Kayısı diyarı Malatya’da hasat zamanı
Dünya kayısı başkenti olarak bilinen Malatya’da çiftçiler, kayısı hasadıyla birlikte birçok işlem yaparak kuru kayısı elde ettiklerini ancak emeklerinin karşılığını alamadıklarını belirttiler.
Besin değerinin yüksek olmasının yanı sıra aroması ve lezzeti ile de dünyanın ilgisini çeken Malatya kayısısı, bin bir türlü emek ve işlemden geçtikten sonra satışa sunulurken kavurucu sıcaklığa ve birçok zorluğa katlanan üreticilerin tek derdi ise emeklerinin karşılığını alabilmek.
Malatya ekonomisi açısından büyük önem taşıya kayısı hasadı Haziran ayı ortasında Malatya’nın Kale ve Battalgazi ilçeleri gibi Karakaya Baraj Gölü’nün kenarında bulunan yerlerde kayısı toplamaya başlayan çiftçiler, güneşte kurutma işlemini ise Ağustos’un ortasına kadar devam ettiklerini bu işten çiftçi değil tüccarların kazandığını belirtiyorlar.
Hasat sonrası çiftçiler kayısıyı kurutma aşamasıyla işlerine devam ediyor. Kayısı kuruma süresini kısaltmak, tabii rengi korumak, böceklenmeyi önlemek ve muhafaza süresini artırmak gayesiyle yapılan kükürtleyerek kurutma, toplam üretimin yüzde 80'inden daha fazlasını oluşturmaktadır. Doğrudan toprağa, betona ve bez sergilere serilerek tabii olarak kurutulan ürünler, toplam üretimin yaklaşık yüzde 10'unu oluşturmaktadır. Kurutma aşamasından sonra ise hazırlanan kayısıların satışı yapılıyor. Malatya nüfusunun yüzde 60'ının geçim kaynağını oluşturan kayısının yüzde 95'i ihraç edilmekte olup, ihracat yapılan yerlerin başında ABD ile Avrupa gelmektedir. Dünyada üretilen kuru kayısının yüzde 65-80'ini Malatya kayısısından olduğu biliniyor.
"Bu sene hasada erken başladık"
Malatya’nın Kale ilçesi Bent köyünde (Yazın Mahallesi) çiftçilik yapan Niyazi Kıraç, "Kayısının hasadı normalde Haziran’ın son haftası başlar. Her sene ortalama Haziran’ın son haftası ya da Temmuz’un ilk haftası başlar, tabi bu sene mevsimler biraz değişkendi. Haziran ayı boyunca yağmurlar yağdı yağmurdan sonra birden güneş görünce resmen kayısıların hepsi bir anda olgunlaştı. Biz de bundan dolayı bu sene hasada erken başladık. Şu anda hemen hemen hasat mevsiminin sonuna yaklaştık." dedi.
"Kayısı hasadı tamamen insan gücüne dayanır"
Kayısı üretiminin gittikçe zorlaştığını belirten Kıraç, "Kayısı hasadı tamamen insan gücüne dayanır. Her geçen gün personel bulmak zor oluyor. Artık makinalaşmaya başladık. Önceden elemanlar her bir ağaca tek tek çıkıp dallarını tek tek sallardı. İnsan gücüne dayalı olarak bütün bu kayısıların yere dökülmesi sağlanırdı. Artık makinalaşma gelişti. Biz de bu sene traktörün arkasına bağladığımız bir halat yardımıyla ağacı tutup silkeleyen bir mekanizma ile bu sene hasadımızı yapmaya çalışıyoruz. Tabi ki hasat makinalaşmayla daha hızlı. Bir insanın günde belki 15-20 kök ağaç sallayıp temizlemesi varken makinayla günde 40-50 ağaç silkelenip daha hızlı silkeleme yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Çalışacak personelin maliyetini bile çıkarmadığı zamanlar oluyor"
Kayısı sorun ve sıkıntılarının bitmediğini aktaran Kıraç, "Kayısı hasadı gerçekten çok zor. Bu işin sabahı akşamı yok. Sabah gün doğmadan kalkarız. Sergen dediğimiz kurutmaya başladığımız kayısıların toplanmasından sonra bahçeye gelip hasadı yaparız. Silkelediklerimizi götürüp güneşe serme ve kuruyanları toplama. Bir günün yirmi dört saati çalışırsak iş vardır. Tabi bu kadar emeğin karşılığında kayısının fiyatı bildiğiniz üzere çok düşük. Bu da en büyük sıkıntılarımızdan biri. Kayısının dertleri sıkıntıları saymakla bitmez aslında ama en büyük sıkıntılarından biri çalışacak personelin maliyetini bile çıkarmadığı zamanlar oluyor." şeklinde konuştu.
"Üretici olarak emeğimizin hakkını alamıyoruz"
Malatya’nın Kale ilçesi Kumluyazı Mahallesi’nde yarım asırdır çiftçilik yapan Rasim Temur, "Kayısı olgunlaştıktan sonra ağaçtan indirme olayı başlıyor. Ağaçtan indirip kasalıyoruz. Kasaladıktan sonra kükürtleme işi başlıyor. Kükürtleme işinden sonra iki defa olmak şartıyla yirmi saat kadar kükürtleme olayı yapılıyor. Kükürtleme olayı yapıldıktan sonra serme işi başlıyor ve kayısıları seriyoruz. Serdikten sonra geri toplanıp çekirdeği çıkarma işlemi ve geri serme işlemi yapılıyor. Ondan sonra kayısı için iş bitiyor ve bunu için çok büyük emek sarf ediyoruz. Bir kayısı 12-13 defa elden geçiyor. Bunlardan dolayı da kayısı fiyatlarından şikâyetçiyiz. Üretici olarak emeğimizin hakkını alamıyoruz." dedi.
Kayısı fiyatından şikâyetçi olduğunu belirten Temur, "Fiyatların düşük, emeğin çok olmasından dolayı üretici emeğinin karşılığını alamamaktadır. 5-6 seneden beri, tabi bu rekolteye bağlı. Rekolte fazla olmasından dolayı fiyatlar çok geriye çekiliyor. Geçen sene kayısı 6-7 liradan başladı ve kış sezonu 15 liraya kadar çıktı ama üretici elinde ihtiyaçlarından dolayı tutamadığı için tüccar para kazanmaya başladı. Üretici bundan zarar ediyor. Kayısı işlemimizi bitirdikten sonra depoluyoruz depoladıktan sonra tüccar gelip pazarlık usulüyle satın alıp götürüyor veya kendimiz Malatya Şire Pazarına götürüp satabiliyoruz." diye konuştu.
"Kayısıyı dalda silkeledikten sonra kükürt yapıyoruz"
Aslen Adıyamanlı olan Bahri Çok, yıllardır Malatya’da ikamet ettiğini ve kayısı üretimiyle uğraştığını söyledi. Çok, "Kayısıyı dalda silkeledikten sonra kükürt yapıyoruz. Kükürt işlemi kayısı kurtlanmasın diye yapılıyor. Ondan sonra tekrar güneşe seriyoruz. Biraz kuruduktan sonra çekirdeği çıkacak seviyeye geldiğinde çekirdeği çıkartılıyor. Tekrar güneşe seriliyor kuruduktan sonra depoya atılıyor." ifadelerini kullandı.
"Devlet yardımı yok, tarıma yardım yok"
Devletin desteklerinin çok az olduğundan şikâyet eden çiftçilerden Zeynep Altun, şunları söyledi: "Adıyaman’dan buraya geldim. Adıyaman’da tütün yapıyorduk. Burada kayısıda çalışıyoruz. Kayısı 3-4 seferlik ilacı var. Bir litre mazot 5 liradır. Bir işçinin günlüğü 65- 70 liradır. Bir kilo kayısı da 6 liradır. Bir işçi günde yaklaşık 35-40 kilo ya çıkarır ya çıkarmaz. Ayda 400-450 lira su parasına gidiyor. Ayrıca ilaç parası var. Ot için yılda iki üç defa sürüyoruz ve ilaçlıyoruz. Devlet yardımı yok, tarıma yardım yok."
"Kayısı elimizde 5-6 liraysa tüccarın eline geçti mi 10-15 lira aşağısı olmuyor"
Emek verenin çiftçi, kazananın ise tüccar olduğuna işaret eden Altun, "Bu durumun düzelmesi için devletin buna bir piyasa bulması lazım ve üreticinin elinde kalırsa devletin sahip çıkması lazım. Kayısı şimdi bizim elimizde 5-6 liraysa tüccarın eline geçti mi 10-15 lira aşağısı olmuyor. Bir paket iki kilo olan kayısı kurusu 80-85 lira bizden alışları en fazla 7-8 lira bunu düzlemesi lazım hangi hükümet gelirse aynı şekilde devam ediyor. Avrupa ülkeleri gibi malları ellerinde kalınca devletin alması lazım devletin yardım etmesi lazım devletin bir fiyat belirlemesi lazım milletin zor durumdan kurtarılması gerekir. İş zor durumda tarım zor durumda ilaç parasına yardım etmesi lazım traktör alımında taksitlenme sağlanması lazım yakıtta sulamada yardımcı olması lazım her şeyi çiftçiden beklemek olmuyor. Gerçekten çok zor bir durumdayız." şeklinde tepki gösterdi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.