Pew Research Center’in mülteciler raporu
Mülteci sayısı, Avrupa Birliği'nin en gelişmiş ülkelerinden İngiltere'nin nüfusundan daha fazla bir sayı demektir. Maalesef son yıllarda avare edilmiş, ev ve yurdunu kaybetmiş insan sayısı giderek artıyor. Özellikle Afganistan işgali, Irak İşgali, Irak ile Suriye’ye dayatılan tekfirci terörizm, Yemen Halkına karşı Suudi krallık rejiminin yaptığı vahşi saldırılar ve katliamlar, Ortadoğu'daki savaşlar ve krizler, NATO’nun Libya saldırısı ve işgaliyle parçalanması ve dayatılan terörizm ve iç savaşlar, mülteci sayısını arttırmaktadır. Günümüzde ortalama her üç dakika da bir kişi yurdunu terk etmek zorunda kalıyor. İlk defa bu kadar çok insan yurtsuz kalmış bulunuyor. savaşlar ve terör saldırılarının en mağdurlarının bebek, çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşuyor. Mültecilerin yarıdan fazlası 18 yaşın altındaki çocuklar. 12 yaşın altında olanların oranı ise yüzde 40’ı geçiyor. Ergenlik çağındaki gençler, savaştıkları için çatışma alanlarını yani yurtlarını terk etmiyorlar.
Göçler bölgelere göre dönemsel olarak değişmektedir. Örneğin amerika destekli Latin Amerika'da askeri darbeler ve savaşlar olduğunda orada da evlerini terk eden çok kişi oldu. Afrika'da kongo'da büyük bir iç savaş yaşandı. O zaman da çok fazla kişi ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bugün Ortadoğu ülkelerine dayatılan işgaller, savaşalar ve terörizm’den doğan güvensizlikler ve iç karışıklıklar, çevre kirlenmesi, kuraklık gibi olaylardan dolayı göçler yaşanıyor. Göç Veren ülkelerde insanlar
Yoksulluktan kurtulmak amacıyla göçe etme zorunda kalıyorlar. Söz konusu ülkelerde sömürgeci güçlerin işgal ve yağmalamaları sonucu yoksulluk ve az gelişmişlik ile birlikte demokrasinin olmaması göç dalgasını yükseltmektedir. Latin Amerika, Afrika, Uzak Doğu'da Burma'da ve Çin'de pek çok insan farklı sebeplerden ötürü göç etti. Ortadoğu'da ise ırkçı İsrail rejiminin Filistin topraklarını işgal etmesi, Filistinlilere katliam ve sürgün dayatması sonucu, milyonlarca Filistinli mülteci hayat yaşamaktadır. Suriye’deki tekfirci terörizm ve iç savaş ise milyonlarca Suriye’nin komşu ülkelere ve Avrupa’ya sığınmalarına yahut ülke içinde mülteci duruma düşmelerine sebep olmaktadır.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi; günümüzde dünyada sayısı 60 milyondan fazla insan yerlerinden edildiğini, Her gün bir başka mülteci dramı, çaresizce şiddetten kaçmaya çalışırken hayatlarını kaybeden çocuklar, anneler ve babaların dramıyla karşılaşıldığını, 40 milyon insanın ülkeleri içinde avare edildiğini; Bu trajik arka planda, sığınma ve göç konularında ayrılık yaratan siyasi söylem ve rahatsız edici düzeylerdeki “ksenofobi-Yabancı düşmanlığı-ile birlikte savaş ya da zulümde kaçmak zorunda kalan insanları koruyan uluslararası anlaşmaların tehdit edildiğini mülteci Yükünü paylaşımı yerine, sınırların kapandığını, siyasi karar yerine ise siyasi felç durumu yaşandığını söyledi. AB ülkelerindeki bazı ülkelerin aşırı milliyetçi tutumu, üye ülkelerin mültecileri kabul kapasitelerinin farklı olması ve siyasi ihtilafları, mültecilerin içine sızmış olan tekfirci teröristlerden duyulan korku, mültecilere kapılarını kapatmalarına sebep olmaktadır. Dünya’daki adaletsizlik, sömürgecilik, savaş ve terörizme karşı etkin mücadele ve dayanışma gerçekleşmediği, zenginlikler sosyal eşitlikçi paylaşımı yapılmadığı müddetçe, mülteci sorunu ve insani facialar önlenemeyecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.