Kurtulmuş: Seçim beyannamesinde birinci önceliğimiz afetlere karşı önlem almaktır
AK Parti Genel Başkan Vekili ve 28'inci dönem İstanbul 3'üncü bölge milletvekili adayı Numan Kurtulmuş, partisinin il başkanlığında düzenlenen basın toplantısında gazetecilerle bir araya geldi.
Seçime çok az bir süre kaldığını ve bu sürece parti olarak çok iyi hazırlandıklarını belirterek konuşmasına başlayan Kurtulmuş, 1,5 yıldır parti içerisinde devam eden seçim stratejileri sonucunda seçim beyannamelerinin ana iskeletinin oluştuğunu, ardından kurdukları daha dar kapsamlı bir heyetle çalışmalarını sonlandırdıklarını söyledi.
Diğer parti ve adaylardan farklı olarak sadece vaatlerde bulunmadıklarını vurgulayan Kurtulmuş, beyanname hazırlanırken önceki dönemlerdeki beyannamelere de baktıklarını ve vaat ettiklerinin büyük bir çoğunluğunu gerçekleştirdiklerini iyi bir hazırlık sonucunda halkın karşısına yine en hazırlıklı parti olarak çıktıklarını ifade etti.
Öncelikli konu afetlere karşı hazırlık
Çalışmalarını, sağlam toplumsal yapı, güçlü ekonomi, adalet ve demokrasi, insan hak ve hürriyetleri, Türkiye'nin güvenlik politikaları şeklinde 5 ana başlık altında yürüttüklerini söyleyen Kurtulmuş, 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler sonrasında Türkiye'nin birinci önceliğinin depremin yaralarının süratle ortadan kaldırılması, bunun da ötesinden Türkiye'nin afet risklerine karşı hazırlıklı hale getirilmesinin birinci öncelik haline geldiğini vurguladı.
Seçim beyannamelerinin ilk bölümünü "Afetlere Karşı Dirençli Şehirler" başlığı altından Türkiye'nin afet ve risk kalkanı projelerinin ele aldıklarını kaydeden Kurtulmuş, şehirlerin nasıl yeniden imar edileceği, bundan sonra da sadece deprem değil diğer afet risklerine karşı hangi tedbirlerin alınacağını, afet meydana geldiğinde hangi adımların atılacağını, yaraların sarılmasıyla ilgili de ne tür çalışmalar yapılacağı konusuna odaklandıklarını söyledi.
"Depremde yıkılan illerimizi tarihine uygun olarak yeniden inşa edeceğiz"
"Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında başlatılan 'Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli' çalışmaları adım adım olgunlaştığını belirten Kurtulmuş, "Bununla ilgili çok yönlü bir afet önleme risk kalkanı projesini de gündeme getirmiştir. Depremden sonra dördüncü kez Hatay'a gittim. İnsanın için kan ağlıyor. Kültür ve medeniyet şehri olan Hatay tamamen yıkılmış. Geriye neredeyse hiçbir şey kalmamış. Hatay'ın yeni yerlerinde, zemin etütleri yapılarak şehir plancıları tarafından en uygun yerler tespit edilerek ortaya konulması ve tarihi Hatay'ın eski kimliğine, tarihine uygun bir şekilde yeniden inşa edilmesi... Aynı şey Kahramanmaraş, Adıyaman ve diğer ilerimiz için de geçerlidir." dedi.
"Yıllarca kentsel dönüşüme rantsal dönüşüm diyerek karşı çıkanlar oldu"
Kurtulmuş, "Bir taraftan şehirlerimizin yeniden inşasının gerçekleştirilmesi diğer taraftan başta beklenen İstanbul depremi olmak üzere büyük şehirlerimizin de hazır hale getirilmesi için gayret ortaya koyuyoruz. Onun için seçim beyannamemizde özellikle risk taşıyan bölgelerin tespiti, büyük şehirlerin üzerindeki risklerin azaltılması işçin hangi tedbirler alınacağını da açık bir şekilde yazdık. Bu anlamda özellikle İstanbul'un mevcut durumunun iyileştirilmesi, şehirlerdeki yerleşimlerin seyreltilmesi, İstanbul'da bazılarının yıllardır takoz olduğu, önlemeye çalıştığı mesele güvenli evlerin dönüşümünün sağlanması, kentsel dönüşümü rantsal dönüşüm olarak görenlerin olduğunu biliyoruz. Maalesef şu anki İstanbul'un basiretsiz ve beceriksiz yönetimi, İstanbul'un olası risklere karşı hangi tedbirleri alması gerektiği konusunda çok hazırlıklı olmadıklarını görüyoruz. Dolayısıyla bu meselenin merkezi yönetim, yerel yönetim, parti ayırımı olmaksızın ulusal bir mesele olarak kabul edilmesi, İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizin risklerinin azaltılması zaruridir. Bununla ilgili tekliflerimizi de seçim beyannamesinde ortaya koymaya çalışıyoruz." diye konuştu.
"İHA ve SİHA'lara karşı çıkanlar milletin teveccühünü görünce iktidara geldiklerinde savunma sanayisini destekleyeceklerini söylüyorlar"
Türkiye'nin milli savunma sanayisindeki başarıları, özellikle uzay ve havacılık sektöründeki ileri adımlarının millet tarafından iftiharla karşılandığını hatırlatan Kurtulmuş, "Milletimiz Türkiye'nin savunma sanayisindeki başarılarından dolayı iftihar ediyor ama maalesef birileri, de milletin bu gururuna ortak olmak yerine ortaya konulan her ileri adımı değersizleştirerek, küçük görerek basit bir siyasetin içerisine giriyorlar. Her ne kadar seçim yaklaştıkça 'iktidara geldiğimizde İHA'lara da SİHA'lara da dokunacağız, milli savunma sanayisindeki adımları durduracağız' diyenler şimdi baktılar ki milletin büyük bir teveccühü var dil değiştirmeye başladılar. Şimdi 'biz de iktidara geldiğimizde savunma sanayisini destekleyeceğiz' diyorlar. Bu hayra alamettir." şeklinde konuştu.
Muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı üzerinden siyaset yaptıklarını ve seçim yaklaştıkça 'eyvah bu son şansımız... Tayyip Erdoğan'ı yıktık yıktık, bu son şansımız' diyerek bilgisayardaki tüm komutlara bastığını vurgulayan Kurtulmuş, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Bunları söylerken muhalefettekilere laf olsun diye söylemiyorum. Akıllarını başlarına alsınlar diye söylüyorum. Bazı terör örgütlerinin üst düzey yöneticilerinin nasıl topa girdiklerini tüm milletimiz görüyor. Bu anlamda bu bile Türkiye'de Erdoğan karşıtı bu yedili masanın, yedi yamalı bu bohçanın Türkiye'nin geleceği ile ilgili nasıl tereddütlerle bakılması gereken bir koalisyon olduğunu ortaya koyuyor. Ne yazık ki hiçbirisi de kalkıp bu sözleri ile ilgili kategorik olarak reddettikleri sözleri ifade edemiyorlar. Tam tersine kimisi KHK'lılarla ilgili 'onları affedeceğiz' diyor, kimisi 'Türkiye'nin sınır ötesi harekatlarını gözden geçireceğiz' diyerek başka bir terör çevresine yeşil ışık yakıyor. Bu yedili koalisyonun bundan sonraki süreçlerde, özellikle yurt dışından bu terör örgütünün sözcülerinin kendilerine verdiği destekten dolayı gözlerinin açılması lazım. Vatandaşlarımız zaten ilgi ve dikkatle bunları izliyor ve gereken cevabı inşallah 14 Mayıs'ta verecektir. İnşallah ümit ediyoruz ki 14 Mayıs'ta sandıklar açıldığında sadece sandıkların kapakları açıklamayacak, Türkiye yüzyılının da kapılarının sonuna kadar açılarak Türkiye'nin yeni bir vizyon ile önümüzdeki yüzyılı bütün dünyada sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye'yi oluşturma süreci hızla başlayacaktır. Bu anlamda seçim kampanyasını sadece partiler arasında, adaylar arasında bir yardırış değil vizyonlar arasında da bir yarış olduğuna inanıyoruz. Vizyonu, gelecek hedefi güçlü olanın, Türkiye'yi taşımak istediği noktanın, ufkunun açık olanın bu seçim yarışında daha önce de olduğu gibi vatandaşlarımız tarafından destekleneceğine yürekten inanıyoruz. Bir taraftan seçim kampanyalarımızı yürütüyor diğer taraftan her gün sahada asrın felaketinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için tedbirlerimizi alıyoruz. Vatandaşlarımıza bir yıl içerisinde kalıcı konutlarını da verebilecek bir süreci de başlatmış bulunuyoruz." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.