Kılıçdaroğlu'na başkanlık yanıtı
Bursa'nın Orhangazi ilçesinde sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlık sistemiyle ilgili açıklamalarını değerlendirerek, "Başkanlık sistemi fantezi olsun diye konuşulan bir konu değildir. Yıllardır başkanlık sisteminin konuşulması, yürütmenin daha etkin bir şekilde yürütülmesi bakımından gündeme gelen bir konudur. Son dönemde de başkanlık sistemiyle ilgili tartışmalar bu çerçevede gündeme gelmiştir" diye konuştu.
Yürütme, yasama ve yargı arasındaki güçler ayrılığı prensibine de dikkat çeken Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:
"Bütün bunlar olurken, bizim baştan beri söylediğimiz şey, cumhurun ihtiyacı olduğu için böyle bir sisteme Türkiye'nin geçmesi. Nihayetinde buna da karar verecek olan cumhurun, halkın kendisidir. Dolayısıyla sandıktan kaçmanın, korkmanın, sandığı ertelemenin anlamı yoktur. Millet adına yapılacak bir değişikliktir. Tabii ki bu kararı millet verecektir. Biz başından itibaren parlamentoya bu konu geldiğinde 367'yi aşsak bile yine de bunu sandığa götürürüz, millete sorarız. 330-367 arası olursa zaten anayasagereği sandığa gidecektir. Referandumla halka sorulacaktır. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu hiç endişelenmesin. Bundan sonra bu memlekette millete rağmen hiçbir şey olmaz. Belki eski dönemlerde millete rağmen bazı şeyler oldu bu ülkede. O devirler geride kaldı, köprünün altından çok sular aktı. Söz sahibi de, karar sahibi de bizzat milletin kendisidir. Cumhur, cumhurbaşkanlığı ya da başkanlık sistemi istiyorsa cumhurun dediği olacaktır. Bundan da kimse endişe etmesin. Cumhuru kenarda bırakarak, kaale almadan hiç kimse bir değişiklik yapamaz."
Tunceli ve Siirt belediyelerine yapılan operasyonu değerlendiren Kurtulmuş, "Terörle mücadele, artık neredeyse bir savaş mahiyetindedir. Bu terör örgütlerinin arkasında, bunlara içeriden ve dışarıdan lojistik, istihbari, siyasi destek ve silah desteği sağlayanların hepsiyle de eş zamanlı bir mücadele veriyoruz. Bu kapsamda özellikle bölgede halkın oylarını almış, millete hizmet etmek için şehirleri, yolları, suları güzelleştirmek, günlük ihtiyaçları karşılamak, parklar yapmak, temiz bir çevre oluşturmak için oy almış, hatta yüzde 70-80 oy almış olan belediyelerin görevi, çukur kazmak, kazılan çukurlara bomba taşımak, militanlara destek vermek değildir. Öncelikli olarak bu belediye başkanları, sadece bu 2 belediye başkanı için söylemiyorum, hangi suçlamalarla karşı karşıya kaldıkları detayını bir kenara bırakarak söylüyorum. Teröre destek veren belediye başkanları öncelikli olarak oy aldıkları bölge halkına ihanet ettiler. Dolayısıyla bunun hesabı sorulmak durumundadır. Bu halk onlara çukur kazsın, bomba taşısın diye oy vermedi. Hizmet etsinler diye oy verdi. Teröre destek olan yaptığı bu desteğin bedelini öder. Hem halkın oylarıyla seçileceksiniz, hem de halkın vergileriyle sağlanan imkanlarla teröre destek olacaksınız. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Dünyanın hiçbir yerinde de böyle bir şey kabul edilmez. Ya demokratik olarak mücadele edersiniz ya da demokrasi dışına çıkar, millete karşı bu tür terör eylemleri desteklerseniz, bunun bedelini ödersiniz" dedi.
Kaynak:Haber 7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.