Ravza Kavakçı: 28 Şubat'ta asil bir mücadele verildi
28 Şubat sürecinde mağdur olan kişilerle yapılan röportajlardan derlenen "Tanık" belgeselinin galasına katılan AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan, darbe süreci ve sonrasına dair İLKHA muhabirine konuştu.
"O mücadelenin sonunda da rabbim bize lütfetti ve bugünleri gösterdi"
Bin yıl sürecek denilen 28 Şubat ile birçok insanın hayallerinin ellerinden alındığını, hayatlarının altüst edildiğini belirten Kavakçı, "Gencecik evlatlarımız, imam hatipli kızlarımız, delikanlılarımız yerlerde sürüklendi. Üniversitelere giremediler. Medine Bircan gibi bir örnek var ki, 70 küsur yaşında bir annemizin kimlik fotoğrafı başörtülü diye sağlık hizmetlerinden mahrum bırakıldı ve ölüme terk edildi. Bu bir cinayettir. Bunlar yaşandı ama 28 Şubat'ta direnen genç kızlarımız, delikanlılarımız, kadınlar ve erkekler çok asil bir mücadele verdiler. Asla kanunları çiğnemediler, asla şiddete başvurmadılar, silahlanmadılar, milletin malını yağmalamadılar. Asil, zarif bir mücadele verdiler. O mücadelenin sonunda da Rabbim bize lutfetti ve bugünleri gösterdi." diye konuştu.
"Elimizdeki nimetleri kaybetmemek için Allah'a hamd ediyoruz"
Kavakçı, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde o gün zulmeden zalimler, ekonomik anlamda ülkemizi çökertenler hem de beyin göçüne sebep olanlar tarihin çöp kutusuna atıldılar. O günlerden bu günlerin geleceğine dair dualarımız, ümidimiz vardı ama pek de gerçekleşecek gibi gözükmüyordu. Bugünden o günlere baktığımızda elhamdülillah diyoruz. Ülkemiz nereden nereye geldi. Artık başörtülü ve başörtüsüz kadınlar eşit bir şekilde toplumda her alanda yer alabiliyorlar, memleketlerine hizmet edebiliyorlar. Elimizdeki nimetleri kaybetmemek için Allah'a hamd ediyoruz." şeklinde konuştu.
"Ekonomik darbeler, algı savaşlarına da mağlup olmamak için uyanık olmamız lazım"
Darbelere karşı uyanık olunabilmesi için toplumun her kesiminin hassasiyet göstermesi gerektiğini belirten Kavakçı, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"15 Temmuz'da zaten milletimiz bu cevabı verdi. 15 Temmuz'da gençler de en güzel cevabı verdi. Birçok anne baba, büyükler şehadet için can atarken 15 yaşında Halil İbrahim, 16 yaşında Abdullah Tayyip Olçok şehit oldular. 15 Temmuz ile biliyoruz ki, ülkede kimse eskisi gibi bir darbeyi asla tekrar yapamaz. Bu millet izin vermez, biz izin vermeyiz. Ancak bu süreçte kenetlenmeliyiz. Ekonomik darbeler, algı savaşlarına da mağlup olmamak için uyanık olmamız lazım. Toplumda zaten bu anlamda hassasiyet var ama gençlerin de bu anlamda hassas olmaları gerekiyor." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.