Kim Bu Çocuklarımızı ‘Cadılaştırmak’ İsteyenler?

Kim Bu Çocuklarımızı ‘Cadılaştırmak’ İsteyenler?
Gazeteci Osman Gülebak'ın, Peygamberler Şehri Şanlıurfa'da bir okulda kutlanan ‘Cadılar Bayramı’ skandalına ilişkin yazdığı analizini istifadenize sunuyoruz...

Gazeteci Osman Gülebak'ın, "Kim Bu Çocuklarımızı ‘Cadılaştırmak’ İsteyenler?" adlı yazısı:

Daha önceleri ‘fırından bozma kilise olayı, okulda çocuklara dağıtılan haç kolyeler, Rahip Brunson’un Suruç ziyaretleri ve çok sayıda Koreli misyonerlerle gündeme gelen Peygamberler Şehri Şanlıurfa, bu sefer de bir okulda kutlanan ‘Cadılar Bayramı’ skandalı nedeniyle gündeme geldi.

Eğitim alanında peş peşe gelen iki ayrı olay ve bu olaylara gösterilen tepkilerin farklı olması üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olarak duruyor önümüzde.

Daha birkaç gün önce bilimle uğraşması gereken Harran Üniversitesi Rektörünün alanı dışında bir konu ile ilgili sarf ettiği bazı sözler! nedeniyle linç edilip istifaya mecbur bırakılırken bilim yuvasına gönderdiğimiz çocuklarımızı ‘cadılaştıranlara’ her nedense sus pus kalındı… Demek ki mesele bilim falan değilmiş. Neyse konumuza dönelim.

Haliliye ilçesinde bulunan Yüzbaşı Ali Saip Lisesinde iki İngilizce öğretmeninin, öğrencilere ‘Cadılar Bayramı’ olarak bilinen Pagan (şirk) ve Hristiyanlara ait bayramı kutladığı iddiası gözleri bu okula çevirdi. İki haber sitesine düşen ve fotoğraflarla desteklenen bu iddialar, eğitim yuvalarımızda neler oluyor sorusunu gündeme getirdi.

Skandal olay iki yerel sitede haber olunca hassasiyet sahibi insanlardan tepki topladı. Bu tepkiler üzerine araya aracılar koyan okul yönetimi, bu haberi iki siteden de kaldırttı.

Yaşanan skandalın sosyal medya hesabımda paylaşmış olmamdan dolayı olsa gerek ki okul müdürü beni arayarak iddialara cevap verdi. Söz konusu fotonun ‘Cadılar Bayramı’ kutlaması olmadığı bilakis o giyilen kostümlerin bir tiyatro gösterisi için giyildiğini ve elinde Kur’an olan kızın (rahibe kıyafetli)  ise Kur’an okuyan bir öğrenci olduğunu belirterek habere konu olan iki öğretmenin uyarıldığını ifade etti.

Ama müdür bey bir şeyi unutmuştu; fotodaki öğrencinin eline aldığı dövizdeki İngilizce yazıyı… Dövizde ‘Cadılar Bayramı’ anlamına gelen ‘Halloween’ yazılıydı. Ve bu da müdür beyin savunmasını çürütüyordu.

Peki, nedir bu cadılar bayramı?

“İlk olarak ne zaman kutlanmaya başlandığı tam olarak bilinmeyen Cadılar Bayramı, aslında Samhain olarak bilinen kadim Kelt Festivalidir. Başlangıç yılı tam olarak bilinmese de kutlamaların yapıldığı 31 Ekim tarihi günümüze kadar hiç değişmeden gelmeyi başarmıştır. 31 Ekim, hasat mevsiminin bittiği gün olarak bilinir ve tek geçim kaynağı toprak olan dönem insanları için yaşamaya devam edebilecek olmanın garantisi gibidir.

Hasatlarından son derece memnun olanlar olduğu gibi o yılı beklentilerinin çok daha altında ürünle kapatanlar da oluyormuş elbette. Bir sonraki yılı zor geçirecekleri hasat miktarlarından belli olan çiftçiler, bu durumun yegâne suçlularının, ölümlerinin ardından bir türlü huzur bulamayan ruhlar olduğuna inanırlarmış. Bu garip inanışa göre, cinayete kurban gidenler, dünyadaki işlerini tamamlayamadan ölenler ya da hayatlarını günahkâr olarak geçirenlerin ruhları, her yıl yine 31 Ekim tarihinde dünyayı ziyarete gelerek insanları lanetliyorlarmış.

Cadılar Bayramı'nda giyilen 'korkunç' kıyafetlerin ve ilginç ev süslemelerinin aslı, bu geleneğe dayanır. Evlerinin dışına astıkları korkutucu figürlerin ve havanın kararmasıyla birlikte giyindikleri korkunç maskeli giysilerin bu kötü niyetli ruhları korkutup kaçırmak gibi bir amacı varmış.” (Teknokulis.com)

Şimdi Allah aşkına bu hurafe dolu etkinliğin bilim yuvalarında yapılmasına kim, neden göz yumar? Çocuklarımızı teslim ettiğimiz bu öğretmenler, ne yapmaya çalışıyorlar?

Ben de hakkı ayakta tutan şahitlik adına önce mümin sonra da gazeteci olarak olayın aslını araştırmaya başladım. Ve sağlam kaynaklardan aldığım bilgiler, kazın ayağının hiç de müdür beyin söylediği gibi olmadığını ortaya çıkardı.

Kaynağım, bu öğretmenlerin öğrencileri yozlaştırma işini sistematik hale getirdiği hatta öğretmenler ve öğrenciler arasında dini değerleri aşağıladıklarını söyledi. Geçen yıl, okulda yılbaşı kutlaması yapmaya çalıştıklarını, oruç tutan öğretmen ve öğrencilere siz de mi oruç tutuyorsunuz şeklinde alaylı yaklaşımlarda bulunarak öğrencileri dinden uzaklaştırma gayreti içerisine girdiklerini hatta önümüzdeki günlerde yine Hristiyanlara ait olan Şükran Bayramı diye bir bayramı kutlayacaklarını ileri sürdüklerini ifade etti.

Bir öğretmenin söz konusu etkinlikten önce İl Milli Eğitim Müdürlüğüne haber vererek bu ifsat projesine izin verilmemesini istediği ama buna rağmen etkinliğin yine yapıldığı ileri sürüldü.

Ve en çok tepki çeken görüntü ise rahibe kıyafetli kızın elinde Kur’an-ı Kerim’in olması. Müslümanların kutsal kitabının iddia edildiği gibi tiyatro olsa bile bu gibi şeylere alet edilmesi ne kadar doğrudur? Bu öğretmenler, bu cesareti nereden alıyorlar?

Bir öğretmenin olaydan haberdar ettiği İl Milli Eğitim Müdürlüğü ise bilim yuvası olan okuldaki bu mesele için herhangi bir açıklama yapmadı. İl Milli Eğitimin öğrencileri yozlaştırmaya çalışan ve yüce kitabımıza hakaret olarak algılanan bu hurafelerle dolu Pagan ve Hristiyan kültürü hakkında ne yapacağı ise hala bilinmiyor…

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.