Kadınların gözünden Sur'daki mağduriyet
Diyarbakır İş Kadınları Derneği (DİKAD), “Diyarbakır Kadın Aile Sorunları ve Çözüm Önerileri Projesi” kapsamında Sur ilçesinde yaşanan mağduriyeti kadınların gözünden aktaran bir çalışma hazırladı.
Söz konusu çalışma, düzenlenen bir konferansla tanıtıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Diyarbakır İş Kadınları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Reyhan Aktar, amaçlarını kadınların yaşamış oldukları sürecin kamuoyunda nasıl algılandığını ve derinden bir dokunuşu sağlayabilmek olduğunu söyledi.
Aktar, yaptıkları çalışmalar sonucunda hazırlanan raporda, Sur’un çoğunlukla yoksul kesimin ikamet ettiği bir ilçe olduğu görüşme yaptıkları kadınların yüzde 59,8’inin Sur’a Diyarbakır’a bağlı bir köyden geldikleri, yüzde 50’sinin ise ekonomik gerekçeler nedeniyle Sur’a yerleştikleri istatistiği bilgilerin yer aldığını söyledi.
Konuşmaların ardından Sur'a ilişkin hazırlanan çalışma, basına dağıtıldı. Çalışmada, olaylardan önce ve olaylar sırasında Sur’un çatışmaların en yoğun yaşandığı ve sokağa çıkma yasaklarının en uzun sürdüğü altı mahallesi olan Hasırlı, Dabanoğlu, Cevatpaşa, Fatihpaşa, Alipaşa ve Savaş’ta yaşayan 54’ü evli, 54’ü bekar toplam 108 kadın ile anket ve 25’i evli, 25’i bekar olmak üzere toplam 50 kadın ile de derinlemesine mülakat gerçekleştirilmiş.
Çalışmada kadınların çatışmalar öncesinde, esnasında ve sonrasında, içinden geçtiği süreçleri ve yaşadıkları problemleri "ekonomik, kültürel, sosyal ve sembolik sermaye" türlerine göre analiz etmeye dönük olarak hazırlanmış ve uygulanmış.
Çalışmanın "Maddi Kayıplar ve Tazmini" başlıklı kısmında, Sur’da yaşanan çatışmalarda vatandaşların tazminat almadığı ve verilen meblağın yetersiz olduğu belirtilerek, çatışmalarda evi tamamen zarar görenlerin oranlarının yüzde 42.6, eşyaları tamamen zarar görenlerin oranlarının ise yüzde 50.93 olduğunun görüldüğü belirtildi.
Aynı şekilde görüşülen kadınların yüzde 94’ünün herhangi bir tazminat almadıklarını ifade ettikleri belirtilerek, tazminat almayı tercih etmeyişlerinin en öncelikli nedeninin tekrar Sur’a geri dönme isteği olduğu ve zararlar ile tazmin edilen meblağ arasındaki orantısızlık birincil neden olarak dile getirdikleri aktarıldı.
Çalışmada, çatışmalı süreç esnasında yapılan yardımların yüzde 95 oranında gıda yardımı alırken, yapılan yardımların sürekli olmayışı yüzde 76 oranında ifade edildi.
Çalışmanın, devamında, "Görüşmeciler tarafından bilhassa İŞKUR üzerinden işe alınmalar ve yapılan kira yardımları memnuniyet verici olmakla beraber, bunun uzun vadeli bir politikaya dönüştürülmesi beklentisi esas olmuştur. Görüşmeciler içinde evleri yasaklı bölgede olup, kira yardımından veya İŞKUR’da çalışma imkânından faydalanmayan aileye rastlanmamıştır." denildi.
Çalışmanın "Sosyal Dışlanma" başlıklı kısmında ise şu tespitlere yer verildi: " Çatışmalar sonrası yerleşilen yerlerde kiraların yüksek olması, ev sahiplerinin birçoğunda hâkim olan“memur olmayana ev vermem” anlayışı veya sur mağdurlarının devletten aldıkları kira yardımı tutarlarını göz önüne alarak kira tutarını belirledikleri ve Sur mağduru insanların, Diyarbakır içinde gittikleri yerlerde bekledikleri ilgiyi göremedikleri görülmüştür. Evlerini taşırken mağduriyetlerinden faydalanan kesimler tarafından taşıma ücretleri için fazla ücret verdikleri görülmüştür. Surlu oldukları için ayrımcılığa uğrama ve hatta kimi yerlerde “Suriyeliler” tabirinin “Surlular” olarak konumlandırılarak sosyal dışlanmaya maruz kaldıkları ifade edilmiştir. Bu durum görüşülen kadınların ifadelerinde maddi-manevi mağduriyetleri derinleştiren bir diğer unsur olarak göze çarpmaktadır." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.