MAZLUMDER: İşgalci ve soykırımcı israil ile ticaret suçtur

MAZLUMDER: İşgalci ve soykırımcı israil ile ticaret suçtur
​​​​​​​MAZLUMDER, işgal rejiminin 5 aydır Gazze'ye yönelik dürdürdüğü katliam ve soykırıma rağmen Türkiye ile israil arasında devam eden ticaretin son bulması, ticaret yapan firmaların cezalandırılması için suç duyurusunda bulundu.

 

İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan MAZLUMDER üyesi avukatlar ve STK temsilcileri, suç duyurusu öncesinde yaptıkları konuşmalar ve basın açıklaması ile işgal rejimiyle devam eden ticaretin Türkiye için bir ayıp olduğunu, derhal sonlandırılması gerektiğini ve ticareti sürdüren firmaların da tespit edilerek cezalandırılması gerektiğini ifade etiler.

"Bu günaha ortak olunmaması için ticaretin durdurulması çağrısında bulunuyoruz"

Basın açıklaması öncesinde konuşan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, "insanlık anlamında bu ticaretin devam ettirilmesi bir ayıptır. İslami açıdan açık bir günahtır. Hukuk düzeninde de açıkça bir suçtur. Buradan bir kez daha bu şirketlerin ve yapıkları kirli faaliyetleri lanetliyoruz. Aynı zamanda hükümete de bu suçu, bu ticareti daha fazla devam ettirmemesini, bu halkı ortak etmemesini, bu günaha ortak olunmaması için ticaretin durdurulması çağrısında bulunuyoruz." dedi.

"Gazze'de çocuklar açlıktan ölürken ticaretin devam etmesi Türkiye'yi suça ortak eder"

Gazze'de çocukları, kadınları, sivil insanları katleden bir terör örgütü ile yapılan her türlü ticareti gayri meşru gördüklerini söyleyen Gazeteci Adem Özköse, "israil ile ilişki kurmak, ticari anlamda lojistik destek vermek ile bir terör örgütün lojistik destek vermek arasında hiçbir fark yoktur. Gazze'de çocuklar açlıktan can veriyorlar. Son günlerde 18-19 kişi açlıktan can verdi. Gazze'de çocuklar açlıktan can verirken ülkemizin limanlarından kalkan gemiler, kardeşlerimizi katledenlerin karınlarını doyuruyorsa, oraya sebze, meyve, demir, çimento götürüyorsa, bu Türkiye'yi bu suça ortak eder." diye konuştu.

"İsraile karşı ekonomik kaygılarla değil İslami ve ilkesel kaygılarla hareket edilmelidir"

"Biz herhangi bir terör örgütü ile değil tüm küresel sömürgeci güçlerin destek verdiği uluslararası bir terör devleti ile karşı karşıyayız" diyen Köklü Değişim Medya Genel Koordinatörü Mahmut Kar, "Nasıl ki bütün insanlar israil mallarına karşı boyotu ilkesel bir tavır olarak ortaya koydularsa Türkiye'de şirketlerin israil ile ticaretini devam ettirmesi hiçbir ekonomik kaygıyla açıklanamaz. Şirketler de devletler de israile karşı ekonomik kaygılarla değil İslami ve ilkesel kaygılarla hareket edilmelidir." şeklinde konuştu.

"Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek büyük bir insanlık suçu işlemiştir"

Yapılan konuşmaların ardından basın açıklamasını okuyan MAZLUMDER Genel Başkanı Av. Kaya Kartal, "İşgalci israil rejimi kurulduğu günden beri Filistin topraklarını işgal etmek suretiyle, on binlerce insanı öldürmüş, yüzbinlerce insanı yaralamış, sakat bırakmış; mallarına, ibadethanelerine, hastanelerine, okullarına zarar vermiş ve onları evsiz bırakmıştır. İşgalci rejim bunun da ötesinde işgal ettiği Filistin topraklarında büyük bir ambargo ve kuşatma uygulamış, Gazze'yi açık hava hapishanesine çevirmiş, Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek büyük bir insanlık suçu işlemiştir. İşgalci israil güçleri, 7 Ekim sonrası süreçte silahsız ve savunmasız Gazze halkını havadan ve karadan, hedef gözetmeksizin ve asker-sivil ayrımı yapmaksızın bombalamaya başlamıştır. Bu süreçte işgalci israil hiçbir hedef gözetmeksizin okul, cami ve hastane gibi savaşta dahi mutlak surette korunması gereken insanların topluca bulundukları alanları bombalamak ve doğrudan sivilleri hedef almak suretiyle binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiş, başta soykırım olmak üzere çok sayıda suç işlemiştir." dedi.

Dünya genelinde yapılan eylemlere ve gösterilen tepkilere rağmen soykırımdan vazgeçmeyen işgal rejiminin 7 Ekim 2023'ten bugüne dek geçen 5 aylık sürede kimyasal silahlar da kullanarak 30 binden fazla insanı katlettiğini, on binlerce insanı ağır yaraladığını, Gazze halkını açlık ve sefalete mahkûm ettiğini hatırlatan Kartal, "Uluslararası sözleşmelere, BM kararlarına ve Uluslararası Adalet Divanı tarafından 26 Ocak 2024 tarihinde açıklanan İhtiyati Tedbir Kararlarına rağmen işgalci israil, Filistin halkını topyekûn yok etme ve özellikle Gazze şeridinden sivil halkı sürgün etme gayesi ile doğrudan sivilleri, özellikle çocukları hedef alarak Gazze halkına karşı açık bir soykırıma girişmiştir. Birleşmiş Milletlerin yargı organınca verilen tedbir kararları ile israilin Filistin halkına yönelik soykırım suçu işlediğine yönelik ciddi emarelerin varlığı kabul edilmiş ve özellikle alınan tedbir kararları ile devam eden soykırım fillerinin önlenmesine yönelik israil hükümetine birtakım yükümlülükler yüklenmiştir. Adalet Divanı tarafından verilen bu kararla hukuken, aklen ve vicdanen varlığı inkâr edilemez açıklıkta olan soykırım suçuna uluslararası bir mahkemece de dikkat çekilmiştir." diye konuştu.

"Uyarılara rağmen 2024 yılında israil ile ticaret arttı"

Kartal, "Bu kabulle Türkiye genelinde birçok ilde çok sayıda kişi ve kurumun da desteğiyle işgalci rejim ve unsurları hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Aradan geçen bunca zamana rağmen soruşturma izni verilebilmesi için Adalet Bakanlığına gönderilen dilekçelerin gereğinin yapılmasını ve acilen soruşturma izni verilmesini bekliyoruz. Böylece Birleşmiş Milletler nezdinde yargılanan işgalci rejimin yetkilileri evrensel yargı yetkisi kapsamında Türkiye'de de yargılanacak ve bu usul bölge ülkelerine de yayılırsa burunlarını bile dışarıya çıkaramayacak hale geleceklerdir. Diğer taraftan 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Türkiye'den israile yönelik olarak ticari faaliyetlerin aralıksız olarak devam ettiği, özellikle birtakım ticari ürünlerin silah yapımında kullanılan hammadde niteliğinde olduğu, birtakım ürünlerin ise doğrudan askeri malzeme vasfında olduğu ya da askeri amaçlarla kullanıldığı bilinen bir gerçek olup birçok medya organında da buna ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Bu konuda eylemler ve basın açıklamaları yapılmış, bu ticaretin kirli bir ticaret ve suç olduğu kurumumuzca da her fırsatta dile getirilmiştir. Bu ticareti yapan gerçek kişi tacirler ve şirketlerin yöneticileri ikaz edilmiştir. Ancak bırakın azalmayı Ocak ve Şubat 2024 verilerine göre israil ile ticaret daha da artmıştır." şeklinde konuştu.

"Tüm Türkiye'de suç duyurusunda bulunulacak"

Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak hükümleri içerisinde yer alan "yardım etme" başlıklı 39'uncu maddesinde, suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, 15 yıldan 20 yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilebileceği, diğer hallerde ise yarı oranın da ceza verilebileceği öngörüldüğünü aktaran kaya, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Maddenin 2'nci fıkrasında kişilerin işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulabilmeleri için, fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamaları ya da suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmaları yeterli görülmüştür. Böylece TCK gereğince, yalnızca suçu işleyenin değil aynı zamanda suçun işlenmesine yardım eden kişilerin de yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Bugün suça yardım etme kapsamında Türkiye genelinde suç duyuruları yapacağız, dilekçelerimizi aynı zamanda ticaretin devam ettirildiği liman şehirlerinin savcılıklarına da göndereceğiz. Belirtmek gerekir ki soykırım suçu dışındaki suçlar, TCK'nın 11'nci maddesi kapsamında yabancı ülkede işlenen suçlara yardım kapsamında olacağı için adalet bakanının iznini gerektirmemektedir. Bu yüzden kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, cinsel saldırı yağma gibi suçlar yönünden izin alma gibi protokollere takılmadan derhal soruşturma başlatılması gerekmektedir. Suç duyurularımızda, savcılıklarca yapılacak araştırma ve yürütülecek soruşturmalar neticesinde; işgalci ve soykırımcı israil ordusuna hammadde ve mühimmat temin eden, silah yapımında kullanılabilecek ürünleri ve her tür askeri malzemeyi ihraç eden, işgalin ve dolayısıyla suçların devamına katkı sağlayacak nitelikte ürünleri israile ihraç eden gerçek kişi tacirlerle, tüzel kişi şirket yöneticilerinin tespit edilerek, işlenen bütün suçlardan yardım eden sıfatı ile çeşitli şekillerde sorumlu tutulmalarını talep ediyoruz. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.