Mercanoğlu: “HÜDA PAR’ın çağrısı yerinde bir çağrıdır”
Kürd meselesinin uzun süredir devam eden önemli bir mesele olduğunu belirten Yazar Hamza Mercanoğlu, HÜDA PAR’ın bu meseleye ilişkin yaptığı çağrının yerinde ve dikkate alınması gereken bir çağrı olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz günlerde HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun yaptığı çağrıyla tekrar gündeme gelen Kürd Meselesine ilişkin İLKHA'ya konuşan Gazeteci-Yazar Hamza Mercanoğlu, HÜDA PAR’ın bu konudaki çağrısı ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
Kürd meselesinin uzun süredir devam eden önemli bir mesele olduğunu ve bu meselenin artık çözülmesi gerektiğini belirten Mercanoğlu, ümmet çatısı ve inanç birlikteliği bağlamında bu meselenin çözülmesi gerektiğini ve kardeşliğin tesis edilmesinin şart olduğunu söyledi.
Kürd Meselesinin çözümü ile ilgili HÜDA PAR tarafından yapılan çağrının önemli olduğunu belirten Mercanoğlu, “Aslında tarihe baktığımızda Türklerin ve Kürdlerin, Kürd veya Türk meselesi gibi bir sorunları yoktur. Son yüzyılda ırkçı akımların, özellikle de emperyalist güçlerin Ortadoğu üzerindeki bölme projeleri kapsamında geliştirmiş oldukları ırkçı ve etnik kökene dayalı politikaları sonucu maalesef kısmen de olsa bir etkilenme yaşandı. Bununla beraber maalesef Türkiye’de de Türkçü bir ırkçı akım gelişti. Dolayısıyla şu anda bu bir mesele midir? Evet bir meseledir ve bunun çözülmesi lazım.” dedi.
“HÜDA PAR’ın bu çağrısı yerinde bir çağrıdır”
HÜDA PAR’ın yaptığı çağrıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mercanoğlu, “HÜDA PAR başından bu yana sergilediği ümmetçi perspektifi, ve vizyonuyla ön plana çıkıyor. Elbette bu çağrının yapılması lazımdı. Şu anda bir seçim arifesindeyiz. Seçimden sonra halkın tercihi ne olacak bilemeyiz. Dolayısıyla HÜDA PAR’ın bu çağrısı yerinde bir çağrıdır. Aynı zamanda da dikkate alınması gereken bir çağrıdır. Bu meselenin de artık çözülmesi lazım. Türkiye'nin kendi içinde bir birlikteliği oluşturması bu emperyalist güçlere karşı çok ciddi ve güçlü olarak durmasını sağlayacaktır. Çünkü bizi bölerek yutuyorlar. HÜDA PAR da bu noktada vizyonu çok güçlü bir partidir. Bu çağrıdan dolayı da HÜDA PAR’ı tebrik ediyorum. Ümit ederim yetkililer, Türkiye kamuoyu bu çağrıyı dikkate alır ve Kürd meselesi artık mesele olmaktan çıkar. Kürdler ve Türkler kardeştir, bu kardeşliği kimse inşallah bozamayacaktır diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
“Bu mesele halkın kendisi ile çözülmesi lazım”
Mercanoğlu, Kürd meselesi ile ilgili yapılan bu çağrıların dikkate alınması ve kulak verilmesi gerektiğini belirterek, “Bu mesele, bölgedeki kanat önderleri, alimler, bilgeler, aydınlar ve halkla çözülmeli. Bu mesele halkın kendisi ile çözülmeli. Bu mesele PKK ile çözülmez. Terörize olmuş, sabah akşam insan öldüren, cana kıyan bir partiyle siz barışı, sağlayamazsınız. HÜDA PAR’ın da bu konuda bir taraf olarak ben muhatap olarak görülmesini ben şahsen arzu ederim.” diye konuştu.
“Bu çağrıya kulak vermelidir”
HÜDA PAR’ın Kürd meselesi ile ilgili yaptığı bu çağrıyı barışa, çözüme ve uzlaşıya dayalı bir çağrı olarak niteleyen Mercanoğlu, “Kesinlikle terörize etmeyen ve kışkırtmayan bir çağrıdır. Burada bir barışa ve uzlaşıya çağrı yapılmaktadır. Bu çağrıyı yapan kim olursa olsun, HÜDA PAR değil de başka biri yapsa da itibar edilmelidir. Elbette kulak verilmelidir. Ben, özellikle Müslümanların ve Müslüman kamuoyunun bu meseleyi ciddiye almalarını ve bunun üzerinde birtakım çalışmalar yapmalarını arzu ederim.” diye belirtti.
“Kardeşliğin tesis edilmesi şarttır”
Kürd halkının ana dilde eğitim talebi ve bu hakka benzer diğer haklarının haklı talepler olduğunu vurgulayan Mercanoğlu, şunları söyledi:
“Günümüzde Türkiye’de Kürdler, elbette demokratik olarak birçok haklara sahiplerdir. Yalnız bununla birlikte ana dilde eğitim gibi bazı meseleler var ki; bu tür meseleler PKK gibi ırkçı örgütler tarafından maalesef suiistimal edilip kullanılmaya çok müsait meselelerdir. Devletin bu konuda atacağı olumlu adımlar, anadilde eğitim gibi ve benzeri adımlar bu yıkıcı, bölücü, ayrıştırıcı terör örgütlerinin de elindeki kozu, kullanabilecekleri bir malzeme olmaktan çıkarılmasına vesile olacaktır. Bu malzemelerin artık bunların ellerinden alması gerekiyor. Bu coğrafya yüzde 99'u Müslüman olan insanlardan müteşekkildir. Biz kendimizi tarif ederken Kürt veya Türk diye tarif etmiyoruz. Bizler Allah'a hamdolsun Müslümanız ve bu coğrafyanın insanı da kendini bu şekilde tarif edegelmiştir. Dolayısıyla meselenin çözümü ümmet, inanç birlikteliği çatısı altında olması gerekmektedir. Bir kardeşlik tesis edilmesi şarttır.”
“Bu meseleye insani açıdan da bakmamız gerekiyor”
Kürd meselesine insani açıdan da bakılması gerektiğinin altını çize Mercanoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ulus-devlet anlayışıyla kurulmuş bir devlet. Ulusçuluk felsefesi üzerine kurulmuş bir devletin politikasını aşmak, birtakım vesayetleri kırmak uzun zaman alacaktır. Dolayısıyla bu konuda Müslümanlar seslerini çıkartmış olsa da sesleri duyulmadı, bastırıldılar. Kürd kardeşlerimiz kendilerini daha rahat ifade edebilecekleri birtakım haklar istiyorlar ki bunu istemekte haklılar, zira bu haklar insani bir haktır. Bu hakların verilmesi lazım. Çünkü biz zaten meseleye ırkçı bir perspektiften bakmıyoruz. Hiçbir zaman Kürd ve Türk diye bakmıyoruz. Tamamen ümmetçi ve insani, İslami bir yaklaşımla meseleye bakıyoruz.” dedi.
“Bu haklar Allah'ın vermiş olduğu haklardır”
İnsanların dili ve kimliğinden kaynaklanan haklarının Allah tarafından verilmiş olan haklar olduğunu belirten Mercanoğlu, “Dolayısıyla bu hakların, birtakım çevreler tarafından verilmesi gerekmiyor.” Dedi.
Mercanoğlu, “İnsan ne olarak doğacağını ve hangi dili konuşacağını kendisi asla bilemez. Bu Allah'ın verdiği bir şeydir. Ama insan hakları bizim vazgeçilmezlerimizdir. Bu bağlamda baktığımız zaman kim olursa olsun, dili, dini ne olursa olsun biz kişiye insan olduğu için bakarız ve değer veririz.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.