Müftü Taşçı: "Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir"
Cenab-ı Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de Mescid-i Aksa'dan bahsettiğini dile getiren Taşçı, "Mescidi Aksa denilince hemen aklımıza Kur'an-ı Kerim'in İsra suresinin birinci ayeti celilesi gelir. Cenabı Allah bu ayet-i celilede 'Kulu Muhammed'i gecenin bir kısmında Mekke'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki etrafını bereketli, mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya yürüten Allah'ın şanı pek yücedir.' buyuruyor. Mescidi Aksa'dan bahsederken 'Öyle bir mescid ki etrafını bereketli, mübarek kıldığımız, ayrı bir değer verdiğimiz Mescid-i Aksa'ya yürüten Allah'ın şanı pek yücedir.' buyurmak suretiyle Kur'an-ı Kerim'de Cenabı Allah Kudüs ve Mescidi Aksa'ya ayrı bir önem ve ehemmiyet verdiğini bizlere bildiriyor." dedi.
Hazreti Muhammed'in Müslümanların Kudüs'e sahip çıkması gerektiğini hadislerinde belirttiğini ifade eden Taşçı "Önderimiz ve rehberimiz sevgili Peygamberimiz (Aleyhissalatu vesselam) da Mescidi Aksa ile ilgili olarak 'Yolculuk meşakkatine katlanılacak üç mescit vardır: Birisi Mescid-i Haram ikincisi Medine-i münevvere'deki Mescid-i Nebevi ve üçüncüsü de Kudüs'teki Mescid-i Aksa.' Allah Resulü bize bu şekilde tavsiye etmek suretiyle kıyamete kadar Müslümanların ve Müminlerin Mescidi Aksa'yı ve Kudüs'ü yalnız bırakmamalarını bu hadisi şerifleri ile bizlere bildirmiş ve vurgulamış oluyor. Hayatta olduğunuz, imkânınız olduğu müddetçe Mescid-i Aksa'yı asla yalnız bırakmayın. Bu hadis-i şerif ve buradan alacağımız en önemli derslerin başında bu gelir." ifadelerini kullandı.
"Mescid-i Aksa'yı kirli ayaklar çiğnerken ben nasıl uyuyabilirim"
Müslümanların Hazreti Muhammed'in müjdesine nail olmak için İstanbul'u fethetme gayreti gibi bir gayretle Kudüs'ü sahiplenmesi gerektiğini ifade eden Taşçı, "İslam'ın ilk yıllarından itibaren günümüze kadar ve inşallah günümüzden de kıyamete kadar inananlar ve Müslümanlar Mescid-i Aksa'ya ve Kudüs'e ayrı bir ehemmiyet vermişler. Peygamber Efendimizin müjdesine nail olabilmek için asr-ı saadet'ten, Fatih Sultan Mehmet'e kadar İstanbul'u fethetmek için nasıl mücadele vermişse Müslümanlar ve Müslüman yöneticiler de aynı şekilde Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Kudüs'le ilgili de öyle olmalı. Selahattin Eyyubi Kudüs'ün kaybedince gözlerine uyku girmez. Odasındaki mum sönmez. Hizmetçisi 'Hünkarım neden yatmıyorsunuz?' dediği zaman Selahattin Eyyubi 'Kudüs haçlıların elindeyken, Kudüs zulüm altındayken, Mescidi Aksa'yı kirli ayaklar çiğnerken ben nasıl uyuyabilirim.' demek suretiyle bize de aslında bir ruh üflenmiş oluyor. Ve bizim de bugün Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın yaşamış olduğu zulümleri hiçbir zaman unutmamamız ve bir an önce Mescidi Aksa'yı ve Kudüs'ü hakiki hürriyetine kavuşturma mücadelesi vermemiz gerektiğini de bize öğretmiş oluyor." şeklinde konuştu.
Selahattin Eyyubi'nin 1187'de Kudüs'ü yeniden fethederken Yahudiler gibi kan dökmediğini ve merhametle yaklaştığını vurgulayan Taşçı, "Selahaddin Eyyubi Kudüs'ü fethettiği zaman onların yaptığı gibi değil de onlara herhangi bir zarar gelmemesi, ölmemeleri için kansız, silahsız bir şekilde şehri teslim almak için onlara 40 gün mühlet verdiğini yine kitaplarda okuyoruz. Mescidi Aksa böyle inişli, çıkışlı çok günler geçirdi. 13. yüzyıldan 19. yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı'nın hakimiyeti altına girince o topraklar, Cenabı Allah'ın etrafını mübarek kıldığı Mescid-i Aksa'nın bulunduğu topraklar en huzurlu, en müreffeh altın çağlarını Osmanlı'nın idaresi altında olduğu dönemlerde yaşamıştır." dedi.
"Yahudiler dünyanın her tarafında horlanırken ecdadımız bunlara sahip çıkmış"
Müslümanların zamanında Yahudilere sahip çıkmasına rağmen günümüzde onların İslam'ın kutsallarını çiğnemekte bir beis görmediğini ve Müslümanlara zulüm ettiğini vurgulayan Taşçı, "Yahudiler dünyanın her tarafında horlanırken, hakir görülürken, itilirken, kakılırken ecdadımız, Müslümanlar bunlara sahip çıkmış. Yani o derece ki Yahudiler o dönemlerde var olma mücadelesi veriyorlar. 1290 da İngiliz Kralı I. Edward İngiliz topraklarındaki Yahudilere sürgün cezası veriyor, İngiltere'den çıkarıyor. 1306'da Fransız Kralı aynı cezayı vermiş. 1498'de yine 12. Luis Yahudilere 'Ya bu ülkeyi terk edeceksiniz veya Hıristiyan olacaksınız.' şeklinde onlara iki tercih sunmuş. Yine Yahudileri engizisyon mahkemelerinde cayır cayır yanmaktan Kemal Reis komutasındaki Osmanlı donanması kurtarmış. Dönemin Sultanı 2. Beyazıt 1493'te Yahudilere insanca muamele edilmesini emreden ferman yayınlamıştır. Maalesef bugün gel gör ki Yahudiler Filistin'de, Kudüs'te Mescid-i Aksa'da yıllardır oradaki kardeşlerimize zulmetmekten, işkence etmekten, Mescid-i Aksa'nın harim-i ismetini çiğnemekte herhangi bir beis görmemektedir. Bu şekilde inananlara, oradaki Müslüman kardeşlerimize zulmetmektedirler." ifadelini kullandı.
Taşçı, son olarak "Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir. Biz inananlar için kırmızı çizgidir. Kudüs ve Mescid-i Aksa sevgili Peygamberimizin ve ilk Müslümanların ilk kıblesidir. Peygamber Efendimiz (Aleyhissalatu vesselam'ın) miraçgahıdır. Kudüs meşakkate katlanıp da yolculuk yapılabilecek üç mescitten biridir. Kudüs ve Mescid-i Aksa Peygamberler diyarıdır. Peygamberler kabristanıdır, Hazreti Ömer'in emanetidir. Yavuz'un, Kanuni'nin, Abdülhamit Han Hazretlerinin yadigarıdır. Müslümanlar olarak da bu haremimizi Yahudilere çiğnetmemekte kararlıyız. Mescid-i Aksa'nın da içinde bulunduğu Kudüs Müslümanlarındır. Filistin'in ebedi ve ezeli başkentidir ve böyle olmaya da inşallah devam edecektir." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.