Konut Kredisi adımının etkileri son çeyrekte görülecek!
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının (TCMB) Mart ayından bu yana para politikasını gevşetmesi sonrası reel sektör tarafında hareketlilik arttı. Küresel borsalarda FED iyimserliğinden kaynaklı yaşanan sakin seyir içeride TCMB’nin elini kuvvetlendirirken, Mart ayından bu yana Merkez’in faizde 200 baz puanlık indirime gittiğini görüyoruz. Darbe girişimi sonrası konut sektörüne hareketlilik kazandırmak adına hükümet tarafından yapılan çağrıya bir çok bankanın karşılık vermesi sonrası konut kredi faizinde indirime giden banka sayısını arttırdı. Bu hafta içerisinde de TCMB’den ikinci adım geldi ve bankaların zorunlu karşılık oranlarında da değişikliğe gittiğini duyurdu. Esnekliği artırma adına yapılan bu hamle sonrası Bist100 endeksinde bankacılık endeksinin prim yaptığını gördük.
Yeni yılla beraber TCMB’nin sadeleşme adımlarına hız kazandırması gecikmeli olarak kredi faizlerine de yansımıştır. Merkezin günlük olarak fonlandığı üst bantta son 5 ayda toplam 200 baz puanlık indirime gitti. Gecelik fonlama faizi %10.75’den geldiğimiz noktada %8.75’e çekildi. Bu alanın tüketiciye yansıması içinde bankaların maliyetini hafifletmek gerekiyordu ki ikinci adım yine TCMB’den geldi. Mevduat bankalarının, Merkez Bankasında tutmak zorunda oldukları TL zorunlu karşılıklarına ‘’park ücreti’’ gibi faiz ödüyorlar. Bu ödedikleri faizi 50 baz puan düşüren TCMB, aynı zamanda döviz olarak tutulan diğer zorunlu karşılıkların (Rezerv Opsiyon Mekanizması) faizini de arttırdı (ROK). Yapılan açıklamada böylece piyasaya yaklaşık 1,1 milyar Türk lirası ve 600 milyon ABD doları ilave likidite sağlanmış oldu.
Bu ikinci adım elbette önemliydi. Faizlerin indirilmesi için bankalarında elini rahatlatılması bu hafta itibariyle konut kredilerine de olumlu yansıdı ve bankalar bir bir indirime gitti. Yapılan çağrılarla beraber geldiğimiz noktada bir çok bankanın faiz indirimine gitmesi önümüzdeki dönemde sektöre hareketlilik katacaktır. Vakıfbank, Halkbank, Ziraat Bankası, Abank, Şekerbank,Garanti Bankası, Akbank, Finansbank, TEB ve son olarak Yapı Kredi bankasının aldığı indirim kararıyla beraber toplam 10 bankanın adım attığını görüyoruz.
Etkilerini yılın son çeyreğinde göreceğiz
Konut kredilerinde yapılan bu esnekliklerin yansımalarını muhtemelen yılın son çeyreğine girerken göreceğiz. Yaz dönemi olmasından kaynaklı iç piyasadaki durgunluk ve beklentilerin genel olarak bayram sonrasına ertelenmesi kredi talebinin de gecikmeli olarak artmasına sebebiyet verebilir. Fakat talep artışı sektöre önemli bir hareketlilik katabileceği gibi konut fiyatlarına da yansıması beklenebilir. Bir konutun fiyatı arz ve talebe göre belirlenirken kısa dönemde konut arzının neredeyse sabit olması talebin artarak konut fiyatları üzerinde baskı yaratmasına neden olabilir. Böyle bir durumda bankaların attığı adımlara inşaat ve gayrimenkul sektöründeki söz sahibi kuruluşların da karşılık vermesi, uygun kampanya ve ödeme koşullarıyla beraber fiyat sabitlemesi gibi yönteme gitmesi makul olabilir. Bu durum konut talebinin kısa sürede artmasına sebep olurken kısa vadeli enflasyonist baskı yaratabilecek fiyat artışları da önlenebilir. TUİK’in açıkladığı rakamlara baktığımızda 2015 yılında 434.388 adeti ipotekli, 854.932 adeti diğer olmak üzere toplam 1.289.320 konut satışının gerçekleştiğini görüyoruz. Şuana kadar ise yani 2016 yılının haziran dahil olmak üzere ilk 6 ayında toplamda 630799 konut satıldı. Şimdiden 2016 yılı toplam hedef ise geçtiğimiz yılın rekoru 1 Milyon 300 Bin adet konut satışı olarak belirlendi.
Genel olarak bakıldığında ülke ekonomisi açısından atılan tüm bu adımların olumlu yansımaları söz konusu olacaktır. Faiz indirimine gidilmesi, kredi maliyetlerini azaltıp talebi artırıcı bir etki yaratırken, kullanılan kredilerin yatırım araçlarına yönelmesi başta inşaat sektörü olmak üzere, konut, beyaz eşya ve hizmet sektörüne de domino etkisi görülebilecektir.
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.