Karacadağ'da pirinç verimi geçen yıllara göre azaldı
Diyarbakır'ın Karacadağ Bölgesi'nde pirinç verimi, bu sene geçen yıllara nazaran azaldı.
Diğer bölgelerde yetiştirilen pirinçlere göre daha lezzetli ve iri olan Karacadağ pirincinin hasadı, araçların girdiği arazilerde biçerdöverle yapılıyor. Araçların giremediği taşlık arazilerde ise hasat, zor şartlarda orak kullanılarak yapılıyor.
Kentin coğrafi işaretli tarım ürünleri listesine aday olan Karacadağ pirinci, tarladan toplanarak yerlere serilen sedirlerin üzerinde 3-4 gün bekletilip kurutuluyor. Kurutulan pirinç fabrikaya götürülüyor ve buradaki işlemlerin ardından piyasaya sürülüyor.
Çınar ilçesine bağlı Yıllarca (Gogwêran) köyünde çiftçilik yapan Hadi Gülçek, hasadın geçen yıllara göre azaldığını söyledi.
Önceki yıllar bir ton tohuma karşılık 30-40 ton pirinç hasadı yaptıklarını ifade eden Gülçek, hasattaki verimin yer yer değiştiğini bildirdi.
Pirinçte verimin yıldan yıla değiştiğini belirten Gülçek, "Bu sene hasat bizde biraz düşüktü. Tabi, hasat başka yerlerde daha farklı oluyor. Önceki yıllara göre bu sene biraz verim düşüktü. Tabi ki her yer bir değil. Bazen verim iyi oluyor, bazen de verim düşük oluyor. Bu sene de biraz verim düşük. Önceki yıllar bir ton tohumdan 30 ya da 40 ton pirinç elde ederdik. Bu sene ise bir ton tohuma karşılık 20 ton pirinç bekliyoruz." dedi.
"Karacadağ pirinci lezzetiyle dünyada sayılı pirinçlerdendir"
Karacadağ arazisinin pirinç ekimi için çok uygun olduğuna değinen Gülçek, "Bu araziler pirinç için çok güzeldir. Hem verim hem de tat olarak diyebilirim ki Karacadağ'ın pirinci Türkiye'nin hiçbir yerinde yoktur. Karacadağ pirinci lezzeti ile dünyada sayılı pirinçlerdendir. Karacadağ pirinci meşhurdur. Bir sofrada Karacadağ pirinci oldu mu her şey çok güzel olur. Bu pirinci güzel yapan da buranın havası ve suyudur." ifadelerini kullandı.
Karacadağ pirincinin ekimden hasada zorlu yolcuğundan bahseden Gülçek, sözlerine şöyle devam etti: "Bu güzel pirincin bir bedeli var, zorluğu oluyor. Mesela mart ve nisan aylarında pirinç ekimine başlıyoruz. Bazen ekim işi mayıs ayına kadar devam ediyor. Pirince 7 ay kadar su veriyoruz. Bu sürede yabani otlardan korumak adına tarlayı ilaçlıyoruz. Pirinç belli bir düzeye geldiğinde de gübre veriyoruz. Eylül ayında da hasada başlıyoruz. Bütün bu aşamalar zor ve zahmetlidir. Bu işlerin bir kısmını da tarım işçileri tarafından yapıyoruz. Biçme işini de düz arazilerde biçerdöver makinesi, taşlık arazilerde ise orak ile yapıyoruz. Orak ile yapılan hasatta tarım işçileri çalışıyor. Biçilen çeltikler, yerlere serilen sedirlerin üzerinde kuruması için bekletiliyor. Kuruyan pirinçler ardından fabrikaya götürülüyor."
"Masraflar arttı, desteğin de artırılması lazım"
Çiftçiye verilen desteğin artırılması noktasında yetkililerden talepte bulunan Gülçek, "Devlet çiftçiye destekleme veriyor ama çiftçinin giderleri eskisi gibi değil. Masraflar biraz daha arttı, desteğin de artırılması lazım. Mesela biz ilkbaharda dereden su alıyoruz, gölet yapıyoruz. Suyumuz azaldığı zaman o suyu motorla takviye ediyoruz. Bu şekilde masrafımız daha da artıyor. 2 ay göletten su çekmek için mazot harcıyoruz. Verim olduğu zaman emeğimizin karşılığını alıyoruz. Bu sene ya eşit çıkacağız ya da az bir miktar kâr elde edeceğiz. Fazla bir gelir beklemiyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.