Ramazanoğlu: "İstanbul Sözleşmesi toplumu mahvetti"
"Toplumsal Değişimde Kadın Erkek Rolleri ve Şiddet" konulu konferansta konuşan Araştırmacı-Yazar Yıldız Ramazanoğlu, İstanbul Sözleşmesi'nin toplum üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde (AİÇÜ) 'Toplumsal Değişimde Kadın Erkek Rolleri ve Şiddet' Konferansı düzenlendi.
AİÇÜ Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen ve Araştırmacı-Yazar Yıldız Ramazanoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı 'Toplumsal Değişimde Kadın Erkek Rolleri ve Şiddet' Konferansı gerçekleştirildi.
Konferansa, Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, Ağrı Emniyet Müdürü Nihat Özen, kurum müdürleri, akademisyenler, idari personel ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Konferansın açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, kadınların, insan onuruna yakışır, şiddetten uzak ve eşit bir hayatı hak ettiğini söyledi.
"Kur'an ve Hazreti Peygamber referanslı denge almamız lazım"
Rektör Karabulut, toplum olarak batı dünyasının olumlu yönlerini almak yerine tersinin yapıldığını ve toplumun hayatını gözden geçirmesi gerektiğini ifade ederek, "Rabbimiz bize, 'Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık' diyor. Aynı şekilde hem ayet-i kerimlerde ve hem de Hazreti Peygamber'in sözlerinde, kadınların erkekler üzerinde erkeklerinde kadınların üzerinde haklarının olduğunu özellikle bize emrediliyor. Ama maalesef biz bu Kur'an-i emirlere dahi çok yakın değiliz. Onun için tekrar kendimizi gözden geçirmemiz lazım. Çünkü ben fizikçiyim. Fizikte bir konu anlatırken özellikle bir denge durumunu alırız. İdeal denge durumunu almadığımız sürece sağlıklı konuşma şansımız olmaz. Biz Müslümanlar, insanalar olarak bu dengemizi Kur'an ve Hazreti Peygamber referanslı bir denge mi almamız lazım yoksa batı medeniyetinin bize dayatmış olduğu birçok sıkıntılı şeyleri mi almamız lazım. Batı aleminin iyi yönlerini elbette almamız lazım ama kötü yönlerini almamız lazım. Biz bunun tam tersini yapıyoruz. Onun için hayatımızı tekrar gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Konuşmasını yapmak için sahneye çıkan Araştırmacı-Yazar Yıldız Ramazanoğlu, ise İstanbul Sözleşmesinin toplumu mahvettiğini, Avrupalı kadınların Türkiye'de saha araştırması yapmasının abes olduğunu kaydetti.
"Geleceğimize indirilmiş en büyük darbe"
"Diyoruz ki, toplumsal cinsiyet icat edilmiş, zinhar korkunç bir şey. Bir İstanbul Sözleşmesi çıkmış lanet olsun hepimizi mahvetti. Geleceğimize indirilmiş en büyük darbe." olduğunu kaydeden Ramazanoğlu, şunları söyledi:
"Keşke İstanbul Sözleşmesini imzalamak yerine, biz Müslüman ve İslam dünyasına liderlik yapmak iddiasında olan bir ülke olaraktan bu yaraları görseydik ve deseydik, ilahiyatımız toplansın, akil insanlarımız toplansın. Akil insanlar nasıl ki Kürt meselesi için toplandılar. Yine toplansaydılar. Neden Avrupalılar gelipte benim ülkemde saha araştırması yapsın. Ağrı'daki, Manisa'daki, Diyarbakır kırsaldaki kadınların durumunu neden Avrupalı kadınlar gelip incelesinler. Bizimde akademimiz, paramız mı yok? Aklımız mı yok? Bizim bu anlamda her şeyimiz var. Biz kendimizi analiz edelim. Biz kendimiz hakkındaki bilgiyi üretelim, verileri ortaya koyalım. Kamuoyu araştırmalarımızı kendimiz yapalım. Kamuoyu araştırmaları daha çok siyaset için yapılıyor. Kime oy verilecek ya da verilmeyecek? Oy kısmı halledilecek ama bu toplumun birçok yarası var. Konuşulmayan, söylenmeyen, üstü kapatılan ince ince işler var. Buralara odaklanıp kendimiz hakkındaki fikirleri üretmemiz gerekiyor. Ondan sonra İstanbul Sözleşmesi ne olacak yani; yırt çöpe at. Biz erkekler, kadınlar, kardeşler olarak bu şiddete ne diyoruz."
"Çok çeşitli seçeneklerimiz var"
Kadınların evdeyken bile birçok iş yapabileceğini söyleyen Ramazanoğlu, "Ben evde kalırken o kadar mutluyum ki ha çalışırken de mutluyum. Senelerce eczacılık yaptım, halka hizmet verdim, özür mü dilemem gerekiyor ayıp mı, yanlış mı ettim? Hayır, o da çok güzel ve doğruydu. Ama şimdi başka bir noktadayız. Şimdi kitaplarımla daha çok ilgilenmek istiyorum. Evden çıkmak bile istemiyorum. Ama evden çıkmak istemiyorum diye evde oturup çekirdek çitleyerek televizyon izleyeceğim anlamına gelmiyor. Bende çalışan her kadın gibi saat 07.30'da ya da namazdan sonra kalkıyorum zamanımı örgütlüyorum. Evin içinde neler yapabilirim, her köşede bir çalışma, orada dergiler okuyabilirim, orada yazı yazabilirim. Kadın arkadaşlara sesleniyorum; çok çeşitli seçeneklerimiz var. Bir saatte 4 çeşit yemek yapıp oraya koyuyorum sonra her türlü işimi halledebiliyorum. Çünkü aklımız, beynimiz var. Ve bu kadar yeteneklerimizin hepsini birlikte kullanma imkanlarımız var. Ve dünyanın buna da ihtiyacı var. Biz toplumun yarısını bir rafa kaldıracak halimiz yok. Ortadoğu'ya bakıyoruz, kendimiz her türlü emperyalizme, işgallere, yağmalara karşı elverişli bir konumdayız şuanda. Bölük pörçük, param parça. Yarısı aydınlanmış, yarısı cahiliye yaşıyor, toplumun bir kısmı hala değişik çağlarda kalmış gibi aynı zamanı yaşamıyoruz bazı insanlarla düşünebiliyor musunuz?" dedi.
Programın ardından Rektör Abdulhalik Karabulut, Yıldız Ramazanoğlu'na plaket takdim etti. Program toplu fotoğraf çekimi ile son buldu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.