Korgeneral İbrahim Yılmaz: Darbeyi önleyen kişiyim
Darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan ve daha sonra ordudan atılan Diyarbakır 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz'ın Sulh Ceza Hakimliği'ne verdiği ifadesi ortaya çıktı.
‘BAŞBAKAN İLE İKİ KEZ GÖRÜŞTÜM, 'SESİMİ KAYDA ALIN VURUN' DEDİĞİNİ DUYDUM'
Korgeneral İbrahim Yılmaz, ifadesinde pilotların gözaltı işlemi sırasında yaşanan sıkıntıyı şöyle anlattı:
Başbakan'ımızı aramaya karar verdim. Başbakan'ın koruma müdürünün daha önceki bir ziyaretten aldığımız telefonunu arayıp kendisi ile görüşmek istediğini söyledim, Sayın Başbakan'a telefonu verdiler. Kendimi takdim ederek bağlı illerde herhangi bir sorun olmadığını, Kolorduda birliklere tam komuta yaptığımı, herhangi bir birlik dışına çıkış olmadığını, Anayasa'ya bağlı olarak görevimizin başında olduğumuzu söyledikten sonra, bu gözaltı kararını söyledim. Ancak Korgeneralin 'eğer bunlar gözaltına alınırsa bizim Ankara'daki olaylara müdahale edecek uçağımız olmaz, bu gözaltı kararını kaldıralım' şeklindeki teklifini kendisine ilettim.
Ankara'daki durumu nedeniyle bunu kendisine sormak durumunda olduğumu açıkladım. Kendisi telefonla görüşürken diğer bir telefonla 'Eskişehir'deki generali bağlayın' dedi. Bir kısmını ben de görüntülü telefonda işittim. Sonuçta gözaltı işleminin uygulanmasına karar verildi ve biz gözaltı kararı için hazırlıklara başladık. Fakat bu arada 05.40 civarında Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'ne, Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Hasan Hüseyin Demirarslan gelmiş. Tabii o diğerlerinden kıdemli olduğu için emir komutayı o almış gibi telefonun başında o vardı. Onunla görüşmeye başladım. O da 'durum kritik, havadaki uçakları indiremiyoruz, Diyarbakır'dan 2 uçak kaldırmamız lazım' dedi. Ben de pilotların gözaltı kararının Başbakanın teyit ettiğini, Sayın Başbakan ile görüşmesi gerektiğini söyledim.
'ORADAKİ UÇAKLAR GELECEK BURADAKİ UÇAKLARI VURACAK'
O da Başbakanı aradı. Daha sonra kendisi beni geri aradı, görüştüğünü, uçakları kaldıracağımızı söyledi. Önce Recep general, arkasından Ziya Kadıoğlu ile sonra da kendisi ile görüşünce biraz kafam karıştı. Sayın Başbakan'ı bir daha aramaya karar verdik ve kendisine ulaştık. Kendimi tanıttım. 'Eskişehir'den Diyarbakır'dan 2 uçak kaldırmamızı istiyorlar ve sizin onayınızın olduğunu söylüyorlar, bu uçakların kalkmasına izniniz var mı?' diye sordum. O da telefonla tekrar Eskişehir'e bağlandı. Aralarında şöyle bir konuşma geçtiğini duydum; Demirarslan, 'Oradaki uçaklar gelecek buradaki uçakları vuracak' diyor. Başbakan 'vurun' diyor. O 'yazılı emir gerekiyor' deyince, Başbakan 'ben bu saatte sana nereden yazılı emir vereyim, sesimi kayda alın vurun' dedi. Daha sonra bana da 'kaldırın kardeşim uçakları' dedi, daha sonra telefonu kapattı."
‘GENELKURMAY BAŞKANI SAVCIYA GİDİP İFADE VERMEMİ EMRETTİ'
Korgeneral İbrahim Yılmaz ifadesinde, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti'nin gözaltına alınmasından sonra sözlü olarak ordu bölgesinde kıdemli olduğu için, ordu bölgesini kendisinin komuta etmeye başladığını belirterek, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Saat 18.30 civarında da Ordu Komutanlığı'na vekaletim yazıldı ve ayın 20'sine kadar, gözaltı uygulanıncaya kadar Ordu Komutanlığı vekaletini yürüttüm. O gün Ankara'da toplantı vardı. Toplantı esnasında bir haber geldi, arkasından da mesaj geldi. Önce 2. Ordu Komutanlığı vekaletimin kaldırıldığı yayınlandı. O zaman otomatikman benden sonra gelen Asayiş Kolordu Komutanı'nın vekil olması lazım. Arkasından da ona vekalet geldi. O zaman gözaltı işleminin başlayacağını ben hissettim. Toplantı bittikten sonra Genelkurmay Başkanı ile görüştüm. Kendisi bana bazı şeyler söylediler, arkasından Cumhuriyet Başsavcılığı'na gidip ifademi vermemi emretti. Ben de başsavcımı aradım. Akşam saat 19.00 civarıydı. O da talimat almış, biz de sizi davet edecektik, siz gelirseniz daha uygun olur dedi. Ben de 20.00'de başsavcılığa geldim ve gözaltı işlemi yapıldı. Tekrardan şunu açık, kesin ve net olarak ifade etmek istiyorum. Ne benim, ne ailemin hiçbir ferdi, ne çocukluğumda, ne gençliğimde ne de meslek hayatım içerisinde bu alçak FETÖ örgütünün herhangi bir mensubuyla, derneğiyle, eviyle, dershanesiyle en ufak bir irtibatım olmamıştır. Benim bu hainlerle, halkına uçak bombası atanlarla, taarruz helikopterleri ile tarayanlarla ne şimdi, ne gelecekte ne de mezarda asla bir işim olamaz. Bu nettir ve kesindir. Bu konuda herhangi bir bilgi, belge bulunduğu takdirde ben her türlü cezaya razıyım."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.