ÖNDER'den 28 Şubat sergisi ve söyleşisi

ÖNDER'den 28 Şubat sergisi ve söyleşisi
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği, 28 Şubat'ın 27'nci yıldönümü münasebetiyle "Şubat Hep 28" başlığıyla bir fotoğraf sergisi ve tanıkların dilinden o günlerin anlatıldığı bir program düzenledi.

 

ÖNDER Genel Merkezi'nde düzenlenen program kapsamında o dönemi anlatan fotoğraf sergisinin yanı sıra 28 Şubat zulmüne şahitlik edenlerin dilinden yaşanan mağduriyetler anlatıldı.

Programın açılışında konuşan ÖNDER Genel Başkanı Abdullah Ceylan, "Bugün itibariyle o sürecin üzerinden 27 yıl geçti. O günleri konuşmak anlamak bir hatıra gibi geliyor. Anıları ve hatıraları konuştuğumuz bir başlık aslında. O döneme gittiğimizde o dönem yaşanan acılar zihinlerimizde ve gönüllümüzde bıraktığı izler bambaşkaydı. Bugünün Türkiye'sinde bunları konuşmak kolay. Ancak zor günde zor işler başaran abilerin ve ablaların hatıralarını da yad etmek istiyoruz. 28 Şubat'ın üzerinden çeyrek asır geçti. Çok ciddi acılar, mağduriyetler, hatıralar ve derin izler bıraktı hayatlarımızda. 28 Şubat, bizim için Türkiye'nin yüz yıllık tarihinde önemli bir kırılma noktasıydı. O donemin siyasi sonuçlarını konuşuyoruz ama günün sonuna baktığımızda psikolojik, ekonomik olarak ve eğitim camiası acısından çok önemli sonuçları vardı. 28 Şubat'ın bugünü belirleyen çok önemli çıktıları oldu. O dönemin en büyük mağduru olan imam hatip okullarını dünüyle bu günüyle ve geleceğiyle konuşacağız. Sadece 28 Şubat'a takılı kalmadan bu günleri ve Türkiye'nin yeni yüzyıllarını da konuşacağız. Ülkemiz bir daha bu tür badireleri yaşamasını istemiyoruz. Ülkemizdeki eğitim camiası ve gençlerimiz açısından geleceklerine ket vuracak, hiçbir engele takılıp kalmasın. Yolumuzu, bahtımızı, önümüzü kapatacak hiçbir engelin bir daha karşımıza çıkmasını istemiyoruz." dedi.

O günlerde şahit olduğu bazı olaylarla ilgili konuşan Şair Ahmet Mercan, "Darbede köfteciler bile taraf olma zorunda kaldı. Yayınlanan bir liste vardı ve 'yeşil olan sermaye ile yeşil olmayan sermaye' diye psikolojik baskıya maruz kalan büyük bir kesim vardı. Üniversitede kız gidip okulun önünde yasak ile karşılaşıyor. Başörtüsü serbestiyeti için bir komisyon kurduk. 28 Şubat süreci geldiğinde bu komisyon başörtüsünü avunma komisyonuna dönüştü. Ogün 18 madde yayımlandı.  O maddeler hükümetten bir cadı avı başlatmasını istiyordu. Sadece başörtüsü değil ordudaki dindar insanları, camilerde vaaz verenleri, Kur'an Kurslarını, imam hatipleri, üniversiteden başlayarak ortaokula kadar adım adım yürüdüler. Ticari piyasadan tüm dindarların kazınmasını öngörüyordu. Din ile böyle mücadele ediyorlardı. O dönemde baskılara boyun eğilemezdi. Mazlumun evine çekilip oturmaması gerekiyordu. Herkes birer aktivist olmalıydı. MAZLUMDER, ÖNDER ve birçok dernek ortak çalışmalar yapıyordu. Dört taraflı bir mücadele ortaya koyuyorduk. Bunlardan birisi hukuki mücadeleydi. Yapılan haksızlığı tespit edip buna ilişkin avukat yönlendiriyorduk. 24 saat yönlendirilecek avukatlarımız vardı. 200 kadar avukat İstanbul'un değişik bölgelerinde hazır halde ihbar bekliyordu." diye konuştu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.