Metin Yüksel şehadetinin 44'üncü yıl dönümünde yad edildi
Şehit Metin Yüksel, 44 yıl önce 23 Şubat 1979 tarihinde şehit edildiği Fatih Camii'nin avlusunda, şehit edildiği yerde dava arkadaşları ve sevenleri tarafından rahmet ve minnetle yâd edildi.
Şehit Metin Yüksel Platformu’nun öncülüğünde birçok STK'nın katıldığı anma programında, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kılınarak dualar edildi.
Sunuculuğunu Seyfullah Sivi'nin yaptığı anma programı Şerafettin Karahan'ın okuduğu Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
"Şehitlerimiz bizim mücadele yolumuzun öncüleri ve mihenk taşlarıdır"
Şehit Metin Yüksel Platformu adına basın açıklamasını okuyan Mustafa Özer, "Yaşadıkları zaman diliminde Allah'tan başkasına boyun eğmeden, tüm zalim ve zorbalara karşı İslami Direniş bayrağını yükseltmiş ve bu kutlu bayrağı bizlere miras bırakmışlardır. Şehitlerimiz bizim mücadele yolumuzun öncüleri ve mihenk taşlarıdır. İşte bu yiğit öncülerimizden birisi de Metin Yüksel'dir. Metin Yüksel henüz 18 yaşında iken Fatih Akıncıları derneğini kurmuş ve şehadet şerbeti içtiği 21 yaşına kadar hepimize örnek olacak, zamanın doğu ve Batı Emperyal güçlerinin kuklaları olan sol ve sağ çetelere aynı zamanda toplumu ifsat eden gayrı meşru güçlere karşı destansı bir mücadele vermiştir. Metin Yüksel ortaya koyduğu mücadele anlayışı, dik duruşu ve söylemleriyle Türkiye Müslümanlarının nesilden nesile aktaracağı örneklik olmuştur." dedi.
Şehit Metin Yüksel'in 'Dünyanın bir ucunda Müslümanın ayağına diken batsa öbür ucundaki Müslüman onun acısını hissetmelidir.' şeklindeki sözüne atıfta bulunan Karahan, "Metin Yüksel Filistin'den, Moro'ya, Afganistan'dan İran'a kadar tüm yeryüzündeki İslami Hareketlerin Türkiye'deki sesi ve soluğu olmuş, 23 Şubat 1979 Cuma günü namaz çıkışı CİA operasyonu ile tetikçi kuklalar tarafından kahpece kurşunlanarak şehit edilmiştir. Bu cinayet iki siyasi gurubun çatışması olarak lanse edilmeye çalışılsa da aslında o günlerde dünyada küresel emperyalizme karşı yükselen İslami direniş hareketlerine paralel olarak Türkiye'deki İslami hareketin geleceğinde önemli bir rol üstleneceği öngörüsüyle Metin Yüksel, CİA kontrolünde bir operasyonla şehit edilmiştir. Nitekim daha sonra 5 Temmuz 1980 yılında yine aynı endişelerle Mütefekkir Yazar Sedat Yenigün şehit edilmiş, ardından 1980 Askeri darbesi gerçekleştirilmiştir. Metin Yüksel'i şehit ederek Türkiye İslami Hareketi'nin önüne geçilebileceğini zanneden bu karanlık güçler, Şehitlerin ümmetin damarlarına akan kan olacağını ve binlerce yiğit Müslümanın şehitlerimizin kutlu yolundan yürüyeceğini hesap edemediler. Toplumların seküler ve tek dünya yaşamına zorlandığı, İslam topraklarının işgal edildiği, İslam yurtlarının kan gölüne dönüştürüldüğü, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın siyonist çizmeler altında çiğnendiği, ülkemizin küresel güçler tarafından kuşatıldığı ve diz çökmeye zorlandığı bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bugün görüyoruz ki Metin Yüksel gibi, şehitlerimizin mücadele anlayışına Ümmet, vahdet ve kardeşlik bilincine dünden daha çok ihtiyacımız var. Her türlü ayrılıkları bir tarafa bırakarak Çanakkale ve 15 Temmuz'da olduğu gibi tek yürek, tek bilek olma zamanı gelmiştir. Metin Yüksel ve tüm şehitlerimize vefa borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebiliriz." şeklinde konuştu.
Açıklamanın sonunda, yaşanan depremlerde vefat eden Türkiye ve Suriye'deki tüm insanlara Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabır ve sekinet, yaralı şifa temennisinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.