Rusya ve Türkiye savaşın eşiğinde
Ankara-Moskova hattında hafta sonunda yaşanan hava sahası ihlali tartışması, tarafların karşılıklı sert açıklamalarıyla daha da büyüdü. Rus uçaklarının hava sahası ihlalinde bulunduğuna ve bu ihlalin sürmesi durumunda Moskova yönetiminin cezalandırılacağını açıklayan Ankara’ya, Rusya yönetimi adeta kulak tıkadı.
“Hava sahası ihlalinde bulunmadık” diyen Moskova yönetimin hem NATO hem de Amerika yalanlanması dikkat çekti. ABD ve NATO’dan gelen “Moskova yönetimi sorumlu davranmalı” çağrılarının yerini bulup bulamayacağı tartışması bir yana Rusya’nın önümüzdeki dönemde neler yapabileceği ve Ankara’nın nasıl bir pozisyon alması gerektiği konusu değerlendirilmeye başlandı.
“Sıcak harekat sinyalleri”
DW Türkçe’nin Rusya’nın manevralarının ne anlama geldiğine ilişkin sorusunu yanıtlayan emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, Türkiye’nin NATO’yla birlikte hareket etmesinin de önemine dikkat çekti. Rusya’nın bir güç gösterisi içinde olduğu tespitini yapan Karakuş şöyle konuştu:
Türkiye, Kasım 2015'te sınırını ihlal eden bir Rus uçağını düşürmüştü
“Türkmendağı Bölgesi, Esad ve Rusya'nın eline geçti. Rusya, Fırat'ın batısında güvenli bir bölge kurmak isteyen Ankara'ya geçit vermemeye çalışıyor ve 'Elinizdeki Türkmendağı Bölgesi'ni de bitirdim. Daha da ilerleyemezsiniz' mesajıyla şov yapıyor. Türkiye, NATO'yla ortak hareket ederek haklı zeminini güçlendirdi. Türkiye'nin hemen ardından NATO'dan ve ABD'den Ankara'nın tezlerini destekler nitelikte açıklamalar gelmesi de Rusya'nın kendi başına hareket ettiğini gösterdi. Rusya, 'Suriye'de ilerlemekten vazgeçmeyeceğim. Burası benim' mesajı vererek aslında sadece Türkiye'ye değil tüm dünyaya meydan okuyor. Rusya önümüzdeki dönemde de Türkiye'nin güvenli bölge kurmak istediği yerlere doğru ilerleyecek ve sıcak harekat yapacak. PYD'yle işbirliği de tüm bu olacakların bir göstergesi. Ankara 'hava sahamı ihlal ettin' diyor, Rusya yalanlıyor. Bu tartışmaya aslında hiç girmemek ve NATO kayıtlarını kanıt olarak göstermekte fayda var. Türkiye'nin ve NATO'nun bu noktada ilerlemesi de dikkat çekiyor.”
“Türkiye şov kurbanı olmamalı”
Türkiye'nin daha önce Rusya'yla ekonomik-siyasi başta olmak üzere çok iyi işleyen bir işbirliği ve diyaloğu olduğunu hatırlatan Karakuş, Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesiyle birlikte ortaya ‘kanlı bıçaklı taraflar çıktığını’ söyledi. Karakuş, Türkiye’nin bu süreçte çok temkinli davranmasının önemine dikkat çekti:
“Uçağın düşürülmesinden sonra gerekli dersleri alan dahası Rusya bomba atmadıkça saldırganlıktan uzak durması gerektiğini öğrenen Türkiye'nin bu kez daha temkimli ilerlediğini görüyoruz. Siyasi açıklamalardan çok uygulamalara bakmak gerekiyor bu noktada. Başbakan Davutoğlu'nun "gerilimi tırmandırmayacağız" açıklaması bu noktada çok önemli. Rusya, kendi şovunu yapabilir ama Türkiye bu şovun kurbanı olmamalıdır ve keskin çıkışlardan kaçınmalıdır”
Bu süreçte BM’nin de daha aktif hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Karakuş, Cenevre müzakerelerinin tüm tarafların beklentilerini karşılayacak şekilde güçlendirilmesinin önemine vurgu yaptı. Karakuş, “Bugün dünyada tam da 2. Dünya Savaşı'ndan önceki durum yaşanıyor. BM görevlerini yerine getirmediği için kaba güçler, kaba devletler birbirlerine karşı şov yapıyor. Ve sonuçta Ortadoğu'daki yangın yaşanıyor. Suriye bugün kendi halkı dahil tüm dünya için bir savaş alanına dönmüşse BM aktif olamamasının da bunda büyük payı var” dedi.
“İki ülke savaşın eşiğinde”
Rus askeri uzman Alexander Golz da DW Rusça Servisi’nin sorularını yanıtladı. Golz, NATO’nun savaştan özellikle kaçınmasına karşın Moskova ile Ankara arasındaki gerginliğin tırmanmasını ‘tehlikeli’ olarak gördüğünü söyledi ve “Rusya ve Türkiye bugün bir savaşın eşiğindedir” ifadesini kullandı. Türkiye ve Rusya’nın bir yerel askeri çatışmaya girişebileceğine dikkat çeken Alexander Golz, “Ancak gerilimin boyutlarının daha da tırmanmasıyla birlikte ihtilafın yerel düzeyde sınırlı kalmaktan çıkmasından endişe duyuyorum” dedi.
Türk hava sahasının ihlal edilip edilmediği konusunda kesin yargıda bulunmanın güç olduğunu anlatan Golz, “Gerek Rusya gerekse Türkiye tarafı, gerçekleri savundukları görüş doğrultusunda düzeltmekte sakınca görmüyor” diye konuştu. Alexander Golz, ABD’nin ortaya koyduğu kanıtlarla birlikte tartışmasız bir şekilde Ankara’nın yanında durduğuna da vurgu yaptı. Golz, Ankara’nın Rus uçağını düşürdüğü zamanı hatırlatarak “O zamanki olaya kıyasla NATO ve ABD; çok daha sert ve kararlı tepkiler verdiler, açık bir şekilde Ankara’ya destek çıktılar. Anlaşılan Ankara, müttefiklerini ikna edip, desteklerini güvence altına alabilmek için sıkı çalışmış” değerlendirmesini yaptı. Golz, Moskova’nın Ankara’yla yaşadığı ihtilafı Karadeniz’e taşıma niyetinin olmadığını da dile getirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.