Karadaği: Kur'an'a saldırılara karşı İslam ülkeleri boykot tehdidinde bulunmalı
Peygamber Sevdalıları Vakfı, Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıları telin etmek amacıyla Diyarbakır'da İstasyon Meydanında Kur'an'a Saygı Mitingi düzenledi.
Mitinge Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği de videolu bir mesaj gönderdi.
Mesajına Besmele ve hamd ile başlayan Karadaği, katılımcıları selamladı.
Karadaği, mukaddesatı, özellikle de yüce kitap olan ve düstur olmasından onur duyulan Kur’an’a sahip çıkmak için bir araya gelip meydanı dolduranları tebrik etti.
Nitekim Kur'an-ı Kerim'in, Allah Teala’nın indirdiği ve günümüze kadar korunan tek İlahi kitap olduğunu vurgulayan Karadaği, ne yazık ki İslam’ın mukaddesatının, birbiri ardına İslam düşmanları tarafından kirletildiğini söyledi.
Saldırıların bazın Hazreti Peygamberi hedef alan çizim ve filmler olarak ortaya çıktığını belirten Karadaği, şimdilerde de bir süredir İsveç’te ve Danimarka’da birkaç defa Kur'an-ı Kerim’in yakıldığını hatırlattı.
Karadaği, "Bu yapılanlar ciddi ihlallerdir, bu saldırılar açıktan saldırılardır ve mukaddesatımıza yönelik işlenen bu suçlar tehlikeli suçlardır. Nitekim bu yapılanlar bilakis ümmetin onuruna karşı işlenmiş suçlardır." dedi.
İslam ümmetinin, mukaddesata yönelik bu saldırılara karşı net bir tutumunun olması gerektiğini vurgulayan Karadaği, "Bu ihlaller, bu hakaretler ve bu saldırılar Kur'an-ı Kerim’e ve sevgili Peygamberimize değil, aslında biz Müslümanların onuruna yöneliktir. Yaklaşık iki milyar Müslüman ve yaklaşık 60 İslam ülkesini hedef almaktadır." diye konuştu.
"Çıkarlarının zarar göreceğini kesin olarak bilseydiler bunu yapmaya cesaret edemezlerdi"
"Bu saldırılara karşı İslam ülkeleri nerede? Müslüman halklar nerede?" diye soran Karadaği, şöyle devam etti:
"Batı eğer özgürlük meselesiyle övünüyorsa, acaba neden Holokost’un küçümsenmesini ve eleştirilmesini veya eşcinseller ve homoseksüellere karşı durulmasını engelliyor?
Mesele değerli kardeşlerim bizim zayıflığımızdır. Alemlerin Rabbi işte bu yüzden yaşanan musibetler ve zorluklar hakkında konuştuğunda bunun ilk sorumluluğu ümmetimize yani kendimize yüklemiştir: 'De ki: O sizin kendi kusurlarınızdandır.'
Evet, bunlar suçludurlar. Evet, bunlar bize saldırdılar ama eğer ekonomik ve siyasi çıkarlarının zarar göreceğini kesin olarak bilseydiler bunu yapmaya cesaret edemezlerdi.
Eğer bu yapılanlar bireysel olsaydı bu bireysel bir iş derdik. Ama yaşananlar organizeli bir şekilde planlanmış ve programlanmıştır. Ayrıca devlet bunu yapanı kelimenin tam anlamıyla koruma altına alıyor ve olayın medya üzerinden pazarlanması ve benzerleri aşamalarını da devlet kendisi üstleniyor."
"Hem siyasi hem de ekonomik alanda boykot tehdidinde bulunmalı"
Bu yüzden herkesin kendi gücü nispetinde sorumluluklarının olduğunu kaydeden Karadaği, "İslam ülkelerinin görevi, bu hain saldırılara ve hakaretlere resmi olarak izin veren, üzerinde çalışan ve bu saldırganları muhafaza eden her devlete karşı hem siyasi hem de ekonomik alanda boykot tehdidinde bulunmalıdır. Bu uluslararası bir görevdir. Bu ülkelerin bu adımlarını önlemek için gerekli her yolu denemeleri gerekmektedir. 57 ülkeyi kapsayan İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletleri toplanmaya çağırmalı ve tüm dinlere ve özellikle İslam dinine ve mukaddesatına saygısızlığı yasaklayan bir karar veya yasa çıkarmalıdır. Alimlerin görevi hakikati açıklamak ve haykırmaktır. Aynı zamanda bizim İslam ümmeti olarak tebliğ görevimizi, açıklama görevimizi yerine getirmemiz ve Kuran-ı Kerim hakkındaki bilgileri, mümkün olan tüm dillerle garı müslimlere ulaştırmaya büyük önem vermemiz gerekmektedir." çağrılarında bulundu.
"Mukaddesatımıza yönelik hakaretleri önlemek için tüm çabalarımızı sarf etmeliyiz"
Müslümanların üzerine düşen sorumlulukların büyük olduğunu belirten Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği, şöyle devam etti:
"Görevimizden biri de ümmetin kitlelerini bir araya getirerek medeni ve barışçıl gösteriler düzenlemektir. Tabi bunu kimseye zarar vermeden, özel ve kamu mallarına saldırmadan yapmalıyız.
Müslüman azınlığın görevi de güçleri yettiğince yumuşak yöntemler, yasal ve yargısal davalar ile, hükümetler ve parlamentoyla iletişim ile ve bu hakaretleri istemeyen veya kabul etmeyen kiliselerle iletişim kurmaktır.
Bu yüzden görevimiz büyüktür değerli kardeşlerim.
Bilmeliyiz ki Batı’nın tamamı bir olmadığı gibi Doğu’nun tamamı da bir değildir. Aralarında iyi unsurlar ve bize destek olabilecek kurumlar da var.
Biz Müslümanlar olarak mukaddesatımıza yönelik hakaretleri önlemek için tüm çabalarımızı sarf etmeliyiz. Bu konularda bir hafta veya iki hafta sonra soğumamalı ve amacımıza ulaşana kadar çalışmaya devam etmeliyiz. Bu bizim görevimizdir değerli kardeşlerim."
Karadaği, mesajının sonunda, "Bu mitinge katılımınız ve gösterinizden dolayı Allah hepinizden razı olsun. Ayrıca bu gösteriyi düzenleyenlere de teşekkür ediyorum. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi hepinizin üzerinize olsun." ifadelerini ekledi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.