"Mescid-i Aksa özgürlüğe kavuşmadan İslam ümmeti özgürlüğüne kavuşamaz"

"Mescid-i Aksa özgürlüğe kavuşmadan İslam ümmeti özgürlüğüne kavuşamaz"
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Kudüs'ü işgalci terör çetesinin "başkenti" olarak tanıyacağı şer planı ve ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınmasına ilişkin karara tepkiler çığ gibi gelmeye devam ediyor.

ABD Başkanı Trump'ın, Kudüs'ü işgalci terör çetesinin "başkenti" olarak tanıyacağı şer planını değerlendiren âlimler, Mescid-i Aksa'nın özgürlüğe kavuşmadan, İslam ümmetinin özgürlüğe kavuşmasının mümkün olmadığını ifade ettiler.

ABD Başkanı Donald Trump'ın, Kudüs'ü işgalci terör şebekesinin sözde başkenti olarak tanıyacağı kararının, Müslümanları derinden yaraladığını ifade eden İttihad'ul Ulema Üyesi Molla Sinan Ünel, tüm Müslümanları yekvücut olarak Kudüs'e sahip çıkmaları gerektiğini söyledi.

"Müslümanlar Mescid-i Aksa'yı ümmetin kalbi ve namusu olarak görürler"

Müslümanların Mescid-i Aksa'yı ümmetin kalbi ve namusu olarak gördüklerini söyleyen Ünel, "Mescid-i Aksa etrafı mübarek bir mekândır. Ve dolayısıyla Müslümanların ilk kıblesi olma yönüyle de İslam tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Bundan dolayıdır ki Müslümanlar Mescid-i Aksa'yı ümmetin kalbi ve ümmetin namusu olarak görürler. Bu konuda iman sahibi bütün Müslümanlar duyarlıdırlar. Mescid-i Aksa'yı sahiplenme noktasında ellerinden gelen gayreti göstereceklerine inanıyoruz. Fakat günümüzde özellikle 21 inci asırda Müslümanların birbirinden kopuk oluşu, Müslümanların ihtilafi meselelere fazlasıyla riayet etmesi, Müslümanların arasındaki birlik, beraberlik şuurunun kaybolmasıyla beraber, maalesef şer güçleri cesaret aldılar. Şer güçleri, Müslümanların bu dağınıklığından faydalanarak işgal girişimlerine başladılar. Bugün içinde yaşadığımız bu zaman diliminde emperyalist ve şer odağı olan Amerika, Mescid-i Aksa'yı terör devleti olan israilin başkenti olarak ilan etme cüretini gösterdiler." dedi.

"Müslümanlar ihtilaflarını bir tarafa bırakarak, Mescid-i Aksa çatısı altında bir araya gelmeli"

Müslümanların ihtilaflarını bir tarafa bırakarak, Mescid-i Aksa çatısı altında bir araya gelmesi gerektiğini ifade eden Ünel, "Biz bugün Müslümanların kendi mezheplerini, ihtilaflarını bir tarafa bırakarak, mezhep ve meşrep ayrımı yapmadan bütün Müslümanların ortak değeri olan Mescid-i Aksa'nın çatısı altında Müslümanların bir araya gelmesi, Müslümanların yekvücut olması ve bu zilletin ortadan kalkması adına bir şeyler yapması gerektiğine inanıyoruz. Buradan bütün Müslüman halklara bir mesajımız vardır. Müslümanların yaşadığı memleketlerdeki idarecilerini bu konuda sert bir şekilde uyarmalarıdır. Amerika'ya ve israile takınması gereken tavır neyse takınmaları gerekiyor. Yaptırım konusunda bir adım atılmazsa, sadece meydanlardaki sloganlarla yetinilirse, kendi idarecilerimiz, bizi yöneten idarecilerimiz kendileri de söylemden ziyade yaptırma adına bir yaptırıma gitmezlerse emin olun ki bir hafta on gün sonra bu sokaklardaki gösteriler, eylemler bitecek ve her Müslüman kendi işine ve kendi evine dönecek. Ve Kudüs'te israilin başkenti olarak kalacak ve israil oradaki emellerini yavaş yavaş gerçekleştirecek." ifadelerini kullandı.

"Mescid-i Aksa özgürlüğe kavuşmadan, İslam ümmetinin özgürlüğe kavuşması mümkün değildir"

Müslümanların ve tüm vicdan sahiplerinin meydanları terk etmemesi gerektiğini ifade eden Ünel, şunları söyledi:

"Mescid-i Aksa özgürlüğe kavuşmadan, Kudüs işgalden kurtulup kendi özgürlüğüne kavuşmadan İslam ümmetinin özgürlüğe kavuşması mümkün değildir. Bugün İslam ümmetinin içerisinde olduğu bu zilletten, perişanlıktan, dağınıklıktan, harabelikten kurtulmasının tek adresi Mescid-i Aksa'nın kurtuluşa ermesidir. Kudüs işgal edildiği müddetçe, Mescid-i Aksa siyonistlerin işgali altında olduğu sürece İslam ümmetinin İslam devletlerinin arasında yaşanan bu katliamların, gözyaşlarının, bu akıtılan kanların, bu harabelerin daha da çok devam edeceğine inanıyoruz. Onun için iman sahibi bütün Müslümanların ve tüm vicdan sahiplerinin bu konuda meydanları terk etmemesi lazım. Büyük oranda kitlesel basın açıklamalarıyla, yöneticilerin israil ve Amerika'ya yaptırımları uygulayıncaya kadar meydanlar terk edilmemeli ve bu konuda ciddi bir dirayet ve istikrar göstermelidir."

"Kudüs, bizlere emanet edilmiş İslam'ın şiarlarından bir şiardır"

İttihad'ul Ulema üyesi Molla İbrahim Halil Esen ise, Kudüs'ün Müslümanlara emanet edilmiş en değerli İslam'ın şiarlarından bir şiar olduğunu belirterek, "Malumunuz Kudüs-ü şerif, yapımı ve oluşumu itibariyle Hz. Süleyman zamanından bize miras kalmıştır. Peygamber Efendimiz, mescitler arasında ziyaret edilecek arasında Mescid-i Aksa'yı zikrederek Kudüs'ü şerifin ne kadar değerli ve önemli olduğunu bizlere göstererek, bizlere emanet edilmiş en değerli ve önemsenmesi gereken İslam'ın şiarlarından bir şiar olduğunu belirtmiştir. Şu son günlere kadar, biz Müslümanlardan yeterince bir tepki olmadığı için, ehli küfür bunu kendine kolaylaştırma yöntemi olarak görerek, Müslümanların bu gafletinden ve sessizliklerinden faydalanarak, Kudüs'ü işgal etmeye kadar gelmişlerdir. Ve bunun daha da ilerisinde şer güçlerinin başı olan Amerika, bu son günlerde Kudüs'ü israilin başkenti olarak ilan etme kararını alarak biz Müslümanları büyük bir zillete uğratmıştır." dedi.

"Filistin Müslümanlarındır ve Müslümanların kalacaktır"

Tüm Müslümanların düzenlenen basın açıklamalarına ve mitinglere katılıp gür bir sesle 'Filistin Müslümanlarındır ve Müslümanların kalacaktır' şeklinde haykırması gerektiğini söyleyen Esen, "İslam devletlerinin yöneticileri en başta Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak kabul etmesi lazım. Yahudilere ve israile ambargo yaptırımları uygulayarak İsrail'in başkenti olarak ilan edilen Kudüs'ün Müslümanlara ait olduğunu ve Müslümanlardan başka hiç kimsenin olmadığını göstermeleri gerekmektedir. Bu devlet yönetimleri tarafından yapılması gerekendir. Biz Müslümanlar olarak kendimiz yapmamız gereken ise düzenlenen kitlesel basın açıklamalarına ve mitinglere katılarak, gür bir ses ile 'Filistin Müslümanlarındır ve Müslümanların kalacaktır' demektir. Ve bizler Filistin'i sahabi efendilerimizden nasıl emanet aldıysak, Selahaddin-i Eyyübi bize nasıl teslim ettiyse o şekilde onu yaşatmalı ve ayakta tutmaya gayret göstermeliyiz." şeklinde konuştu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.