Psikolog Saytekin: Kumar bağımlılığı giderek daha büyük bir sorun haline geliyor
Cep telefonları ve internet, kumar içeriklerine ulaşımı kolaylaştırdı. Özellikle lise çağındaki gençler, arkadaş çevresinin etkisiyle kumar sitelerine girebiliyor ve sosyal kabul görmek için riskli davranışlar sergileyebiliyor.
Kumar bağımlılığının bireylerin sosyal yaşamlarında ciddi olumsuz etkilere neden olduğunu vurgulayan Saytekin, gençlerin ve ebeveynlerin bu konuda daha bilinçli olması gerektiğini belirterek, teknoloji kullanımının da kontrol edilmesinin önemine dikkat çekti.
Kumar bağımlılığı nedir?
Kumar bağımlılığını "dürtü kontrol bozukluğu" olarak tanımlayan Saytekin, bu bağımlılığın kişinin hayatını nasıl derinden etkilediğini şu sözlerle anlattı:
"Kumar bağımlılığı, kişinin bütün hayatını olumsuz etkileyen ancak yine de durduramadığı bir davranış biçimidir. Beyindeki ödül merkezi harekete geçer ve kısa süreli bir haz hissi oluşur. Ancak bu haz, kişinin sorunlarını çözmez; aksine daha fazla kumar oynama ihtiyacı doğurur. Kumar bağımlılığı madde bağımlılığı ile benzer bir süreç izliyor. Beyindeki ödül sistemine yapılan etki, kişinin kontrolsüz bir şekilde kumar oynama isteği duymasına neden oluyor."
Kumar bağımlılığının belirtileri
Kumar bağımlılığının belirtilerine dikkat çeken Saytekin, bu durumun sosyal ve ailevi ilişkileri olumsuz etkilediğini ifade etti:
"Sürekli kumarı düşünme: Kişi, zihinsel olarak sürekli kumar oynama ile ilgili düşüncelerle meşgul olur.
Artan tolerans: Aynı heyecanı yaşayabilmek için giderek daha fazla miktarda para yatırma ihtiyacı duyar.
Kaybettiğini geri kazanma çabası: Kaybedilen parayı telafi etmek amacıyla daha fazla oynama isteği hisseder.
Sinirlilik ve huzursuzluk: Kumar oynayamadığında huzursuzluk ve sinirlilik gibi duygusal tepkiler gösterir.
Olumsuz duygularla baş edememe: Çaresizlik ve umutsuzluk gibi duygularla başa çıkmakta zorlanan birey, bu duygulardan kurtulmak için tekrar kumara yönelir."
Özellikle aile bireylerinin bu süreçten en çok etkilenen kişiler olduğunu belirten Saytekin, "Bağımlı birey, borçlarını ödemek için illegal yöntemlere bile başvurmayı düşünebilir. Bu noktada erken müdahale çok önemli," ifadelerini kullandı.
Bağımlılığın arkasındaki düşünce tuzakları
Kumar bağımlılığını tedavi etmeyi zorlaştıran bazı düşünce tuzakları olduğunu belirten Saytekin, bu yanlış algıların bireyin bağımlılığıyla yüzleşmesini engellediğini ve tedavi sürecini geciktirdiğini ifade etti.
Saytekin, kumar bağımlılarında sıkça görülen bu düşünceleri şu şekilde açıkladı:
"Birçok kişi, 'Bir kez daha oynayacağım ve bir daha oynamayacağım' ya da 'Bu sefer kazanacağım, kaybettiklerimi geri alacağım' gibi düşüncelerle kendini kandırır. Ayrıca, 'İstediğim zaman bırakabilirim; ben irade sahibi biriyim' şeklindeki inançlar da bağımlılıkla mücadeleyi zorlaştırır."
Bu tür düşüncelerin yanıltıcı olduğunu anlamanın tedavi sürecinin ilk adımı olduğunu belirten Saytekin, "Öncelikle bu düşüncelerin farkına varmak ve bunların yanıltıcı olduğunu kabul etmek gerekiyor," dedi.
Kumar bağımlılığı nasıl tedavi edilir?
Tedavi sürecinin genellikle üç aşamadan oluştuğunu belirten Saytekin, detayları şu şekilde aktardı:
"Öykü alımı ve psiko-eğitim: Kişinin bağımlılık öyküsünün detaylı bir şekilde alınmasıyla başlayan bu süreçte, psiko-eğitimle bağımlılıkla mücadele yöntemleri öğretilir. Beyindeki ödül sisteminin işleyişi ve bağımlılığın neden olduğu zorluklar hakkında bilgi verilerek, kişinin bu düşmanla başa çıkabilmesi sağlanır.
Yoksunluk dönemi ve destek: Tedavinin ikinci aşaması, yoksunluk belirtilerinin yoğun olduğu dönemi içerir. Bu süreçte kişi, huzursuzluk, anksiyete ve depresyon gibi durumlarla karşı karşıya kalabilir. Gerekirse ilaç tedavisiyle destek sağlanır.
Nüksü önleme ve sağlıklı davranış geliştirme: Son aşamada, kişinin tekrar kumar oynama isteği duyduğu anlarda başa çıkabileceği stratejiler geliştirilir. Spor yapmak, kitap okumak ve sosyal aktivitelerde bulunmak gibi sağlıklı alışkanlıklar kazandırılır."
Kumar bağımlılığının özellikle teknolojinin yaygınlaşmasıyla daha kolay erişilebilir hale geldiğini ifade eden Saytekin, gençlerin risk altında olduğuna dikkat çekti:
Saytekin, ebeveynlere çocuklarının internet kullanımını kontrol etmeleri ve arkadaş çevresi hakkında bilgi sahibi olmaları gerektiğini söyledi. "Ebeveynler, çocuklarının hangi sitelere girdiklerini bilmeli ve bu konuda farkındalık yaratmalıdır.” dedi.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.