşalara, zorla doğum kontrol yöntemleri uygulamaktadır. Orduda çalışan Falaşaların yüzde 30 veya 40 civarındaki bölümü, askerlik süreleri boyunca askeri hapishaneye atılmaktadır.

Sözde İsrail’de hüküm süren Avrupalı ülkelerden göçeden Eşkenaziler; Safarid Yahudileri olan doğulu ve Ortadoğu Yahudilerine, ultra-Ortodoks Yahudilerine ve Etiyopya Yahudilerine ırkçılık ve ayrımcılık uygulanmaktadır. Artık  Siyoizmin sultası altındaki sözde Arzı Mevud, Yahudiler için bir cehenneme dönüşmüştür. İsrail, bugün ırkçılık ve ayırımcılık yüzünden bölünmüş ve parçalanmış bir göçmenler topluluğudur.

Irkçı İsrail rejimi, Filistin halkına karşı da savaş ve insanlık suçu işlemiş ve işlemektedir. İsrailli emekli ve ordudan atılmış askerlerden oluşan “Sessizliği Kırmak örgütüne üye askerlerin bizzat itiraflarına göre; Gazze ve Batı Şeria'da kendilerinin katıldıkları operasyonlarda insanlık dışı suçlar işlediler. Vicdan azabıyla yapılan bu itiraflar İsrail ordusuyla polisinin hiçbir ahlaki, insani ve hukuki değere bağlı kalmadan Filistinlilerin insan haklarını ortadan kaldırdığını göstermektedir. Yahudi askerlerin itiraflarına göre, Gazze saldırısı sırasında Siyonist çeteler ve askerler yağmalama, talan, cinayet, tecavüz ve taciz ile aşağılama dahil her türlü insan hakları ihlalini gerçekleştirmişlerdir.

Amerika başta olmak üzere Batılı güçler ise, terörist ve katil İsrail rejiminin bu vahşi saldırılarını kendini savunan Ortadoğu'daki tek demokratik devlet olarak aşılamaya çalışmakta ve Siyonist rejimin karanlık mahiyetini ve korkunç canavar çehresini parlatmaya çalışmaktadırlar.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.