Kadını obje olarak gören zihniyetin önünde en büyük engel tesettürdür
Çarşaf-ı Şerife yönelik yapılan hakaretle ilgili konuşan belirten Demir, CHP ve türevlerinin İslam düşmanı olduğunu, yapılan düşmanlığın başörtüsüne değil Allah'a karşı yapılan bir düşmanlık olduğunu bildiklerini ifade etti.
Namaz kılan gençlere, tesettürlü kadınlara, başörtülü bir bayanın mecliste veya okullarda ve üniversitelerde olmasına karşı çıkanların hep aynı güruh olduğuna dikkat çeken Demir, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsünü bir metrekarelik bezden ibaret görmesinin İslam düşmanlığının göstergesi olduğunu, CHP kurulduğu günden beri İslam düşmanı olduğunu dile getirdi.
Tesettürün bütün Müslüman kadınların meselesi olduğunun altını çizen Demir, "Bizi üzen taraf ise CHP zihniyetini bilmelerine rağmen bazı Müslümanların onlara fırsat verip tekrar bu ülkeyi yöneteceklerini söylemesidir. Bir başka güruhun da çıkıp 'Türk kadınını esaret altına alamazsınız' şeklindeki söylemleri Müslüman kesimi çok üzmüştür. Başörtüsü sadece Türk kadınının gururu ve taşıdığı bir şey değildir. Bu Laz'ın, Çerkez'in, Kürt'ün yani kısacası Müslüman kadının meselesidir. Bugün kadını çarşaftan çıkararak özgürleştirdiklerini iddia edenler, aslında çarşaf ile nefislerinin önüne zincir çekildiğini bilirler. Her fırsatta da bunu dile getirirler." dedi.
"Bu güruh tesettürü sevmedi ve sevemeyecek"
Müslüman kadınların çarşafı ve örtüsünü izzetle taşıyıp bu memleketin asıl sahipleri olduklarını göstermeleri gerektiğini belirten Demir, "Bu yaptığımız, bazılarında karın ağrısı yapsa da biz onlara dua ediyoruz ve ıslah olmalarını diliyoruz. Bin yıldır bu toprakları vatan belleyen atalarımızın izzetine ve şerefine dönmelerini ümit ediyoruz. Bu zihniyet tesettürü sevmedi ve sevmeyecek. Çünkü tesettür onların ve hazlarının arasına giren engeldir. Başörtüsü, her zaman bir reklam objesi olarak gösterdikleri kadınının bedenini teşhir etmelerine bir engeldir. Çünkü tesettür, karı koca arasındaki güveni sağladığında toplumu inşa ediyor ve bu zihniyet de bundan rahatsız olduğu için kadınların zincirlerden kurtulması adı altında propagandalar üretiyorlar ve gösteriler yapıyorlar.
Bu tarihi bilmeyen güruh, İslam'a olan kinlerini o kadar arttırdılar ki silahlarla alınan toprakları, çarşafa el uzatanların Sütçü İmamlar tarafından yenildiğini ve bugün Antepli Kâmillerin başörtüsünü nasıl koruduklarını bildikleri için topla tüfekle yenemedikleri orduları, işgal ettikleri bazı zihinlerde yenmeye çalışıyorlar." diye konuştu.
"Allah, incinmememiz için bize tesettürü emrediyor"
"Tesettürün maddi ve manevi yönleri vardır." diyen Demir, şunları söyledi: Tesettür nasıl ki bizi fuhşiyattan muhafaza ediyorsa o denli de Allah katındaki derecemizi yükseltiyor. Bundan gelen artıları yaşıyoruz. Ben bir çarşaflı bayan olarak çarşıya çıktığımda bu çarşafı gururla ve güvenle taşıyorum. Beni koruduğuna ve kalkan olduğuna inanıyorum. Allah'u Teala Ayet-i Kerime' 'Ey Muhammed (Salallahu Aleyhi Vesellem) hanımlarına, kızlarına ve mümin hanımlara söyle dışarı çıktıklarında cilbablarını (tesettür) üzerlerine alsınlar. Bu onların tanınıp incinmemeleri için daha hayırlıdır.' buyuruyor. Allah, incinmememiz için bize başörtüsünü emrediyor.
Bugün bilimsel olarak da baktığımızda, gözlerden çıkan alfa ışınları ile kadınların bedenlerinin zarar gördüğü anlaşılmıştır. İslam'ın yaşanmadığı ve örtünmenin olmadığı ülkelerde yaşayan kadınlara baktığımızda, ileri yaşlarda bedenlerinin ne denli yıprandığını görebiliyoruz. Her zaman söylendiği gibi 'en değerli ve kıymetli şeyler kapalı alanlarda muhafaza edilir. Denizlerin altındaki inciler gibi. Rabbim bu şuurla tesettürü giymeyi bizlere nasip etisin."
Demir, sözlerini Mehmet Akif Ersoy'un şu dizeleri ile bitirdi: "Medeniyet açmaksa bedeni, desenize en adi hayvan bile bu zibidilerden daha medeni. Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne, acırım tükrüğe billahi tükürtsem yüzüne." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.