Mardin Diyanet-Sen Başkan Yardımcısı Deniz: Zekât, malı bereketlendirir, toplumu birleştirir
Zekât ile ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Mardin Diyanet-Sen Başkan Yardımcısı Hasan Deniz, zekâtın sadece mali bir yükümlülük değil, aynı zamanda bireyin ruhunu ve toplumu arındıran bir ibadet olduğunu vurguladı.
Zekâtın bireyin nefsiyle, malıyla ve toplumla olan ilişkisini şekillendirdiğini ifade eden Deniz, gerçek ihtiyaç sahiplerine özellikle de Gazze’deki mazlum Müslümanlara ulaştırılması gerektiğini aktardı.
Ramazan’ın paylaşma ve yardımlaşma ayı olduğunun altını çizen Deniz, “Ramazan ayı, başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem azabından kurtuluş olan mübarek bir aydır. Bu ay, sadece oruçla değil, infak ve yardımlaşma ile de anlam kazanır. İslam medeniyeti bir infak medeniyetidir. Yüce Allah, Bakara Suresi’nin 112. ayetinde şöyle buyuruyor: ‘Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve hayır namına kendiniz için önceden göndermiş olduğunuz ne varsa Allah katında bulursunuz. Muhakkak ki Allah, sizin yapmakta olduklarınızı görendir.’ Bu ayet, infakın yani malımızı hayır yolunda harcamanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.” dedi.
“Allah, zekât verenin malını artıracağını vaad etmiştir”
Deniz, zekatın İslam’ın beş temel esas üzerine kurulu olduğunu hatırlatarak, “Zekât, Allah tarafından bize farz kılınmıştır. Zekâtımızı yerine getirerek O’nun rahmetine ve rızasına kavuşuruz. Bir ibadeti yerine getirdiğimizde onun maddi tarafına değil, manevi yönüne odaklanmalıyız. Yüce Allah, Hac Suresi’nin 37. ayetinde, ‘Kurbanlarınızın ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Allah’a ulaşan yalnızca sizin takvanızdır’ buyuruyor. Aynı şekilde zekât da şekilsel bir ibadet gibi görünse de aslında Allah’a ulaşan bizim niyetimiz, samimiyetimiz ve ihlasımızdır. Zekât, insanın nefsini bencillikten, cimrilikten ve mal sevgisinden arındıran bir ibadettir. İnsan malını elinde tutmayı sever, ancak bu sevgi bazen kişiyi cimriliğe sürükleyebilir. Zekât vermek, nefsimizi terbiye eder ve bizi paylaşmaya teşvik eder. Biz zekât verdiğimizde aslında nefsimizi de arındırıyoruz. Zekât, malı koruyup bereketlendiren bir ibadettir. Bir çiftçinin ağaçlarını budaması gibi, zekât da malımızı temizler ve ona yeniden hayat verir. Bazen insanlar zekât verdiklerinde mallarının azaldığını düşünebilirler, ancak aksine, zekât verilen mal bereketlenir, kazanç artar. Çünkü Allah, zekât verenin malını artıracağını vaad etmiştir. Zekât, toplumda zengin ile fakir arasında bir köprü görevi görür. Eğer bir toplumda zenginler mallarını sadece kendilerine saklarsa, fakirler de imkânsızlık içinde yaşamaya mahkûm olur. Bu durumda toplumda huzur ve güven ortamı da zarar görür. Oysa zekât veren kişi, hem Allah’ın rızasını kazanır hem de toplumda birlik ve dayanışma ruhunu güçlendirir.” ifadelerini kullandı.
“Fitre, oruç ibadetinin tamamlayıcısıdır”
Zekâtın toplumda sosyal dengeyi sağladığını belirten Deniz, “Zenginler zekât vererek mallarını fakirlerle paylaşır. Bu, sadece bir ibadet değil, aynı zamanda sosyal bir sigortadır. Fakirler kendilerine destek olunduğunu gördükçe, toplumdaki güven ortamı artar. İnsanlar birbirlerine yardım ettikçe, toplum daha huzurlu bir hale gelir. Namaz kılarken bazen şaşırırız, rekât sayısında yanılabiliriz. Bunun için Peygamber Efendimiz Aleyhisselam, sehiv secdesini tavsiye etmiştir. Aynı şekilde fitre de Ramazan’da tuttuğumuz orucun manevi eksikliklerini tamamlayan bir sadakadır. Yüce Allah, ‘oruç benim içindir, mükafatını bizzat ben veririm’ şeklinde buyurmuştur. Oruç ibadetinin Allah katındaki değeri büyüktür ve fitre de bu ibadetin kusursuz olmasını sağlar.” dedi.
Fitrenin en çok ihtiyaç duyan kişilere ulaştırılması gerektiğini belirten Deniz, “Şehir merkezlerinde yaşayanların fitreyi para olarak vermesi daha uygun olur. Fitre ve zekâtlarımızı en muhtaç olan bölgelere yönlendirmeliyiz. Biz de bu yıl zekâtlarımızı Gazze’ye gönderdik. Orada açlık, susuzluk ve savaşın etkisi altında yaşam mücadelesi veren kardeşlerimize elimizden geldiğince destek olmalıyız. Ramazan ayı sadece oruçla değil, paylaşım ve yardımlaşmayla da anlam kazanır. Zekât ve fitre, toplumda birlik ve beraberliği güçlendirir. Paylaştıkça bereket artar, huzur ve güven ortamı sağlanır. Ramazan’ı en güzel şekilde değerlendirmek için elimizden geldiğince ihtiyaç sahiplerine ve özellikle zulüm altında olan Gazze’ye ulaşmalı, ulaştırmalıyız. Unutmayalım ki, malımızı Allah yolunda harcadıkça o mal bereketlenir, ruhumuz arınır ve toplum daha güçlü hale gelir.” diye konuştu.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.