Ramazan yine buruk bitiyor
Bugünlerde Ramazanı-Şerifin son günlerini yaşıyoruz. Peki, Ramazan'a girerken halimizi ve şimdiki halimizi düşündüğümüzde ne değişti? Ne kadar hayır işleri yaptık, ne kadar ibadet ettik, ne kadar Allah'a yalvardık ve ümmet için neler istedik? Ramazan rahmet ayı, biz ne kadar merhametli olduk birbirimize karşı? Neden İslam ümmeti bu zulümler altında Ramazan'ı geçiriyor hiç düşündünüz mü? Kendimi hatırladığım kadar Filistin israil ile var olmak için mücadele veriyor. Gazze'de Müslümanlar perişan ve her an israil'in saldırısından korkarak yaşamak zorunda kalıyor. Suriye'deki Müslümanları konuşmak bile gerekmiyor, öyle alıştık ki Suriye'de akıtılan kan kimseyi artık şaşırtmıyor. Şu anda gündem dünyanın en zengin ülkesi olan Katar'dır. Herkes Katar'ı konuşuyor ve Katar'a uygulanan ambargoyu konuşuyor. Bir an durup düşündüğümüzde Katar Gazze'deki, Suriye'deki, Yemen'deki, Afganistan'daki, Irak'taki zülüm altındaki Müslümanların hallerini gündemden düşürdü herkes devlet bazında Katar'a yardım etmek için kollarını sıvamış durumda. Öyle ilginç ki zor durumdaki Katar'lı işadamı Katar'ın süt ihtiyacını karşılamak için uçakla ülkesine inekleri getirecek. Türkiye, İran, Fas Katar'a temel gıda ihtiyaçlarını uçakla gönderiyor ve her şeyini karşılamak için hazırlar. Peki, Gazze'deki, Suriye'deki, Yemen'deki, Irak'taki ve diğer Afrika ülkelerindeki çok zor durumda olan ihtiyaç sahipleri Müslümanlara uçakla gıda ihtiyaçları göndermeyi hiç düşündüler mi acaba. Yoksa Katar onların durumuna düşmesin diye mi yapılıyor bunlar. Vardır elbette bildikleri bir şeyler. Ama düşündüğümde gerçekten çok tuhaf geliyor bana, Katar'ın bütçesi birkaç ülke eder, Katar'ın yurtdışına yaptıkları yatırımlar bile birkaç ülkenin bütçesinden daha fazla.
Müslümanlar çok düşünmeli. Son dönemde paraya daha çok önem vermeye başladık. Her şeyi parayla tartıyoruz ve her şeyin ekonomiye dayalı olduğuna düşünüyoruz. Katar meselesine de bazı çevreler parasal olarak yaklaşıyor. Asıl mesele Katar değil, Müslümanların önüne gelen yeni bir imtihandır. Katar'a verdiğimiz desteği Gazzeli Müslümanlara, Suriyeli Müslümanlara ve diğer bölgelerdeki Müslümanlara da vermemiz gerekiyor. Hem siyasi hem de ekonomi. Katar'daki Müslüman kardeşlerimiz ile Afganistan'daki Müslümanlarımızın da aynı olması gerekir. Tüm Müslümanlara eşit davranmak ve ihtiyaç durumuna göre öncelik tanımak zorundayız.
Körfez'de yaşanan krizin müsebbibi Suud Ailesine gelince ona bazılarının çok temkinli yaklaştıklarını görürüz. Çünkü onda da para var. Orta yolu bulmak ve bu krizi güzelce bertaraf etmek için uğraşıyorlar. Suud ailesinin dayandığı ABD'dir, Allah değildir. Allah'a dayanan böyle bir şey yapmaz. Irak'ta her türlü grubu destekledikleri herkes tarafından biliniyor. Petrol için ne yaptıkları da biliniyor. Birleşik Arap Emirliklerine gelince, kime dayandıkları gayet açık. İngiliz Kraliçesiyle beraber poz vermek için verdikleri paralarla Gazze'deki ihtiyaç sahiplerinin bir senelik gıdası karşılanabilirdi. Davasında samimi olmayanın davası yıkılmaya mahkumdur. Dünyada ihtiyaç sahipleri, zulüm altında yaşayan Müslümanlar var oldukça, onların ihtiyaçlarını ve zulüm altındakilerini o zulümden kurtarmadıkça bizim dualarımız birinci semadan yukarıya geçmez. Bu da bizim imtihanımızdır. Dolayısıyla kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor.
Kaynak:DOĞRUHABER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.