Mithad Haddad: Mısır halkı Sisi'den bir an önce kurtulmak istiyor
Mısır'da, Hüsnü Mübarek sonrasında gerçekleştirilen ilk seçimde Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi'nin darbe ile devrilmesinin üzerinden 7,5 yıl geçti.
Mısır'ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi, ülkenin Genelkurmay Başkanı olan Abdulfettah Sisi tarafından 3 Temmuz 2013 yılında yapılan darbe ile görevinden uzaklaştırıldı. Mursi, yıllarca tutulduğu Mısır zindanlarında karşılaştığı sıkıntılar sebebiyle hastalanarak vefat etti.
Sisi yönetiminin zorbalıkları, Mısır halkının içerisinde bulunduğu durum ve İhvan-ı Müslimin'in çalışmaları hakkında İLKHA muhabirine konuşan İhvan-ı Müslimin Şura Meclisi Üyesi Mühendis Mithat Haddad, önemli değerlendirmelerde bulundu.
Müslüman Kardeşler'in durumunun ülkelerden ülkelere göre farklılık gösterdiğini söyleyen Haddad, ana vatanları olan Mısır’da Sisi ve cunta yönetiminin varlığı nedeniyle durumlarının çok kötü olduğunu ve her geçen gün daha da kötüye gittiğini ifade etti.
"Gençleri tutuklayarak Mısır'da rejime karşı yaşanabilecek hareketliliğin önüne geçmek istiyorlar"
Yaşanan olumsuz durumun sadece Müslüman Kardeşler için değil halkın büyük çoğunluğu için de geçerli olduğunu belirten Haddad, "Halk, cuntra rejimi tarafınan akıl almaz zulümlere uğruyor. Şu anda Mısır’da büyük bir tutuklama furyası var. Yüzlerce kişinin tutuklanmasıyla başlayan bu zulüm, Mısır’ın tüm beldelerine, köylerine yayılmış durumda. Sisi ve cunta yönetimi, ABD’de seçilen başkanın gelişini hesaplıyorlar. Biden onlardan içerdeki insanları çıkarmasını istediği zaman bu insanları bırakacaklar. Bu insanlar, İhvan mensubu değil, siyasetle de alakaları yok. O yüzden böyle bir talep olması halinde bunları çıkaracaklar. Yine Sisi ve yönetimi, devrimin 10’uncu yılı olan ocak ayının hesabını yapıyor. Çünkü az da olsa halkta bir kıpırdama var. Onun için gençleri tutuklayarak bu hareketliliği kontrol altına almaya çalışıyorlar." dedi.
"Siyonistlerle işbirliği yapan kim varsa, cunta yönetimi de onlarla işbirliği içerisinde"
Haddad, "Zindanlardaki durum zaten çok vahim. Tutuklulara yapılan muamale çok kötü. Emniyet güçlerinin tutuklular üzerindeki baskısı, her geçen gün artarak devam ediyor. İlaç yasak ve Coronavius'ten korunmaları için hiçbir şey yapılmıyor. Hatta tutukluların büyük çoğunluğu Coid-19'a yakalanmış. Diğer yıllara göre bu yıl vefat eden tutukluların sayısı çok daha fazla. Mısır halkı şu anda çektiği sıkıntılardan dolayı patlamak üzere. Şu anda cunta yönetimi ateşle oynuyor ve biliyorlarki, eğer halk ayaklanabilirse bu onların sonu olacak. Bu yüzden her geçen gün baskı ve zulümlerini arttırıyorlar. Yaptıkları her şey kendi canlarını Mısır halkından korumak için. Bunun için siyonistlerle, onların dostları olan BAE, Suud ve Sudan gibi ülke rejimleri ile anlaşmalar yapıyorlar. Yani kısacası siyonistlerle işbirliği yapan kim varsa, cunta yönetimi de onlarla işbirliği içerisinde." diye konuştu.
"Batı, Mısır'da Müslüman bir Avrupa'nın doğuşundan korkuyor"
Avrupa devletlerinin Mısır halkının ayaklanmasından ciddi manada çekindiğini çünkü Mısır halkının ayaklanması halinde Suriye’de olduğu gibi milyonlarca insanın topraklarını terkederek Avrupa devletlerine iltica edeceğini ve ileride Müslüman bir Avrupa'nın oluşacağından korktuklarını vurgulayan Haddad, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Avrupa, yaşanabilecekleri tahmin ettiği için bugün Türkiye’ye 'mültecileri bırakmasın' diye baskı yapıyorlar. Mısır’da alevlenecek herhangi bir kargaşanın ardından halkın deniz üzerinden Avrupa’nın güney ülkelerine akın edeceklerini biliyorlar. İşte bu yüzden Sisi yönetiminin Mısır halkına yaptıklarından şikayetçiler. Hatırlayacağınız üzere bundan 4 yıl önce İtalyan bir gazeteci Mısır emniyet güçleri tarafından öldürülmüştü. İtalya meclisi, hükümetin Mısır ile ilişkilerini kesmesini ve silah satışını durdurmasını istemişti. İtalya mahkemesi ise cunta yönetiminden gazetecinin öldürlmesinde parmağı olan emnniyet mensuplarını kendisine teslim etmesini istemiş ancak cunta yönetimi bu konuda çekimser davranmıştı. Çünkü bu 4 kişi Sisi ve cunta yönetiminin avenesiydiler. Daha sonra İtalya, Mısır’a silah, yardım ve destek konularında bazı yaptırımlar uygulama kararı aldı. Geçenlerde Macron, Sisi’yi karşılamıştı. Ancak en büyük diktatörü ağırladığı yönünde tepkiler üzerine hükümet açıklama yapmak zorunda kaldı. İslam’a saldıran ve ülkesinin ekonomik boykotla karşı karşıya kaldığını gören Macron, İslam ülkesinden birini şatafatlı bir şekilde ağırlayarak aslında bir mesaj vermeye çalıştı. Bir tören düzenlenerek kendisine Fransa’da büyük önem taşıyan bir ödül verildi. Ancak bu ödülün ne diye verildiği bilinmiyor. Halkına zulmettiği için mi? Halkını öldürdüğü için mi? Bunu bilmiyoruz. Tabi bu ödül meselesi daha sonra ortaya çıktı. Fransa halkı bilmiyordu. Mısır halkı bunu ortaya çıkardı. Daha sonra İtalya’da yıllar önce Fransa’nın bu ödülüne layık görülen 7 kişi 'Fransa’nın diktatör ve katil Sisi’ye de verdiği bu ödülleri istemiyoruz' diyerek Fransa’nın Roma Konsolosluğuna teslim etti. Bu durum da Makron’u rezil etti."
"Mısır halkı Sisi'den bir an önce kurtulmak istiyor"
Mısır halkının Sisi yönetiminin yaptıklarını kabul etmediğini ve patlamak üzere olduğunu hatırlatan Haddad, "Siyonist basın, Arap baharının hala bitmediğini, her an alevlenebileceğini ve bir dahakine hiçbir diktatörün koltuğunda kalamayacağını yazıyor. Şu anda Mısır’ın 123 milyar dolar borcu var. Halk, şu anda bir öğün yemek dahi bulamıyor. Devlet, cebinde beş kuruşu olmayan insandan da vergi alıyor. Bir yandan insanların evlerini ve camilerini yıkarken, diğer yandan cezaevleri ve saraylar yapıyor. Bir yandan kendisine, çocuklarına, eşine ve avanelerine saraylar inşa ederken diğer yandan bugüne kadar halkın çocukları için bir okul dahi inşa etmediler. Onun yerine İhvanı ve muhalifleri susturabilmek için cezaevleri inşa etmişler. Bugün Türkiye’ye baktığınızda Cumhurbaşkanı Erdoğan hergün bir açılış yapıyor. Sisi'ye baktığınızda kendisi ve aveneleri dışında kimsenin giremeyeceği, başkent diye yeni bir şehir inşa ediyor. Burası için bugüne kadar 20 milyar dolar para harcanmış. Mısır, böyle bir külfeti kaldırabilecek düzeyde değil. Burada özel havalimanları, özel tünellerden oluşan, kimsenin giremeyeceği şekilde etrafı metrelerce yükseklikte surlarla kapatılmış bir şehir inşa ediliyor. Buraya sadece Sisi, avanesi ve aileleri girebilecek. Kendilerini halktan gizlemeye çalışıyorlar. Allah'tan temennim orada bir nefes dahi alamasınlar. Bütün bunlara rağmen Mısır halkı Müslüman bir halktır. Bu zalimlerin ne yapmak istediklerini görüyor ve biliyorlar. Daha önce, Sisi’nin kendilerine hayır getireceklerine inanıyorlardı. Ama bügün Sisi'nin başlarına bela olduğunu ve bir an önce ondan kurtulmaları gerektiğini düşünüyorlar." şeklinde konuştu.
"Mısır, tamamen ordu devletine dönüşmüş durumda"
Haddad, "Sisi'nin az bir zamanının kaldığını düşünüyorum. 2022 yılında seçimler var. Bana göre bir daha seçilmeyecek. Ordu da halk da hatta BAE ve Suud bile onu istemiyor. Onu sadece siyonist rejim istiyor. Çünkü siyonistler, Sisi döneminde kazandıklarını hiçbir dönemde kazanamadılar. Hüsnü Mübarak bile siyonistlerle ilişkilerinde stratejik adımlar atardı. Ancak bu adam Mısır’ın tüm imkanlarını siyonistlere seferber etmiş durumda. Mısır, Etiyopya'dan dolayı Nil’i kullanamıyor. Ama siyonistlere Mısır üzerinden Nil Nehri'nden istifade edebiliyor. Akıl almayacak bir şey. Bu halka büyük zulümler yapılıyor. Ama bütün bunlara rağmen, İslami davet devam ediyor. Bazı alimler, batıl olduğunu bilmesine rağmen Sisi'nin yanında duruyor. Allah’a hamd olsun ki, çalışmalara hız kemeden devam ediyor. Şu anda devletin tüm kademeleri istihbarat tarafından yönetiliyor. Bütün kurumların başında orayı idare edecek bir istihbaratçı var. Yani devlet tamamen ordu devletine dönüşmüş durumda." dedi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.