ÖĞ-DER'den büyükelçiliklere "Dünya Barışı İçin Bir Adım At" mektubu

ÖĞ-DER'den büyükelçiliklere "Dünya Barışı İçin Bir Adım At" mektubu
Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER), 50 civarında büyükelçiliğe mektup göndererek, işgal rejiminin Filistin'e yönelik planlarının tehlikesi konusunda uyarıda bulundu.

 

Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Genel Merkezi tarafından aralarında İran, Suudi Arabistan, Filistin, Lübnan, Kosova, Mısır, Irak, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Pakistan'ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 50 ülkenin büyükelçiliklerine 'Dünya Barışı İçin Bir Adım At' sloganıyla hazırlanan mektuplar gönderildi.

Ankara'nın Çankaya ilçesinin Balgat semtinde bulunan Barış Manço Caddesindeki PTT şubesinde toplanan ÖĞ-DER yönetim kurulu, hazırlanan mektupları büyükelçiliklere gönderdikten sonra PTT çıkında basına açıklaması yaptı.

Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Genel Başkanı Numan Gökmen, yaptığı kısa bir açıklamanın ardından büyükelçiliklere hazırlanan mektubu okudu.

Büyükelçiliklere gönderilen mektup şu şekilde:

"Sayın Büyükelçi,

Umarım sağlık ve afiyet içerisindesinizdir. Zira bu günümüzde sağlık ve afiyet içerisinde olabilmek en önemli husustur.

Sizlerin de bildiği üzere dünya gündemi Filistin’deki savaştır. İsrailin 75 yıldır süren ve dört aya yakındır artarak devam eden saldırıları, bu gündemin ana konusudur. Bu süre zarfında israilin Filistin halkına uyguladığı soykırım niteliğindeki hunharca saldırıları bir insan olarak bizleri derinden etkilediği gibi sizleri de etkilediğini düşünüyoruz. Herkes yalan söyleyebilir ve her şey yanıltabilir ama 1948'den beri Filistin'in topraklarını gösteren harita asla yalan söylemez, yanıltmaz. Nitekim haritalar israilin devamlı toprak gasp ederek işgalci olduğunu açıkça göstermektedir. Ümit ediyoruz ki bu saldırılar durdurulur; en kısa sürede barış sağlanır ve Filistinliler başta olmak üzere dünya halkları kendi topraklarında huzur içinde yaşama haklarına kavuşurlar.

Peki biz bu mektubu size neden yazıyoruz?

İsrailin her türlü uluslararası hukuku hiçe sayıp kendince oluşturduğu bahaneyi sebep sayarak işlediği insanlık suçuna ülkenizin de sessiz kaldığını hatırlatmak içindir. Kendilerini zafere veya şehadete adamış insanların karşısında israilin bu savaşı kazanamayacağı aşikardır. Bu noktada, zaman kaybetmeden barışın sağlanması için çaba göstermeye başlamanız şahsınızı ve ülkenizi yaşanan bu soykırımın dolaylı ortağı olarak anılmaktan kurtaracağına inanıyoruz.

Milli Görüş Lideri ve 54. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın şu sözü çok manidardır. 'Bizim davamız İslam'dır. Bu dava için çalışmak herkese nasip olmaz. İster gecenizi gündüzünüze katıp çalışın ister çalışmayın, bu hak davanın başarısını ne bir gün öne alabilirsiniz nede geciktirebilirsiniz. Bütün mesele bu şerefli davada nasıl bir imtihan vereceğimizdir.' Yukarıda da ifade edildiği gibi İslam ve Kudüs davası hak davadır ve kazananı mutlaka Filistinli Müslüman kardeşlerimiz olacaktır. Hiçbir zerrenin kaybolmadığı o gün, bu cihad için aşikar veya gizli ne yapmışsanız o önünüze çıkacaktır.

Bebek, çocuk, kadın ve masum sivillerin vahşice katledilmesine devam edilirken bu savaşta mücahitlerin kazanması için bir şey yapılmadığına üzülerek şahid oluyoruz. Eğitimciler olarak ifade ediyoruz ki, bu durumun böyle devam etmesi, dolaylı olarak israile destek vermiş olmanın ülkenize yaşatacağı ekonomik ve sosyal sorunlar daha sonra çocuklarınızın 'israil zaliminin ortağı soykırımcı' ithamlarının muhatabı olarak yaşayabileceği vicdan azabı karşısında çok önemsiz kalacaktır.

Sizlerin de şahit olduğu üzere Müslüman olsun veya olmasın tüm dünya halklarının israili bu konuda suçlamaları ve lanetlemeleri bu işin mutlaka ve mutlaka işgal kuvvetlerinin aleyhine sonuçlanacağını göstermektedir. Dünya halklarının bu sabırlı uyarılarını dikkate almanız ülkenizin ve tüm dünya ülkelerinin faydasına olacaktır. Halklar üç ayı aşkın süredir üzerine düşeni layıkıyla yapmıştır. Bu miting ve yürüyüşlerdeki samimi insanların duası Hamas mücahitlerinin Allah (cc) yolundaki cihadını zafere ulaştırırken, İslam ülkeleri yöneticilerinin etkin kararlar alamaması yüzünden işgalci katil pisliklerin cesaretini artırarak şiddeti çoğaltmaktadır.

Bir eksik var; o da halkların isteklerine uygun idarecilerin harekete geçmesi. Sıra artık temsilcisi olduğunuz devlet yöneticilerinizdedir. Halkın bireysel yaptığı boykotların yanı sıra müslüman ülkeler önce işgalci israilden başlamak üzere sırasıyla ABD, AB ve israili destekleyen diğer ülkelere ticari başta olmak üzere her alanda etkin ambargolar başlatmalıdır. Diğer bir seçenek ise Güney Afrika Cumhuriyeti gibi israile karşı dava açmak veya açılan davaya destek vermek. Bunların yapılmaması halinde Tevbe suresi 24. Ayetin tecellisini beklemek en büyük acizlik olacaktır. 'De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu gerçekleştirinceye kadar bekleyin. Allah günaha saplanmış kimseleri hidayete erdirmez.' (Tevbe 24)

Sayın Büyükelçi,

Başta ülkeniz olmak üzere tüm dünyanın selamete ulaşması için bu tarihi ve insani sorumluluğun gereğini yerine getirmede tereddüt göstermeyeceğinize inanıyoruz.

İyi dileklerimizle…"

Güney Afrika Cumhuriyeti ile Yemen'e mektup gönderilmediğini belirtilen açıklamada Yemen ile Güney Afrika Cumhuriyeti'ne teşekkür için ayriyeten mesaj gönderileceği belirtildi. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.