Ne Aydınlık Ama!

Ne Aydınlık Ama!
Doğruhaber/Siyaset Gemisi Yazarı Hüseyin Kaya, Kemalistlerin övündüğü Atatürk'ün 1930'lu yılların aydınlık Türkiyesi'ni analiz etti.

“Kıraç” ne demek, biliyor musunuz?

Sözlükteki karşılığı şudur: “Verimsiz, susuz, ot yetişmeyen çorak yer”

Önce şunu belirtelim; bizim tarım ya da jeoloji konularına girmeye niyetimiz yok.

Kıraç diye bir şarkıcı var.

Yanlış anlaşılmasın, magazine girmeye de niyetimiz yok. Kendisine “sanatçı” denen bir “Kıraç” var, biz ondan ve yaptığı açıklamadan söz edeceğiz.

Bakın ne ilginç şeyler söylemiş:

“Anneyi sevmek gibi seviyorum ben Anadolu'yu. Koşulsuz. Başka nedenlerim de var tabi. Ben Atatürk'ün dediği gibi Türklerin en aşağı 7000 yıldır Anadolu'da olduğunu düşünüyorum. Ben Türk insanının, Türklerin, dünyayı aydınlatan güneş olduğunu biliyorum. Dünyayı aydınlatan güneş, dünyaya medeniyeti getiren ülkedir, Türkler ve Türkiye.”

“Böyle saçma görüş olur mu?” dediğinizi duyar gibi oluyorum; ama inanın bana bu görüşlerin cumhuriyet tarihinde bilim kılıfı giydirilmiş bir mesnedi var.

Başka şeyler de söylüyor Kıraç:

“Atatürk'ün Türkiyesi, 1930'lu yılların aydınlık Türkiye'sini istiyorum..”

Evet, evet, 1930'lu yıllar ve aydınlık Türkiye!

“Sanıkların idamına, tanıkların bilahare dinlenmesine” şeklinde kararlar verilen İstiklal Mahkemelerinin yürürlükte olduğu, Şark Islahat Planları ile sürgünlerin yaşandığı, Harf devrimi ile bir gecede milyonlarca insanın “cahil” seviyesine düşürüldüğü “aydınlık yıllar”dır 1930'lu yıllar.

Bütün dillerin Türkçe kaynaklı olduğu tezine dayanan “Güneş dil teorisi”nin yürürlüğe konduğu, kafatası ölçümlerinin yapıldığı aydınlık yıllar…

1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesinden kafatası ölçümlerine dair “aydınlatıcı” bir örnek sunalım:

“Dahi San'atkarın Kafası Mezarından Çıkarıldı

Süleymaniye'de büyük Türk mimarı Sinan'ın mezarında araştırmalar yapılmış, Mimar Sinan'ın kafatası sağlam ve bozulmamış olarak bulunmuştur.

Koca dâhinin kafatası üzerinde yapılan tetkikat, büyük Mimarın yalnız kültür itibariyle değil, ırk noktasından da Türk olduğunu göstermiştir.

Türkler ırk itibariyle Brakisefal, yani yassı yuvarlak kafalıdır. Mimar Sinan'ın kafasının muayenesinde bu büyük başın da Brakisefal olduğu meydana çıkmıştır.”

Bana hak verirsiniz ki, 1930'lu yılların “aydınlık Türkiye”sini ancak “Kıraç zihniyetli” biri isteyebilir. Nitekim adam da zaten nerelerde yaşadığını, hangi modda olduğunu ortaya koyuyor.

Bakın şair bu tipleri nasıl tanımlıyor:

“İnsanlar,

Hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır

O ferah ve delişmen birçok alınlarda

Betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır”

Kaynak:Doğruhaber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.