Prof. Dr. Yıldırım'dan "Covid-19'a yönelik tedbirlerin ciddiye alınması" uyarısı
Tüm dünyayı etkisi altına alan ve birçok ülkede ikinci dalganın yaşandığı yeni tip Coronavirus (Covid-19) pandemisi Türkiye’de son zamanlarda yeniden artışa geçti.
Dün Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye genelinde Covid-19 salgının arttığına dikkat çekti.
İstanbul, Kocaeli, Bursa ve İzmir'de 3’üncü zirve yaşandığını, son hafta içinde yüzde 50'nin üzerinde vaka artışı olan 15 ilin olduğunu ve Gaziantep’in de aralarında yer aldığı bazı illerde hastanelerdeki hasta yoğunluğuna dikkat çeken Bakan Koca, vatandaşları kurallara uymaları konusunda uyardı.
Türkiye genelinde artan vakaların nedenini, alınan yeni tedbirleri ve hastanelerdeki son durumu İLKHA’ya değerlendiren Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Cuma Yıldırım, Türkiye genelinde Covid-19 pandemisinde ikinci dalganın yaşandığına dikkat çekti.
Hem vaka hem hastaneye yatan hasta hem de yoğun bakım ihtiyacı olan hasta sayısında ciddi artışın yaşandığına dikkat çeken Yıldırım, “Covid-19 virüsünün şakası yoktur.” diyerek vatandaşlara Covid-19 hastalığını ve önerilen tedbirleri ciddiye almaları uyarısında bulundu.
Özellikle kış mevsiminin gelmesi ve griple salgının kendini daha çok gösterdiğine dikkat çeken Yıldırım, maske, mesafe ve hijyenin önemini hatırlattı.
Dünyada ve Türkiye’de vaka artışlarının hız kesmeden devam ettiğini vurgulayan Yıldırım, “Covid-19 vakalarının artmasının önemli nedenlerinden bir tanesi kış mevsiminin gelmesi ve havaların iyice soğumasıdır. Hem gribal enfeksiyon hastalıkları artıyor hem de Covid-19’un bulaşıcılık veya hasta yapıcılığından dolayı vakalarda artış meydana geliyor. Bunun yanında kış mevsiminin gelmesiyle birlikte insanların açık alanlardan ziyade daha fazla kapalı alanlarda yaşamını devam ettirmesinden dolayı vaka sayıları daha da fazla artıyor.” dedi.
“Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte pik gerçekleşti”
Sağlık camiası olarak Covid-19 salgınında böyle bir pik beklediklerini belirten Yıldırım, “Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte bu pik gerçekleşti. Dünya genelinde bir artış var. Hem yoğun bakım ünitelerinde hem vaka oranlarında hem de ölüm oranlarında bir yükselme var. Ülkemizde de ne yazık ki istemediğimiz bir şekilde yoğun bakım ünitelerindeki hasta sayısında, vaka ve ölüm oranlarında bir artış gerçekleşti.” ifadelerini kullandı.
“Gaziantep’te Covid-19 vakalarındaki artış istediğimiz bir durum değil”
Vakaların artmasıyla birlikte alınan yeni tedbirlerin sonucunun ileriki günlerde görüleceğini belirten Yıldırım, “Bu tedbirlerle birlikte vaka sayısında önümüzdeki 10-15 gün içerisinde bir azalma olmasını bekliyoruz. Şu anda oldukça fazla vakamız var. Sağlık Bakanı'mızın yapmış olduğu açıklamada da ülke genelinde artan vakaların olduğunu biliyoruz. Hastanemizde ve şehrimizde bunu bizatihi yaşıyoruz. Gaziantep’te Covid-19 vakalarında bir artış olması çok şansız bir durum, bu bizim arzu ettiğimiz ve istediğimiz bir durum değil.” şeklinde konuştu.
“Aile fertleri genelde birbirlerine bu hastalığı bulaştırıyor”
Maske, mesafe ve hijyenin önemini hatırlatan Yıldırım, “Virüsten korunmada en önemli üç kuralımız olan maske, mesafe ve temizlik konusunda çok iyi bir imtihan veremediğimiz sonucu ortaya çıkıyor. Yaşam alanları kısıtlandı ama artan vakalar kendi ev alanlarımızda bazı özel yaşam alanlarında veya toplu yaşam alışkanlıklarımızı, bazı özel törenlerimizi iptal etmediğimizi, bunları devam ettirdiğimizi gösteriyor. Çünkü filyasyon çalışmalarında, klinik tecrübelerimizde bulaşmalar genelde aile içerisinde oluyor. Aile fertleri genelde birbirlerine bu hastalığı bulaştırıyor. Dolayısıyla aile içi görüşmeler, toplantılar ve törenler vakalardaki artışın en büyük kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Gaziantep’in sosyo-demografik karakterinin de bu durumda büyük bir özelliği var. Gaziantep bir endüstri, sanayi ve sınır şehridir. Dolayısıyla çok hareketli bir nüfusa sahibiz. Bu kadar hareketli nüfusun olduğu bir yerde de bulaşın ve hastalığın yayılmasının bir miktar daha yüksek olması aslında beklenen bir durum.” diye konuştu.
“Pandemiye inanmamayı yaymak bir toplum suçudur ve kul hakkıdır”
Covid-19 virüsünün gözle görülen bir virüs olmadığını, “Bana bir şey olmaz.” algısının ve bu hastalığa inanmamanın çok yanlış olduğunun altını çizen Yıldırım, “Gözle görmediğimiz bir düşmanla mücadele ediyoruz. Bu çok zor bir durum ama bu hastalığa inanmamak tek kelimeyle cehalettir. Bunu yaymak ve konuşmak bile çok büyük bir ayıptır. Biz medeni, eğitimli bir toplumuz, çok önemli bir coğrafya ve bölgede yapılanmış bir ülkeyiz. Böyle bir pandemiye inanmamayı yaymak bir toplum suçudur ve kul hakkıdır. Dolayısıyla bu bir toplumsal suçtur. Bu tabi ki çok üzücü bir durum.” dedi.
“Servisimde 30 doktorumdan 15’i Covid-19’dan dolayı tedavi görüyor”
Pandemi sürecinde maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyarak alınacak en önemli tedbirin Covid-19 hastalığına yakalanamamak olduğunu belirten Yıldırım, şunları söyledi:
“Bu süreçte hastalanmamak çok önemlidir. Bu hastalığa yakalandıktan sonra tedavi olmak inan ki çok zordur. Gelin yoğun bakımlardaki hastaların durumunu görün, bizim yaşadıklarımızı, personelimizin yaşadığı sıkıntıları görün. Şu an benim servisimde 30 doktorumdan 15’i Covid-19’dan dolayı tedavi görüyor. Nöbete bırakacak asistan ve doktor bulamıyorum. Bu insanların aileleri ve çocukları ile olan diyalogları tamamen kopuk. Emin olun kurallara uymamak insan hak ve hukukuna tecavüz etmektir. Bir insan kendi hayatına zarar verebilir, kanun önünde ya da Allah huzurunda bunun hesabını verir. Fakat bu hastalığı ciddiye almayanlar bir başkasına bulaştırdığında başkasının hakkına tecavüz etmiş oluyor. Başka insanların öksüz ve yetim kalmasına neden oluyor. Masum çocukların ölmesine aracılık etmiş oluyor. Bu da çok büyük bir toplumsal suçtur. Bu işin şakası yoktur ve bu çok ciddi bir durum. Lütfen istirham ediyorum; daha fazla canlar yanmasın, insanlar biraz daha özel hayatlarına, sosyal aktivitelerinden ve alışkanlıklarından fedakarlık etsinler. Emin olun bunu yapmazsak bu virüs bizi zorla bir yerlere mahkûm eder. Ya yoğun bakıma sokar ya hastanede izole eder bir yatağa sokar ya da direk kabre sokar. Zorla bizim izolasyonumuzu temin eder.”
“İnsanların bu hastalığa inanması gerekiyor”
Covid-19 vakalarının daha da artmasıyla yeni tedbirlerin alınabileceğini belirten Yıldırım, “Şu an alınan tedbirler çok yerinde tedbirlerdir. Bu alınan tedbirlerin ne kadar faydalı ve etkili olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak eğer vaka artışı devam ederse lokal yerlerde tedbirler alınabilir. Gaziantep bu illerden bir tanesidir. Eğer vakalar artarsa ek tedbirler alınabilir, alınması tavsiye edilebilir. Devlet ne gibi bir karar alır bilmiyoruz ama durum iyiye gitmiyor. Devlet ne kadar tedbir alırsa alsın insanlar bu tedbirleri çiğniyorsa alınan tedbirler çok etkili olmaz. Yasakları insanların beynine koymak lazım. İnsanların bu hastalığa inanması gerekiyor. Bir başkasının hakkına tecavüz etmemesi gerekiyor. Covid-19 testi pozitif olup da bu kuralları çiğneyen insanlara ek tedbirler veya yaptırımlar getirilebilir. Bu insanlar daha fazla izole edilebilir. Daha fazla hak mahrumiyetine gidilebilir. Çünkü bir kişinin sorumsuzluğu birçok kişinin hayatını kaybetmesine veya hasta olmasına neden olabiliyor.” diye konuştu.
“İnsanlar sadece bizim söylediklerimizi dinlemiyorlar”
Yıldırım, “Toplumu tamamen kapatmak, sosyal hayatı tamamen durdurmak bir çözüm değildir. Çünkü üç ay sonra bıraktığınız yerden insanlar tekrar devam ediyor. Sosyal hayatımızı yaşarken hayat tarzımızı değiştirmek, insanlara bunu öğretmek gerekiyor. Bu konuda belki sosyologları, psikologları toplum mühendislerini, PDR uzmanlarını ve reklamcıları bu sürece dahil etmek gerekiyor. Çünkü bunlar topluma iyi mesaj veren gruplardır. İletişim uzmanlarından bu konuda danışmanlık alınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü insanlar sadece bizim söylediklerimizi dinlemiyorlar. Biz bir şekilde derdimizi insanlara anlatamıyoruz.” şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.