Kayseri'de Mevlid etkinliği düzenlendi

Kayseri'de Mevlid etkinliği düzenlendi
Peygamber Sevdalıları Kayseri Koordinatörlüğü tarafından “Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” temalı Mevlid etkinliği düzenlendi.

Peygamber Sevdalıları Kayseri Koordinatörlüğünün tarafından düzenlenen “Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” temalı Mevlid etkinliğinde Hazreti Muhammed'in örnek şahsiyetine dikkat çekildi.

Sunuculuğunu Çetin Aktan’ın yaptığı etkinlik Ahmet Fedai hocanın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Alan girişinde katılımcılara karşılama heyeti tarafından şeker ve gül suyu ikram edildi.

Mevlithanların okuduğu mevlitten sonra Kayseri Umut-Der Başkanı Selahaddin Burulday, Peygamber Sevdalıları Platformunun 10 maddelik bildirisini okudu.

Burulday bildiri maddelerini sırasıyla şöyle paylaştı:

1- Hak ve Adalet; tüm sorun ve sıkıntıların çözümünde, Kur’an ve Sünnetin hakemliğine gitmektir. Kur’an ve Sünnetin hâkim ve hakem olmadığı yerde, hak ve adaletten söz edilemez. Kur’an’a ve sünnete hizmet etmek bizzat, hak ve adalete hizmet etmektir. Kur’an ve sünnete dayanmayan hak taleplerinin neticesi haksızlık ve zulmün aktörlerini değiştirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Müslümanlar, ancak Resulullah aleyhissalatu vesselamın sünnet–i seniyyesine sahip çıkmakla istikamet bulurlar. İslam ümmetinin birbirlerini bırakıp kâfir ve zalimlerden, hak ve adalet beklentisi zillettir.

2-Hak ve Adalet; dağınıklık ve parçalanmışlıktan kurtulup vahdeti sağlamaktır. İçinde bulunduğumuz parçalanmışlık ve bölünmüşlüğün temel sebebi, Müslümanlar arasındaki ihtilaflardır. İhtilafın çaresi; hiçbir ırk, mezhep ve meşrep farkı gözetilmeden tüm Müslümanların vahdeti sağlamalarıdır. Ümmetin her parçası bir diğerine hak ve adalet temelinde yaklaşmalı, küfür ve zulme karşı "çelikten bir duvar gibi" yekvücut olmalı; adaleti ikame etmek için saflarını sıklaştırmalıdır.

3-Hak ve Adalet; ihtilaf ve çatışmaların bitirilmesi için küfür ve tuğyanın temsilcilerine umut bağlamak yerine Allah’ın ipine topyekûn sarılmaktır. Kur’an-ı Kerim’de ümmet içerisinde oluşabilecek ihtilaf ve çatışmanın çözümü açık bir şekilde verilmiştir. Müslümanlar kendi sorunlarının çözümünü küfür ve tuğyanın öncülerine havale edemez. Kâfirler sorunlarımızı çözmek yerine ihtilaf ve çatışmayı daha da derinleştirir.

4-Hak ve Adalet; çatışma, katliam ve yıkımların enkazından, sulha sığınmaktır. Müslümanlar arasında silahın ve çatışmanın olduğu bir zeminde sulh ve barıştan söz edilemez. "Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin…" (Hucurat 9) ilahi mesajı düstur olmalıdır. Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’nın hak ve adalet yolunun ihyası, İslam âlemiyle birlikte bütün dünyanın sulh ve selamet içinde olması için tek yoldur. Hak ve adalet; dünyanın sulh ve selameti için, Hazreti Muhammed Mustafa’nın kutlu mesajına yönelmektir.

5-Hak ve Adalet; yalan, iftira ve çarpıtmaların şerrinden, adil şahitliğin ikamesine koşmaktır. Yalan, iftira ve yanlış haberler Müslümanlar arasındaki çatışma ve şiddetin önemli sebeplerindendir. Müslümanlar arasında fitne çıkarma amaçlı haberlere asla itibar edilmemelidir. Bir kavme olan düşmanlık asla adaletsizliğe sevk etmemeli, hakkı ayakta tutup adil şahitler olunmalıdır.

6-Hak ve Adalet; kin, nefret ve düşmanlıktan, İslam kardeşliğine sarılmaktır. Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu zalime teslim etmez. Hiçbir anlaşma ve maslahat; zalimleri ve İslam düşmanlarını Müslüman kardeşine tercih etme hakkını vermez. Bu, Müslüman bireylerin, İslami camiaların ve Müslüman ülkelerin dikkat etmesi gereken zorunlu bir ilkedir. Ensar ve Muhacirin kardeşliği Müslümanlar için en güzel örnektir.

7-Hak ve Adalet; aldatma, oyalama ve kandırmanın güvensizliğinden, ahde vefanın ve doğruluğun güvenli limanına ulaşmaktır. Sorunların çözümünde ve temel hakların verilmesinde şeffaf olunmalı, asla oyalama ve aldatma yoluna gidilmemelidir. Sorunların çözümü siyasi kazanımlara feda edilmemeli, temel hak ve hürriyetler hiçbir surette pazarlık konusu yapılmamalıdır. Sözüne sadık, emanete sahip çıkmada "Emin" olunmalıdır.

8-Hak ve Adalet; yoksulluk, açlık ve fakirliğin tükenmişliğinden, dayanışma ve yardımlaşma ruhunu canlandırmaktır. Sosyal adaletin tesisi ve fakirlikle mücadelenin en güzel vasıtaları olan zekât ve infak, kâmil manada Müslümanların arasına yerleştirilmelidir. Müslümanlar, ihtiyaçlarını karşılamada kardeşini nefsine tercih etmelidir. İslam Ümmeti dayanışma içinde oldukça toplumlar ve fertler hak ve adalet içinde yaşamıştır.

9-Hak ve Adalet; cehalet ve bilgisizliğin karanlığından, ilim ve hikmetin aydınlığına varmaktır. Müslümanlar arasındaki husumetlerin ve ötekileştirmenin temelinde cehalet yatmaktadır. Buna karşı ilim, irfan ve hikmetle mücadele edilmelidir. İlim ve hikmet; Mü ‘minin yitirilmiş malı olarak aranmalı ve beşikten mezara kadar bu uğurda mücadele edilmelidir.

10-Hak ve Adalet; beşeri sistemlerin köleliğinden kurtulup, Allah’a hakkıyla kul olmaktır. Yaşadığımız tüm sıkıntıların kaynağı; İslam dışı beşeri sistemlerdir. Bu beşeri sistemlerin bize dayattıkları; kendilerine kulluktur. Bu kötü durum ve vaziyetten kurtulmanın yolu da Allah (Celle Celalühu)’a ancak hakkıyla kul olmaktan geçer. Hak ve adalet; kula kulluktan kurtulup El–Hakk ve El–Adl olan Allah’a (Celle Celalühu) kul olmaktır.

İlahi ses sanatçıları Salih Gül ve M. Nur’un seslendirdiği ilahilerin ardından Araştırmacı Yazar Özkan Yaman bir konuşma yaparak Hazreti Muhammed'in örnek şahsiyetini anlattı.

Yaman, "Peygamberden bahsetmek, onu anlatmak bizi ona ve Allah’a biraz daha yaklaştıracak inşallah. Biz neredeyse her zaman ondan bahsederiz. Dilimizdeki teşbihlere, dualara baktığımızda hep ondan bahsediyoruz. " dedi.

"Yeryüzüne Hazreti Muhammed Mustafa kadar adaletli hiç kimse gelmeyecektir"

Hazreti Muhammed'in adil vasfına örnek veren Yaman, "Yıl 632, yer Medine. Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sallallahualeyhivesellem), ashabını toplamış artık onlarla bir süreliğine vedalaşacak.  Kevser havuzunda buluşana kadar… Son günleri dünyada… Diyor ki, 'Ashabım! İçinizde bir ömür sürdüm. Olur ya birinize borcum kalmış olabilir. Gelsin ne kadar alacağı varsa benden alsın. Olur ya birinize yanlışlıkla vurmuş olabilirim.  Gelsin o da bana vursun.' Sahabeden biri ayağa kalkıyor diyor ki, 'Ya Resullallah! Siz filan yerde bana kamçıyla vurmuştunuz. Ben de size kısas uygulamak istiyorum.' Peygamberimiz tamam, diyor ve kırbacı alan Ukkaşe diyor ki; 'Siz bana vurduğunuzda sırtım açıktı. Madem kısas yapacağız siz de sırtınızı açacaksınız.' Efendimiz sırtını açıyor- o da bir devlet başkanı- Ukkaşe, Efendimizin sırtına kapanıyor, öpüyor ve diyor ki, 'Ya Resulallah, benim ne haddime size vurmak!  İstedim ki kıyamete kadar bütün insanlık şunu bilsin: Şu yeryüzüne Hazreti Muhammed Mustafa kadar daha adaletli hiç kimse gelmeyecektir." ifadelerini kullandı.

"Peygamberimiz âlemlere rahmettir de kadın ve kızlar için daha çok rahmettir." diyen Yaman, "Efendimiz hadisinde, '3 kızı olup onları kim güzelce yetiştirirse ahlak edebini ihtiyaçlarını karşılayıp büyütürse o kişi cennettedir.' buyuruyor. Bu, sadece diri diri gömülmekten kurtulma değildir.  Efendimizin eşleri ondan ziynet, takı eşyasını istediklerinde efendimiz üzülerek mescide kapanır. Hazreti Ömer gelip onu mutlu etmek için, 'Ya Resullulah! Eşim benden takı ziynet istedi ben de kalkıp onun boynunu kırdım" diyerek şaka yapar." diye konuştu.

Bu olayın ardından, "Ey peygamber, eşlerine söyle dünya hayatını süsünü istiyorsanız, gelin size onları alayım, sizi güzellikle terk edeyim. Eğer Allah’ı, Resûlünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır." ayetinin indiğini hatırlatan Yaman, "Peygamber, 'Ey Aişe sen, beni mi eşya ve ziynetlerimi mi istiyorsun' dedi. Hazreti Aişe, 'O nasıl söz, tabi sizi isterim! demiş." diye belirtti.

"Onu güzel bir ahlakla anlatsak her şey daha güzel olacak"

Yaman, "Evimizde, siyasetimizde okulumuzda, ticaretimizde, çarşımızda, pazarımızda onu güzel bir ahlakla anlatsak her şey daha güzel olacak.  Ne Amerika ne israil ne şusu ne busu bize fayda sağlamayacak. Onu gereği gibi anlatsak, onun Kur'an'a sahip çıktığı gibi çıkarsak Allah da bize Peygamberine, kitabına sahip çıktığı gibi bize de sahip çıkacak." diye konuştu.

Etkinlik Fatih Varol’un okuduğu dua ile sona erdi.

Etkinliğin ardından İLKHA'ya konuşan katılımcılardan HÜDA PAR Kayseri İl  Başkanı Mehmet Çalhan, bu tür etkinliklerin önemine vurgu yaptı.

Çalhan, "HÜDA PAR olarak öncelikle biz her zaman peygamber sevdasının yanındayız. Onun için de Türkiye genelinde halkımızın manevi değerlerinin yükselmesinde güzel bir etkinlik olduğuna inanıyoruz.  Bu tür etkinlikler kimden gelirse gelsin yeter ki İslam’ın şiarlarının yükselmesi noktasında atılan her adımın yanındayız. Peygamber, her alanda olduğu için biz de her alanda toplum olarak onu örnek almalıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Peygamber Sevdalıları Kayseri Koordinatörü Bilal Çevik de günler öncesinde başlattıkları etkinlik çalışmalarının bu yıl yoğun ve gayet güzel geçtiğini söyleyerek etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür etti. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.