Mustazaflar Cemiyetinden 'Hicri Yeni Yıl' mesajı
Mustazaflar Cemiyeti Genel Merkezi tarafından 'Hicri Yeni Yıl' münasebetiyle bir mesaj yayımlandı.
"Şüphesiz insanlık tarihinde nice önemli olaylar meydana gelmiştir. Tarih boyunca meydan gelen bu olayların sebepleri ve sonuçları üzerinde de çok şeyler söylene gelmiştir. İşte bu olayların en önemlilerinden biri de insanlığın hak, adalet ve Allah’a kulluk tarihinde mümtaz bir yere sahip olan Hz. Muhammed (sav)’in Mekke’den Medine’ye hicret etmesi olayıdır." denilen mesajda, şu ifadelere yer verildi:
"Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın insanlığa göndermiş olduğu son hidayet rehberi olan Hz. Muhammed (sav), Mekke’de yapmış olduğu tebliğ çalışmaları sonucunda kavmi olan Kureyş’in şiddetli bir şekilde küfürde mukavemeti ile karşılaşarak daveti yalanlandığı gibi kendisi en başta olmak üzere kendisine tabi olan ilk Müslümanlar da ve bu uğurda sayısız işkence, hakaret, saldırıya uğramış; hatta Yasir ve Sümeyye işkence ile şehid edilmişlerdi.
"Mekke’den Medine’ye yapılan hicret tarihin seyrini değiştirdi"
Tüm bu hadiseler neticesinde eziyet ve işkence gören Müslümanlara emniyetli bir liman arayışı ve İslam davetinin özgürce yapılacağı bir mekânın belirlenmesinin parçası olarak ilk olarak bazı Müslümanlar Habeşistan’a hicret etmiştir. Ancak tarihin seyrini değiştiren asıl Hicret Mekke’den Medine’ye yapılmıştır. Medine’nin Hz Muhammed ve Müslümanlar için güveniler bir mekan olarak belirlenmesinden sonra en nihayetinde Miladi 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicret edilmiştir. Böylece birçok Peygamberin (hepsine selam olsun) yaşadığı hicret olayı Peygamber Efendimiz (sav)’in hayatında da kendini göstermiş oldu."
Mesajın sonunda ise 'Hicret'in mefhumuna ve günümüze taşıdığı misyona işaret edilerek şu ifadelere yer verildi:
"Hicretle birlikte Hz Muhammed öncülüğünde, nuru günümüze kadar gelip kıyamete kadar sürecek İslam davası daha gür bir şekilde haykırmaya başlanılmış; devrinin birçok müstekbir ve tağutunu devirmiş; tevhid hakikatine karşı savaşan devletler bile yerle bir edilerek yıkılmıştır.
Bu yönleriyle Hicret; Hakk ve batıl savaşında Hakk’ın durmak bilmeyen mücadelesinin sadece bir basamağıdır.
Hicret; Hak ve batıl savaşında batıla karşı savaşı sadece mekân değişikliğiyle sürdürmenin adıdır.
Hicret; Hakk’ın İslam’ın kendisine vurulan prangaları kırarak daha azimli bir şekilde direniş sahnesine daha güçlü çıkmasıdır.
Hicret; İslam’ın sadece gönüllere hasredilmeyecek derecede ulvi bir dava olduğu şuurunun en açık tezahürüdür.
Hicret; İslam davası uğruna gerektiğinde canlardan ve mallardan vazgeçerek amellerin sadece Allah rızası için olması gerektiğini gösteren en önemli sembollerdendir.
Hicret; esaret ve kölelik prangalarını kırarak, hak, adalet ve hürriyete göç etmenin sembolüdür.
Hicret; asla bir kaçış değildir. Hakk’ın batılı galebe etmesi için beslenen en büyük ümit ve yüce hedefleri gerçekleştirme azmidir.
Hicret; İslam davasının kendi iklimini bulma arayışıdır. Milli, dini hasletlerini, sahip olduğu kültürünü koruması için mücadele etmesidir.
Hicret; mücadeledir, hicret direniştir, ihlas ve samimiyettir. Davaları uğrunda gerektiğinde hicret etmeyi bilmeyenler er veya geç zillet libasını giyerler. “Melekler, kendilerine zulmettikleri bir durumda bulunurken canlarını aldıkları kimselere: “Siz ne iş yapmaktaydınız?” diyecekler. Onlar: “Biz yer yüzünde zayıf ve güçsüzdük” diye cevap verecekler. Melekler: “Allah’ın arzı geniş değil miydi, oraya hicret etseydiniz ya!” diyecekler. İşte bunların barınakları cehennemdir. Ona gidiş de ne kötü şeydir!” (Nisa, 4/97)
Bu duygu ve düşüncelerle Ümmetin hicri yeni yılını tebrik ediyoruz. Yüce Rabbimizin, Hicri Yeni Yılı Suriye’den Arakan’a İslam coğrafyasında akan Müslüman kanının durmasına vesile kılmasını umut ediyoruz." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.