İTTİHADUL ULEMA’dan Taha Süresi ile ilgili açıklama
Âlimler ve Medreseler Birliği Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, Taha Suresi'nin 2'nci ayeti ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Taha Suresi'nin 2'nci ayeti hakkında açıklamalarda bulunan Âlimler ve Medreseler Birliği Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, "Bu ayetle ilgili binlerce tefsir yazılmıştır. Bu Kur’an, Allah’tan nazil olmuştur. Allah, bu Kur’an-ı rahmet ve insanların meşakkat çekmemesi için göndermiştir." dedi.
"Ey Peygamber! Biz bu Kur’an-ı senin nefsine zahmet vermesi için ve ibadetlerde fazla yorulup sıkıntı çekesin diye indirmedik. Veya senin kavminin inkârı ve senin risaletine iman etmeyi terk etmelerinden dolayı seni üzüp mahzun etmek için de indirmedik. Bu konuda gönlünü ferah tut. Bu Kur’an-ı ancak Allah’tan korkanlar için bir öğüt ve bir hatırlatma olarak indirdik." ayetini yanlış yorumlayan odaklara tepki gösteren Âlimler ve Medreseler Birliği Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, Taha Suresi'nin nüzul sebebini ve tefsirini açıkladı.
Hazreti Muhammed’in rahmet Peygamberi olduğunu söyleyen Kılıçarslan, "Peygamberler Allah’ın elçileriydiler. Allah-u Teâlâ hususen Hazreti Muhammed’e, ‘Ey peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O’nun mesajını iletmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphe yok ki Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.’ buyuruyor. Bir ayeti kerimede daha Allah u Teâlâ, ‘Ey Muhammed, sen hidayetleri için insanları sıratı müstakimin üzerine çağırıyorsun. Bu yol insanları Allah’a, cennete ve O’nun rızasına ulaştırıyor.’ buyuruyor." dedi.
"Peygamberimiz sadece azılı müşriklerin hidayetini istiyordu"
Taha Suresi'nin nüzul sebebini ve tefsirini açıklayan Kılıçarslan, "Allah-u Teâlâ Peygambere, kavmine hidayet yoluna davet etmesi için emretmişti. ‘Mekke’yi Mükerreme ehlini korkut.’ demişti. Allah’ın Peygamberi onlara İslam’ı anlatınca inat ettiler. Şirk, küfür ve dalalette kaldıkları için Peygamber aleyhisselam çok üzüldü. Hadis ravisi olan Mukâtil şöyle diyor; ‘Mekke’nin azılı müşrikleri olan Ebu Cehil ve Nadr gibileri Peygamberimizi çok incittiler ve şöyle dediler; 'Sen kavminden ayrıldın.’ Peygamberimiz, kavminin hidayete ulaşması için Rabbine çokça dua ediyordu. Gece gündüz ibadet ediyordu, hatta ibadet ederken ayakları şişiyordu. Bundan dolayı Allah-u Teâlâ 'Ta. Ha. (Ya Muhammed)' süresini indirdi. Ve dedi ki, ‘Ey Peygamber! Biz bu Kur’an-ı senin nefsine zahmet vermesi için ve ibadetlerde fazla yorulup sıkıntı çekesin diye indirmedik. Veya senin kavminin inkârı ve senin risaletine iman etmeyi terk etmelerinden dolayı seni üzüp mahzun etmek için de indirmedik. Bu konuda gönlünü ferah tut. Bu Kur’an-ı ancak Allah’tan korkanlar için bir öğüt ve bir hatırlatma olarak indirdik.’ Peygamberimiz sadece azılı müşriklerin hidayetini istiyordu." diye konuştu.
"İslam’a zarar vermek istiyorlar"
Bu ayeti yanlış yorumlayıp İslam’a zarar vermek isteyen art niyetli odakların olduğunu vurgulayan Kılıçarslan, "Şimdi bazı insanlar kalkıp bu ayeti yanlış yorumluyor. Yorumları Allah’ın söylediği şekilde değildir. Mekke müşrikleri Peygambere hangi eziyet, işkence ve iftirayı etmişse ve İslam’a ve Müslümanlara eziyet vermişse bugün Ebu Cehil, Ebu Leheb gibiler de İslam’a zarar vermek istiyorlar. Bunlar Kur’an ayetlerini yanlış yorumlayıp ondan farklı mana çıkarmaya çalışıyorlar. Bu ayetle ilgili binlerce tefsir yazılmıştır. Bu Kur’an Allah’tan nazil olmuştur. Allah, bu Kur’an-ı rahmet ve insanların meşakkat çekmemesi için göndermiştir. Allah, bütün Peygamberleri rahmet için göndermiştir. Bilhassa Allah, Peygamberimize, ‘Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.’ buyurmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Zamanın müşrikleri Peygamberimizin dönemindeki müşrikler gibidirler"
Konuşmasının devamında Kılıçarslan şunları söyledi:
"Hatta Peygamberimiz kafirler için de bir rahmettir. Peygamberimizden önceki ümmetler, Allah’ın emirlerine uymadıkları için belalarla helak oluyorlardı. Ad, Semud, Firavun kavmi gibi. Allah bunları helak etti ve emirlerine uymayanları helak ediyordu. Ama Allah, Peygamberin hatırına bu ümmeti büyük afetlerden muhafaza etti. Hatta rahmet Peygamberine muhalefet edenleri de Allah helak etmiyor. Günümüzde Peygambere türlü iftiralar atarak, şeytanlık yapanlar da buna dâhildir. Allah’a, Peygambere iman etmeyenler, Peygambere ve İslam’a iftira atanların cezası cehennemdir. Zamanın müşrikleri Peygamberin dönemindeki müşrikler gibidirler. Bugünkü müşrikler Peygamberin döneminde olsaydılar aynı Ebu Cehil, Ebu Leheb gibi Peygamberimize eziyet ederlerdi. Bu din Allah’ın dinidir. Kim bu dine zarar vermek istese ancak kendine zarar vermiş olur. Ne kadar ayetleri değiştirmeye, tahrif etmeye çalışsalar da Allah’ın vaadi Kur’an’ın değiştirilemeyeceğidir. Kıyamete kadar Kur’an değiştirilemeyecek. Kur’an oldukça onun takipçileri de olacaktır. Gün geçtikçe de Kur’an’a tabi olanlar çoğalmaktadır."
Öte yandan söz konusu ayeti kerime 35 farklı mealde şu şekilde geçmektedir:
- Diyanet İşleri: (2-3) (Ey Muhammed!) Biz, Kur’an’ı sana sıkıntı çekesin diye değil, ancak (Allah’ın azabından) korkacaklara bir öğüt (bir uyarı) olsun diye indirdik.
- Diyanet İşleri (eski): (2-4) Kuran'ı sana, sıkıntıya düşeşin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt ve yeri ve yüce gökleri yaratanın katından bir Kitap olarak indirdik.
- Diyanet Vakfı: (2-3) Biz, Kur'an'ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik.
- Elmalılı (sadeleştirilmiş): Kur'an'ı sana mutsuz olasın diye indirmedik.
- Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2): Ey Muhammed! Kur'an'ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik.
- Hayrat Neşriyat: (Ey Resulüm!) Sana Kur'an'ı, sıkıntı çekesin diye indirmedik.
- İbn-i Kesir: Biz; Kur'an'ı, sana güçlük çekesin diye indirmedik.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Bu Kur'an'ı sana meşakkate düşesin diye indirmedik.
- Seyyid Kutub: Biz sana bu Kur'an'ı sıkıntıya düşesin diye indirmedik.
- Tefhim-ul Kuran: Biz sana bu Kur'an'ı güçlük çekmen için indirmedik,
- Abdul Metin Saruhan: Biz Kur’an’ı sana güçlük çekesin diye değil.
- Abdulbaki Gölpınarlı: Kur'an'ı zahmet çekmen için indirmedik.
- Abdullah Parlıyan: Ey Muhammed! Biz sana bu Kur'an'ı, üzülüp sıkıntı çekmen için indirmedik.
- Âdem Uğur: (2-3) Biz, Kur'an'ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik.
- Ahmet Tekin: Biz Kur'an'ı sana, lüzumundan fazla ibadetle kendini yorarak sıkıntıya düşesin, kavmin küfürde ısrar ettiği, senin peygamberliğine iman etmediği için, tebliğde bulunduğun muhataplarının ters ve düşmanca davranışları dolayısıyla üzülesin, bedbaht olasın diye indirmedik.
- Ahmet Varol: Biz sana Kur'an'ı güçlük çekmen için indirmedik.
- Ali Bulaç: Biz sana bu Kur'an'ı güçlük çekmen için indirmedik,
- Ali Fikri Yavuz: (Ey Resulüm), Kur’an’ı sana eziyet çekesin diye indirmedik;
- Ali Ünal: Bu Kur'an'ı sana (onu insanlara tebliğ görevinde bir) meşakkate düşesin diye indirmiyoruz.
- Bayraktar Bayraklı: (2-3) Biz, Kur'an'ı sana sıkıntıya düşesin diye değil, Allah'a saygılı olana bir öğüt olsun diye indirdik.
- Bekir Sadak: (2-4) Kuran'ı sana, sıkıntıya düsesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt ve yeri ve yüce gökleri yaratanın katından bir Kitap olarak indirdik.
- Celal Yıldırım: Kur'an'ı sana sıkıntı çekesin (veya mutsuz olasın) diye indirmedik.
- Cemal Külünkoğlu: (2-3) Biz sana bu Kur'an'ı sıkıntıya düşesin diye indirmedik. Yalnızca, (Allah'tan) sakınanlara bir öğüt, bir uyarı olsun diye (indirdik).
- Gültekin Onan: Biz sana bu Kuran'ı güçlük çekmen için indirmedik.
- Harun Yıldırım: (2-3) Biz, Kur'an'ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik.
- Hasan Basri Çantay: (2-3-4) Biz Kur'an'ı sana zahmet çekesin diye değil, ancak (Allahtan) korkacak kimselere bir öğüt ve yerle o yüce yüce gökleri yaratanın tedricen indirdiği bir (kitap) olmak üzere indirdik.
- Kadri Çelik: Biz sana bu Kur'an'ı güçlük çekmen için indirmedik.
- Muhammed Esed: Bu Kuran'ı sana, seni bedbaht etmek için indirmedik,
- Mustafa İslamoğlu: Biz bu ilahi hitabı sana zorluk çekip mutsuz olasın diye indirmedik;
- Ömer Öngüt: Resulüm! Biz sana bu Kur'an'ı sıkıntıya düşesin diye indirmedik.
- Şaban Piriş: Kur'an'ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik.
- Sadık Türkmen: (Ey Muhammed/ey İNSAN!) Kur’an’ı sana zorluk çekmen için indirmedik!
- Suat Yıldırım: (1-2) Tâ Hâ. Kur’ân’ı sana, meşakkat çekip, bedbaht olasın diye indirmedik.
- Süleyman Ateş: Biz bu Kur'ân'ı sana güçlük çekesin diye indirmedik.
- Ümit Şimşek: Biz Kur'ân'ı sana güçlük çekmen için indirmedik. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.