Müftü Çelik: "Kurban; itaatin, teslimiyetin, fedakârlığın sembolüdür"
Kurban ibadeti hakkında önemli açıklamalarda bulunan Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, Kurbanın, Hazreti İbrahim'in sadakati ve Hazreti İsmail'in de teslimiyeti olduğunu vurguladı.
İslam’ın önemli ibadetlerinden olan, Müslümanları bir araya getirmeye vesile olan kurban ibadetiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, kurbanın İslam’da çok önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Kurban Bayramı'nın yaklaşmasıyla kurban ibadetinin de önemi ile ilgili İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, kurban kesmenin bir itaat, ihlâs, teslimiyet ve fedakârlık olduğunu belirtti.
“Kurban insanlık tarihi ile yaşıt, insanlık tarihi kadar eski bir ibadettir”
Kurban ibadetinin Hazreti Adem günümüze kadar devam edegelen bir ibadet olduğunu belirten Çelik, “Kurbanın geçmişi tarihçesi insanlık tarihi ile beraberdir. Bütün kutsal kitaplarda başta kendi kitabımız Kur’an-ı Kerim olmak üzere Hazreti Adem (Aleyhisselam) ile başlayan bir ibadettir. Cenab-ı hak, Kur’an-ı Kerim’de Habil ile Kabil'in kurbanlarından Habil’in kurbanını kabul ettiğine işaret ediyor. Kabil, bunun üzerine ‘Habil’in kurbanı nasıl olurda kabul oldu da benim kurbanım kabul olmadı’ şeklinde bir hırsa ve hasede kapılıyor. Habil ise cevaben ‘Allah ancak takva sahiplerinin kendisine hakkıyla hürmet eden, büyüklüğünü tanıyan ve kulluk edenlerin kurbanını kabul eder’ diyor. Bu karşılıklı atışmalardan dolayı yeryüzünde ilk kan dökülüyor. Aslında insanlık tarihi ile başlayan hak veya batıl olsun bütün dinlerde kurban anlayışı vardır. Kurban insanlık tarihi ile yaşıt, insanlık tarihi kadar eski bir ibadettir.”dedi.
Kurban kesme ibadetinin Hazreti İbrahim’den itibaren başladığını, Peygamberimizin özellikle Medine döneminde kurban ibadeti üzerinde çok durduğunu belirten Çelik, “Bizim şu anki kurban kesmemizde Hazreti İbrahim’e (Aleyhisselam) dayanır ve Kur’an-ı Kerim’de de ifade edildiği üzere Hazreti İbrahim (Aleyhisselam) gördüğü bir rüya üzerine oğlu Hazreti İsmail'i (Aleyhisselam) kurban etmeye kalkışıyor. Cenab-ı Hak, onun yerine ona cennetten bir koç gönderiyor. ‘Sen sözünü yerine getirdin, bu imtihanı kazandın, Allah (Celle Celaluhu) seni oğlun ile imtihan etti, bu imtihanı kazandın’ diyor. Hazreti İsmail (Aleyhisselam) ise babasının arzu ve isteğiyle imtihan etti, oda kazandı. Cenab-ı Hak, burada onların bu imtihanını gelecek kuşaklara bir örnek olarak aktaracağını ifade ediyor ve bize kadar da gelmiştir. Peygamberimiz de özellikle hicret edip, Medine'ye geldikten sonra Hazreti İbrahim’in (Aleyhisselam) bu sünnetini yeniden ihya ederek günümüzdeki kurban yaptığını şekilde bize bırakmıştır.”ifadelerini kullandı.
“Kurban Allah'a yakınlaşmaktır”
Kurban kesmenin hükmü ile ilgili de bilgi veren Çelik, “Kurban kesmek hanifi mezhebinde vaciptir ve Şafii mezhebinde ise sünnet-i müekkede’dir. Ama kurban Peygamber Efendimizin ifadesiyle de gücü yeten herkesin bu vecibeyi yerine getirdiği bir ibadettir. Kurban Allah'a (Celle Celaluhu) yakınlaşma anlamındadır. Bu Kur’an-ı Kerim’de de birçok şekilde ifade ediliyor. Onların ne etleri ve ne de kanları Allah’a ulaşır ve Allah’a ulaşacak olan sizin takvanızdır.’ buyurmaktadır. Yani Allah'a (Celle Celaluhu) ‘Sizin kulluk niyetiniz, samimiyetiniz, takvanız, ihlâsınız ulaşır, kurbanları kesin fakire dağıtın, paylaşın afiyetle yiyiniz, takvanızı ve samimiyetinizi de koruyun’ şeklinde yorumlayabileceğimiz ilahi kelamda kurbanların Allah'a (Celle Celaluhu) ulaştıracak, yakınlaştıracak olduğu ifade edilmekte. Yine Kur’an-ı Kerim’de Hazreti İbrahim'in (Aleyhisselam) ifadesiyle ‘De ki; Şüphesiz benim namazım, ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir’ yani ‘Malı, mülkü veren Allah (Celle Celaluhu)’dur. Ben de Allah'ın (Celle Celaluhu) verdiğini Allah (Celle Celaluhu) için harcıyorum. Ben de Allah'ın (Celle Celaluhu) emirleri doğrultusunda yaşamaya, görevlerimi ve vazifelerimi yerine getirmeye çalışıyorum’ demektir. Onun için bizde kurban keserken, ‘Yarabbi senin verdiğin bütün nimetlere karşılık, hayatımı feda etmek yerindedir! Ama Yarabbi, sen bunu yasakladığın için benden bedel olarak kesmiş olduğum bu kurbanımı kabul eyle!’ diye niyet ederiz. Kurban bu yönüyle bir ibadettir. Bunun elbette hikmetleri vardır.”şeklinde konuştu.
“Kestiğimiz kurbanların etlerini fakirlerle ve çevremiz ile paylaşmalıyız”
Kurban Bayramında paylaşmanın önemine değinen Çelik, “Kestiğimiz kurbanların etlerini fakirlerle ve guraba ile çevremiz ile paylaşmalıyız. Et önemli bir temel gıda maddesidir. Et bulamayanlar var, bunu kabul etmek lazım. Dünyanın diğer ucunda bütün din kardeşlerimizin ve insanlığın bu temel ihtiyacı temin etmesi önemlidir. Onun için kurbanlarımızı sadece et yemek için değil paylaşmak, yedirmek için değerlendirmeliyiz. Yani yedirdiğimiz bizimdir.”diye konuştu.
“Kurban samimiyettir, ihlâstır ve takvadır”
Kurbanın, Hazreti İbrahim'in sadakati ve Hazreti İsmail'in de teslimiyeti olduğunu vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
Hazreti İbrahim (Aleyhisselam) bunu neden yapıyor? Allah'a verdiği sözünden dolayı yapıyor. Kurban ibadettir, samimiyettir, ihlâstır, takvadır, Allah'a (Celle Celaluhu) yakınlaşmadır. Kurban paylaşmadır, kardeşliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi ve dirliğimizi güçlendirmedir. Zaten kurban ile gelen bayram bizim iki büyük bayramlardan biridir. Kurban, Hac ile bağlantılıdır. Çünkü esas kurbanın farz olduğu ve Hazreti İbrahim (Aleyhisselam) ile gönderildi. Hazreti İbrahim’in (Aleyhisselam) hatırasının yenilendiği yerle Mekke’dir, Mina’dır ve Müzdelifedir. Hac ibadeti de oralarda yerine getirilmektedir. Onun için kurban ibadeti ile Hac ibadeti ile iç içe girmiştir. Hacılarımız orada kurban keserler biz de burada vacip olan kurbanlarımızı keseriz. Cenab-ı Hakk'a olan yakınlığımızı, takvamızı, samimiyetimizi ifade ederiz. Paylaşarak da bunun bir sosyal gücümüzün, kardeşlik gücümüzün pekişmesine ve artmasına yeniden ihya olmasına da vesile yaparız.” (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.