PKK'nın 'Hacı Mehmet Uğurtay' suikastının üzerinden 7 yıl geçti
İslam'a ve Resulullah'ın sünnetine sıkı sıkıya bağlılığı ile bilinen Hacı Mehmet Uğurtay, Géra Cafer köyündeki çocukları getirdiği okulun önünde, öğrencileri beklerken 2 PKK mensubunun silahlarından çıkan kurşunların hedefi oldu.
Minibüsün içinde telefonla konuşurken saldırıya uğrayan Uğurtay, başına aldığı kurşunla ağır yaralandı.
Okul öğretmenleri ve çevredeki vatandaşlar tarafından Dargeçit Devlet Hastanesine kaldırılan Uğurtay (57), burada yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Katledilişin 7’inci yılında özlemle yad edilen Uğurtay, önceki dönemlerde Gêra Cafer köyünde muhtarlık yapmış ve çevresinde dindar kişiliğiyle biliniyordu.
Ömrünü İslam'a hizmet ve İslam düşmanlarıyla mücadele ile geçiren Hacı Mehmet Uğurtay, ardından iki gözü yaşlı eş ve 16 yetim bıraktı.
Ailesi, geçmişte İLKHA'ya yaptığı açıklamada, Uğurtay'ın ömrü boyunca PKK'ye karşı verdiği mücadeleye dikkat çekmişlerdi.
Ailesi, Uğurtay'ın herkes tarafından sevildiği için 17 yıl boyunca muhtarlık görevini yürüttüğünü ve onun, köyün tüm ihtiyaçlarını çözüp karşılamaya çalıştığını ifade etmişti.
Uğurtay'ın, herkes tarafından sevilen ve güvenilen bir şahsiyet olduğunu söyleyen ailesi, ayrıca köyde ilim tahsil eden öğrencilere de yardımını eksik etmediğini kaydetmişti.
Ailesi, PKK'nin, bölge halkını İslam'dan ve ahlaki değerlerden uzaklaştırmaya çalıştığı için Uğurtay'ın büyük mücadele verdiğini anlatmıştı.
PKK'nın Géra Cafer zulmü ilk değil
PKK, Uğurtay suikastından önce de Géra Cafer köyünde bir çok zülüm işlemişti.
Kendisine benzemeyen insanlara hayat hakkı tanımayan PKK, Géra Cafer’de farklı zamanlarda tam 14 kişiyi katletmişti. Bazı köylülerin parmaklarını keserek işkence yapan PKK, 10-11 yaşındaki öğrencileri dahi kurşuna dizmekten çekinmedi.
1991'de CHP’nin o günkü varisi SHP ile PKK’nin kurmuş olduğu HEP, seçim ittifakı yapmıştı. Bir gece Géra Cafer’e gelen silahlı PKK'liler, köylüleri toplamış ve onlara ültimatom vermişti. PKK mensupları, köylülere hitaben “Bize düzenli olarak para vereceksiniz, her aileden en az bir çocuğu dağa göndereceksiniz ve SHP/HEP’e oy vereceksiniz…” demiş, bunun üzerine ayağa kalkan Mehmet Uğurtay, PKK’lilere “Siz kimsiniz eşkıya mısınız? Size ne para vereceğiz ne çocuklarımız size vereceğiz ne de partinize oy vereceğiz.” karşılığını vermişti. Bunun üzerine kaçırılan Uğurtay, kendi imkanları ile ikinci gün PKK'nin elinden kaçarak kurtulabilmişti.
Molla Abdurrahman'ı hunharca katlettiler
Öte yandan verdiği hutbelerde PKK’yi övmeyen Molla Abdurrhaman Kaya da PKK tarafından Géra Cafer’e 15 kilo metre uzaklıktaki Heştwan(Çalışkan) köyünde hunharca katledimişti. Aslen Géra Caferli olan Kaya’nın evi bir gece PKK tarafından basılmış ve Molla Abdurrahman’ın parmaklarını kesen PKK mensupları, saatlerce işkence yaptıktan sonra onu kurşunlayarak katletmişlerdi. Hamile eşinin yanında katledilen Kaya’nın cesedi sabaha kadar dışarıda bekletilmiş PKK’liler, köylülerin cenazeyi kaldırmalarına dahi izin vermemişlerdi.
İmamları ve alimleri hedef alan PKK o günlerde yine Géra Cafer’e yakın olan Zéwuké (Çavuşlu) köyünde imamlık yapan Molla Ramazan’ı, sırtını cami duvarına dayayarak kurşuna dizmişlerdi.
Molla Abdurrahman’ın işkence edilerek katledilmesi Géra Cafer köyünde büyük bir infiale neden olmuş, bu olay halkın PKK’dan nefret etmesine vesile olmuştu.
PKK’nin baskı ve zulümlerine dayanamayan köylüler kendilerini korumak için devletin koruculuk teklifini kabul etmek zorunda kalmışlardı.
Dağlık ve kayalık bir alanda kurulu olan Géra Cafer köyüne sık sık saldıran PKK köylülerin sert karşılığı ile her defasında geri çekilmek zorunda kalmıştı. Köyün içine sızamayan eşkıya köy yollarına pusu kurarak çok sayıda Géra Caferliyi katletmişti.
Kanlı pusular ve mayınlı saldırılar
1994 yılında Géra Cafer yoluna pusu kuran PKK mensupları, yaya olarak köylerine giden köylülere ağır silahlarla saldırdı. Olayda Beşir Tokdemir, Mahmut Kaya, Hasan Orhan, Hüseyin Orhan ve Ramazan Orhan katledildi.
Defalarca köy yoluna mayın döşeyen PKK’lilerin saldırılarında Beşir Ulaş, Selim Orhan ve 11 yaşındaki M. Ali Tokdemir vefat etmişti. Batman’da okul okuyan Nusrettin Çiçek ise 1995 yılında köyüne giderken PKK mensupları tarafından kaçırılmış ve bir daha kendisinden haber alınamamıştı.
PKK’nin saldırıları sırasında çok sayıda köylü sakat kalmış bazı köylüler ise şarapnel parçaları nedeniyle gözlerini kaybetmişti.
Kuşatma ve açlık
Géra Cafer’i muhasara altında tutan PKK, köye giriş-çıkışlara engel olmuş, köylüler açlıktan ölecek dereceye gelmişti. PKK’nin kuşatmasını kırabilen köylüler Dargeçit’e geldiğinde PKK’nin tehdit ettiği esnaftan parayla dahi gıda maddeleri alamıyorlardı. Bin bir güçlükle Midyat’a ulaşan köylüler, buradan aldıkları yiyecekleri köylerine götürebiliyorlardı. Bu sıralarda da çoğu zaman PKK’nin silahlı saldırısına uğruyorlardı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.